"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih :30.10.2007 No :1467-2236 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, su sayacının arızalı olması nedeniyle tahakkukun yerinde olmadığı, söz konusu faturaya dayanılarak girişilen icra takibinin haksız olduğu iddialarına dayanan menfi tespit ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne icra takibi nedeniyle davacının toplam 1.867.89 YTL borçlu olmadığının tespitine, bu miktar yönünden takibin iptaline, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, icra takibine konu edilen senedin teminat senedi olduğu, borcun bulunmadığı iddiasına dayanan menfi tespit ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, senedin üzerinde teminat olarak verildiğine dair herhangi bir ibarenin bulunmadığı, davacının iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı, teklif edilen yeminin davalı tarafça eda edildiği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Süha Tanrıver Dava Şartı arabuluculuk üzerine bazı düşünceler Türkiye Barolar Birliği Dergisi Mart- Nisan 2020 Sh.111 -141)Bunun yanında İİK 89 . maddesi ve HMK 211 vd. maddelerine istinaden açılan menfi tesbit davalarında arabulucuya gitme imkanının bulunmadığı da izahtan varestedir. TTK 5/A maddesi uyarınca arabuluculuğun dava şartı olabilmesi için (1) davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi olmalı (2) bu talebin bir davada alacak veya tazminat olarak ileri sürülmesi gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere menfi tesbit davaları alacaın tahsili sonucunu doğuran bir dava değildir. Kanun koyucu menfi tesbit davalarını zorunlu aracbuluculuğa tabi tutmak isteseydi bunu açık şekilde ifade ederdi. Yukarıda açıklandığı üzere yorum yoluyla menfi tesbit davalarını TTK 5/A maddesi kapsamına almak mümkün bulunmamaktadır. Tüm bu gerekçeler ışığında menfi tesbit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olmadığı sonucuna varılmalıdır....
Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu düzenlenmiş bulunmaktadır. Yasanın düzenlemesi gözönüne alındığında, arabuluculuk açısından açıkça dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olduğu, kanun maddesinin metni ve gerekçesi açıkça genişletici yoruma elverişli bulunmadığı, bu durumda menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuk kapsamında bulunmadığı, Yargıtay 19.Hkuk Dairesinin 2020/85 esas, 2020/454 karar sayılı ve 13/02/2020 tarihli Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikte kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik bağlayıcı kararı uyarınca belirtilen bağlayıcı Yargıtay kararı nazara alınarak bu tarihten sonra, menfi tespit davalarının arabulucuk yasası kapsamında olduğu savunulamayacaktır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/2 Esas KARAR NO : 2024/1 DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/01/2024 KARAR TARİHİ : 02/01/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... sektöründe faaliyet gösteren bir tacir olduğunu, karşı taraf ile müvekkilinin araba satmak için anlaştığını ve müvekkilinin ... ... şubesi ... çek basım tarihli keşide yeri ... olan ... vade tarihli ......
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dava açılırken arabuluculuğa başvurulmadığını, zira menfi tespit davasında dava açılmadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olmadığını, bir para alacağı veya tazminat davalarında arabuluculuğun dava şartı olduğunu,Menfi tespit davasının HMK'nun 106. ve İİK'nun 72. maddesi uyarınca özel bir tespit türü olduğunu, borçlu olunmayan kısımla ilgili olumsuz bir hüküm kurulduğunu, ifa imkanı tanınmayan bir tespit hükmü niteliğinde olduğunu,TTK'nun 5/A maddesi uyarınca bir miktar paranın ödenmesi, alacak ve tazminat taleplerinin dava açılmadan önce arabuluculuğa tabi olduğunu, menfi tespit davasının da "alacağa bir an önce kavuşma" gerekçesi ile arabuluculuğa tabi olduğunun gerekçesi olamayacağını, Arabulculuk dava şartı yargılama sırasında da giderilebilecek bir eksilik olup, Mahkemece bu konuda süre verilmeksizin davanın usulden reddine karar verilmesinin de usule, yasaya ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu...
Menfi tespit davalarında da bir talep var ise de bu talep maddi hukuk anlamında bir talep değildir. Başka bir söyleyişle, menfi tespit davalarında bir alacağın tahsili talep edilmediği gibi bu davanın sonucunda verilecek hüküm de bir alacağın tahsili sonucunu doğuran eda hükmü niteliğinde değildir. Tüm bu açıklamalara göre; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat olmadığından ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarında; dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Ayrıca; bu konudaki Bölge Adliye Mahkemeleri arasında çıkan uyuşmazlık, Yargıtay 19. H.D. 13/02/2020 tarih, 2020/85 E. 2020/454 K. sayılı karar ile; "ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı" şeklinde giderilmiştir....
İcra takibinden sonra açılan olumsuz tespit davalarında, borçlunun, tazminat isteminin dava dilekçesinde bildirilmesi gerekir. Ancak, talep dava dilekçesinde bildirilmemişse “istemin genişletilmesi” itirazı ile karşılaşmadan, bu istemini daha sonra dava içinde de ileri sürebilir. Menfi Tespit Davasında Borçlunun (davalı - alacaklının lehine) Tazminata Mahkum Edilmesinin Şartları a-İcra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın fiilen uygulanmış olması gerekir. b-Alacaklının bir talebi olmasa bile Mahkeme, durdurulan icra takibi konusu alacağın %20’si oranında tazminata mahkum etmekle yükümlüdür. c-Alacaklı lehine hükmedilen tazminatı borçlunun ihtiyati tedbir kararı alırken yatırdığı teminattan alabilir.(... , Yargıtay Üyesi, İtirazın İptali, Menfi Tespit ve İstirdat, Tasarrufun İptali, İflas ve İflasın Ertelenmesi, Sıra Cetvelline İtiraz, 4. Baskı)....
Hal böyle iken, menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK'nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan da Yasa Koyucu'nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı hususu dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesince bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu nazara alınmaksızın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Kötü niyet tazminatı yönünden yapılan değerlendirmede ise; 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen; “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır....