WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Age, s.734) Hukuki menfaat bir dava şartıdır ve mahkemece kendiliğinden göz önüne alınır. Bu nedenle mahkeme, açılan tespit davasının başında (ön inceleme aşamasında -m.134vd-) davacının hukuki menfaati bulunup bulunmadığı konusunda karar vermek zorundadır. Tespit davası açılmasında hukuki menfaatin varlığı, şu üç şartın varlığına bağlıdır: a-Davacının bir hakkı veya hukuki durumu, güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı, b-Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı, c-Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. (Age s.735) HMK'nun düzenlediği menfi veya müspet tespit davası, genel tespit davasıdır. Buna karşılık İİK m.72'deki menfi tespit davası, özel bir dava türüdür ve bu davada öncelikle İİK m.72 hükmü geçerlidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı ile olan ticari ilişkisi ve tanışıklığı sebebiyle kendisinden aldığı borç paraya karşılık tehdit ve baskı altında, adına kayıtlı 268 Ada 102 parsel sayılı taşınmazını davalıya devretmek zorunda kaldığını, iradesinin tehdit altında sakatlandığını bu nedenle hukuki işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline, aksi takdirde taşınmaz değerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmaya katılmamıştır. Mahkemece, 818 sayılı Borçlar Kanununun 31. maddesi uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....

      Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 2014/457 Esas sayılı dosyası ile yargılaması devam eden dava ile gayrimenkul satış vaadine dayalı 13 adet taşınmaza ilişkin T4 lehine tapu iptali ve tescilinin istendiğini, T7' a annesi ve ablası tarafından gösterildiğinde "bu benim arazilerimi alacaklının alması için bir ihtar sizin arazilerinizle ilgisi yok, araziler hisseli olduğu için bunun böyle yapılması gerekiyormuş" dendiğini, ayrıca bu evrakları avukata ve başka yerlere göstermeyeceksiniz" diyerek korkutmayı sürdürdüğünü, bu sözleşmeyi yapan tarafların gerçek iradeleri dışında bu sözleşmenin büyük ölçüde ve gerçek boyutta tehdit, korkutma altında yapıldığının görüldüğünü, TBK 37, 38, 39....

      menfi tesbit talebiyle birlikte tapu iptali-tescil talep edilen davada, Mahkememizin yolsuz tescile dayalı tapu iptali davalarına ilişkin bir görevi olmadığı , davanın hukuki dayanağı TMK nun 1024/1 maddesinde yazılı "bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3.kişinin bu tescile dayanamayacağı" düzenlemesidir. Yargıtay uygulaması da ayrıca incelenmiş; menfi tesbit talebiyle birlikte açılan tapu iptali tescil taleplerinin birlikte incelendiği yargıtay 1.Hukuk Dairesinin emsal ilamları (Yargıtay 1.HD 2015/15898 Esas-2017/4236 Karar, 2019/948-2019/4072 Karar bir çok kararı) dikkate alındığında dava konusu uyuşmazlığın sahtelik nedeniyle borçlu olunmadığı halde, icrada satışı yapılan taşınmazın yolsuz tescile dayalı tapu iptali-tescil davasına ait bulunmakla uyuşmazlığın bu minvalde ele alınması gereklidir....

        Başka bir anlatımla ikraha uğrayan kişinin (mükrehin) yapılan tehdit sonucu bir zarara uğrayacağı endişesini taşıması ve gerçek bir tehlikenin varlığı hususunda şüphesinin olmaması gerekir. Çünkü her tehdit korkuyu doğurmaz. İkrahın ciddi olup olmaması durumu objektif olarak değil, subjektif yani mükrehin durumuna bağlı olarak değerlendirilir. Normalde bir insan için korku yaratmayan bir durum mağdur bakımından korku yaratabilir. Her somut olayda korkutulanın yaradılışı, kültürü, cinsiyeti, yaşı, mesleği, bilgi düzeyi sosyal ve ekonomik durumu vs. gibi özellikleri göz önüne alınarak değerlendirme yapılmalıdır. Korkutmanın muameleyi yapana veya yakınlarına karşı olması gerekir. Sadece yakın akrabalar değil kendisine yakından bağlı olan kimselere karşı yapılan korkutma da yasa hükmünün kapsamında yer alır. Hısımlar, dost ve arkadaşlar, sevinci ve tasayı paylaşanlar kişinin yakın çevresini oluşturur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ, DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ. Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakan ...'in maliki olduğu 22247 ada 25 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payını davalıya satış yoluyla temlik ettiğini, satışın hile, tehdit ve baskı ile yapıldığını, murisin sağlığında bu durumu bildiğini ancak bir şey söyleyemediğini, Zeki'nin ölümüyle zorla yapılan satış nedeniyle miras hakkına tecavüz edildiğini ileri sürerek, tapu iptal isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, cebir,tehdit ve hile olgusunun ispatlanamadığı ve temlikin bedelsiz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dava, mirasçı tarafından açılan hile,ikrah nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir....

          E. sayılı dosyasından takibe konu, 24/02/2021 tarihli 84.000-TL. bedelli bononun, cebir, tehdit, baskı, korku, hile ve aldatma ile imzaladıkları iş bu nedenle takibin iptalini talep ettikleri, icra hukuk mahkemesince “... davacıların davaya konu senedi imzaladıkları hususunu açıkça beyan ettikleri....zor ve baskı iddialarının ise mahkemenin dar yetkili olması nedeniyle inceleme ve araştırma yapılabilmesine imkan bulunmadığı...” gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği görüldü. Davacıların, dava tarihi 22/04/2021 olan, ....İcra Hukuk Mahkemesi’nin ......

            Dava, bono nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Miktar itibariyle 2.500,00 TL'den yüksek hukuki işlemler ancak senetle ispat edilebilir ise de TBK'nın 37. maddesinde yer alan korkutma nedenine dayalı davalarda iddia haksız fiile ilişkin olduğundan tanık dahil her türlü delille davanın ispatı mümkündür. Bu durumda varsa mahkemece davacının sair delilleri de toplanarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken dosya içeriği ile bağdaşmayan gerekçe ve hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit, tapu iptali ve tescil, birleşen davada itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın tapu iptali ve tescil konusunda hüküm tesisine yer olmadığına, menfi tespit talebinin kısmen kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili Av. ..., kararı asıl dava yönünden süresi içinde temyiz etmiş ise de, 18.01.2018 günlü dilekçe ile temyiz talebinden feragat etmiş olup, Av. ...’nun vekaletnamesinde, temyizden feragat etme yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin temyiz talebinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....

                Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Dava; İİK'nun 72 maddesi kapsamında, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibine konu bonodan dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir. Davacı 335.000,00-TL bedelli bononun tehdit ve baskı altında imzalatıldığı ve senedin teminat senedi niteliğinde olduğundan bahisle borçlu olmadığı iddia etmiştir. Dava dilekçesinde hile ve tehdit yoluyla alındığı iddia edilmiş ise de bu iddiasına yönelik somut vakıaların dava dilekçesinde ileri sürülmediği, nitekim savcılığa yapılan şikayet neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığında da alınan beyanlarda taraflar arasındaki hukuki ilişki nedeniyle senedin verildiğine yönelik kabul ve tespit yapıldığı görülmüştür. Davacı tarafça senedin cebir ve tehdit ile alındığı ve teminat senedi olduğuna yönelik iddiaları mevcuttur....

                  UYAP Entegrasyonu