Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda, davacı tarafça açıkça icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünde tedbir isteminde bulunulması karşısında İİK 72/3 maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin tedbir yolu ile durdurulamayacağının açıkça düzenlenmiş olması nedeniyle davacı vekilinin bu yöndeki talebinin reddine dair yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla davacı vekilinin ara karara vaki itirazının 6100 sayılı HMK 353/(1)-b-1 maddesi uyarınca reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

İcra Müdürlüğünün 2013/14361 E. sayılı dosyasında depo edilen veya edilecek olan dosya borcu nedeniyle, İİK’nun 72/3 maddesi gereğince dava sonuçlanıncaya kadar paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verildiği, bundan sonra, alacaklı vekili tarafından, menfi tespit davası açmayan borçlular yönünden tedbir kararının bulunmadığı iddiasıyla, anılan borçlular tarafından yatırılan dosya borcunun kendilerine ödenmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce bu talebin reddi üzerine şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasında, tedbir kararı kimin hakkında verilmişse, sadece onun için hüküm doğurur....

    İİK'nun 72/4. maddesinde ise; menfi tespit davasının alacaklı lehine neticelenmesi halinde ihtiyati tedbir kararının kalkacağı, buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını, gösterilen teminattan alacağı ve alacaklının uğradığı zararın aynı davada takdir olunarak karara bağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, borçlular tarafından dosya borcunun tamamının ferileri ile birlikte icra dosyasına ödenmesinden sonra açtıkları menfi tespit davası ile icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine dair verilen tedbir kararı nedeniyle, paranın icra veznesine yatırıldığı tarih ile bu tedbir kararı arasındaki dönem için alacaklının faiz istemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir (İİK 72/2.f). İİK'nın 72/3.maddesinde ise; "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir" düzenlemesi bulunmaktadır. Yukarıda da belirtildiği gibi, İİK.'nın 72/3.maddesine göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir....

      İlk derece mahkemesince, " ....İcra İflas Kanunu'nun 72/3 maddesindeki düzenleme gereği takipten sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla, HMK 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi..." gereğince tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK.'nun 72. Maddesinde, " Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

      Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, İİK'nın 72/3 maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, ihtiyati tedbir talep eden davacının istinaf başvuru talebinin HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddi gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Ticari Şubesi'ne vekil olarak gitmemize rağmen bankanın 13.01.2023 tarih ve ... sayılı yazısını beyan ettiklerini ve mahkeme kararı olmadığını ifade ettiklerini, doğmamış bir alacağın takibe koyma durumlarının olmadığını, özensiz ve banka kurumsal kimliği ile bağdaşmayan işlemler nedeniyle bankanın en son dava açmak maksadıyla menfi tespit davası açtığını ve tedbir talep ettiğini, açılan menfi tespit davasının da icra takibine ilişkin fer'ilere ilişkin olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 390....

        Dosyamız konusu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında, icra takibinin durumuna ilişkin ihtiyati tedbir 72/3 maddesinde düzenlenmiş olup "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir" hükmünü getirmiştir. Yukarıda yapılan tespit ve açıklamalar doğrultusunda mevcut deliller doğrultusunda istinaf sebepleri değerlendirildiğinde; ilk derece mahkemesinin tedbir talebi ve tedbir kararına yapılan itiraz ile ilgili delilleri değerlendirme ve taktirinde hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince ihtiyati tedbire itiraz eden davalının istinaf kanun yoluna başvuru talebinin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde kırktan aşağı tayin edilemez.” Menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle borçlunun inkar tazminatına mahkum edilmesinin amacı, Kanunun bu hükmünde açıkça belirtildiği gibi uygulanan tedbir kararından dolayı alacaklının alacağını geç almaktan kaynaklanan zararını tazmin etmektir. Tedbir kararı uygulanmamışsa, alacaklının alacağını geç alması ve dolayısıyla alacağını geç almaktan doğan bir zararının bulunduğu da kabul edilemez....

          Bu sebeple, yerel mahkemece 209. maddenin açık ve ayrım yapmayan hükmünün dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebimizin kabulü gerekirken, aksi yönde değerlendirme yapılmış olması usul ve yasaya aykırıdır." beyanıyla verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mümkün değilse talepleri doğrultusunda karar verilmek üzere yerel mahkemeye geri gönderilmesine karar verilmesi istenmiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava, menfi tespit istemine yöneliktir. Davacı vekili, davacı hakkında başlatılan ve davacının bilgisi dışında kesinleştirilen icra takibine dayanak olarak gösterilen bononun sahte olduğunu, imzanın davacıya ait olmadığını, davalıya böyle bir borcun bulunmadığını beyanla menfi tespit kararı verilmesini; ayrıca icra takibinin geldiği aşama gözetildiğinde HMK.209.maddesi gereğince sahtelik iddiası nedeniyle ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep ve dava etmiştir....

          UYAP Entegrasyonu