WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 14 parsel sayılı taşınmazın 50/311 payının baskı ve tehditle davalıya satış yoluyla devrinin sağlandığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı, iddiaların yersiz olduğunu, bedeli karşılığı taşınmazı satın aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tehdit ve baskı iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

    biz sizi dolandırılan kişileri yakaladık.Boşuna dava açmayın biz sizi bilgilendireceğimiz “ demiş ve telefonu kapattıklarını, Aldatma ve korkutma suretiyle yapılan satış sonucu Müvekkilin elinden alınan ve halen davalı adına kayıtlı bulunan İst. ili, Ümraniye ilçesi -Namık Kemal Mah. 2 Pafta 586 Ada, 4 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek, müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, aldatma ve korkutma hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır. 01/09/2022 tarihli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümü kararı gereğince "Aşırı yararlanma, yanılma, aldatma ve korkutma gibi iradeyi sakatlayan sebeplere (TBK m. 28, 30 ila 39)dayanılarak açılmış tapu iptal davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.-2....

    Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 20.04.1983 gün ve 1980/1- 1846- 397 sayılı kararında da aynı hususa işaret edilmiştir. (Bknz. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2015/2059 Esas, 2018/278 Karar sayılı ilamı) Somut olayda; davacı tarafça ehliyetsizlik, hile ve korkutma hukuksal nedenlerine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunulduğu, mahkemece ehliyetsizlik iddiasının sübut bulmadığı, iradenin fesada uğratılması yönündeki iddiayla ilgili olarak da davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine yönelik kararın verildiği, davacı vekili tarafından kararın istinafa taşındığı anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece iradenin fesada uğratılması nedeni ile tapu iptali ve tescil davası yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı gerekçesi ile usulden reddinde herhangi bir isabetsizlik söz konusu değildir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ...’in müvekkilinin babası diğer davalı ...’ten korkutma ve baskı sonucu 83.000.TL’lik çek alarak takibe geçtiğini, yardım amacıyla müvekkilinin davalı ...’le sözleşme yaparak, çek için dört adet toplam 37.000 YTL bedelli bonolar imzaladığını, sonradan bu davalı ile babası ...’in müvekkili ve annesinden para koparmak için bu yola gittiklerini öğrendiklerini ileri sürerek, bu bonoların iptali ile borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin davalı ...’e para vermesinden dolayı ...'...

      Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK. nun 33. maddesi hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek en uygun kanun maddesini bulup uygulamak hâkime aittir. Elde ki davada mahkemece her ne kadar dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmiş ise de, iddianın ileri sürülüş biçimi ve dava dilekçesinin içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davacının korkutma (ikrah) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunduğu tartışmasızdır. Bilindiği ve 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 37. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 29.) maddesi uyarınca, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nin 38....

        ya aktardığını; işlemlerin tehdit ve baskı ile alınan vekaletnamenin kötüye kullanılması suretiyle el ve işbirliği içerisinde muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuştur. Davalı ...,taşınmazları iyiniyetli olarak satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, vekil ... ...'ın vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazları ... ...'a devrettiği kabul edilse dahi, üçüncü kişi konumundaki davalının kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 73 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacı, yaşlı ve yalnız bir kadın olmasından faydalanan davalı Ali ve annesinin akraba olmaları bahanesi ile kendisine yakınlaştıklarını, diğer akraba ve komşularını çevresinden uzaklaştırdıklarını, manevi baskı ve korkutma altında tutarak maliki bulunduğu 12666 ada 17 parseldeki 16 nolu bağımsız bölümü Ali'nin satış göstererek üzerine aldığını, daha sonra Ali'nin bu yeri el ve işbirliği içinde hareket eden diğer davalı İbrahim'e muvazaalı olarak devrettiğini, davalı Ali ve annesinin baskı ve korkutmasından başka akrabalarının 31.10.2003 tarihinde kendisini davalılardan uzaklaştırmaları ile kurtulduğunu ileri sürüp davalı İbrahim adına olan tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini istemiştir, Davalı Ali, davacıdan satın alarak maliki olduğu dava konusu taşınmazı ihtiyacı nedeniyle diğer davalı İbrahim'e sattığını, satışın gerçek ve geçerli bir akit olduğunu...

            Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2012/55 esas sayılı davada da 1881 ada 6 parsel nolu taşınmaz hakkında aynı nedenlerle tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis isteminde bulunulduğu, derdestlik yönünden dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bir davanın derdestlik nedeniyle reddedilebilmesi için; aynı davanın iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte olması, birinci dava ile ikinci davanın taraflarının, dava konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Eldeki davada; tarafların babaları olan ...'ın korkutma ve zorlama altında 1881 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki payını önce davalıya vasiyet ettiği, sonrasında ise bağış suretiyle devrettiği ileri sürülerek; vasiyetname ile bağışlama tasarruflarının iptali, olmadığı takdirde tenkisi talep edilmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 25/01/2012 tarihinde ......

              Davacı kambiyo senedinin korkutma suretiyle imzaladığını iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuştur. HMK 25/2 maddesi "kanunla belirtilen durumlar dışında hakim kendiliğinden delil toplayamaz" ve HMK 26. maddesi "Hakim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır." hükümlerini içermektedir. Somut olayda davacının senetlerin korkutma yolu ile alındığı iddiasını kanıtlaması gerekir. Mahkemece yapılan araştırmada davacının cumhuriyet savcılığında verdiği ifadesi dikkate alınarak korkutma iddiasının dışına çıkılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, kabul kararı doğru olmamıştır. Davacının ispat yükümlülüğünde olduğu kabul edilerek delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18/09/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi....

                Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Somut uyuşmazlıkta davacı icra takibinden sonra Menfi tespit davası açmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu