II-) İTİRAZ : Davalı vekili ihtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesinde özetle; Teminatın cüzi olduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, ihtiyati tedbir kararı ile müvekkili şirketin mağduru olduğunu, bedelini ödediği elektriğin karşılığını tahsil edemediğinden satın alamama tehlikesinin oluştuğunu, borcunu ödemeyen ve kaçak kullanımda bulunanların elektriğinin kesilmesinin yasal olduğunu, ihtiyati tedbir kararının haksız olduğunu bahisle itirazda bulunmuş kaldırılmasını talep etmiştir....
Eldeki asıl davada davacı menfi tespit davası yanında TTK 792.maddesi uyarınca çek istirdadı isteminde de bulunmuştur.İcra takibinde takipten sonra açılan menfi tespit davasında İİK 72/3 maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine karar verebilir. Bu durumda verilecek ihtiyati tedbir kararı ancak davanın taraflarını bağlar. Buna göre menfi tespit davasında ancak davanın tarafı olan borçlu yönünden işlem yapılamayacaktır. Bir başka anlatımla bir borçlu tarafından menfi tespit davası açıldığında borcun tarafından yatırılması halinde alacaklıya ödeme yapılmayacak, menfi tespit davası açmayan borçluların durumu bu tedbirden etkilenmeyecek; alacaklı da dilediği borçluya keşideciye başvurabilecektir. Davacının asıl davada davalı-alacaklıya yönelttiği diğer talep ise istirdat istemidir. İstirdat son hamile yöneltilir. Son hamilin de asıl davada davalı olduğu anlaşılmaktadır....
Somut uyuşmazlıkta; davacının delil olarak dayandığı delil tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre ihtiyati tedbir istemine konu alan adının davacının alan adından ve marka başvuru tarihinden önceki tarihte tescil edildiği tespit edilmiş olmakla bu aşamada davacının iddiası yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati tedbir isteminin reddi yerindedir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir....
Esas İSTİNAF EDEN İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : VEKİLİ : TALEP :İhtiyati Tedbir İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 15/09/2022 YAZIM TARİHİ : 19/09/2022 İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından davalı aleyhine Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında 02/04/2022 tarihinde tesis edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendiğinde; TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili, müvekkilinin, dava dışı ... adına kayıtlı taşınmazı 26.05.2011 tarihinde satın aldığını, taşınmaz üzerinde 21.04.2006 tarihli ....’nin 1. derecede akdi ipoteği bulunduğunu, bu ipotek alacağına bağlı Konya ... İcra Müdürlüğü'nün ......
Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarih, 2004/13-417 E.-2004/442 K.sayılı ilamında da açıklandığı üzere; muarazanın men'i(çekişmenin önlenmesi) davaları, usul hukuku anlamında tespit değil, eda davası niteliğindedir. Bu tür davalarda hem muarazanın(çekişmenin) varlığının tespiti ve hem de onun önlenmesi(men'i) talep edilir. Mahkemece ,abonelik sözleşmesi yapmama suretiyle ortaya çıkan muarazanın giderilmesi talebinde husumetin ...'a yöneltilmesi gerekmesine rağmen davalı ...'a karşı herhangi bir kaçak tahakkuk nedeniyle menfi tespit talebi olmamasına rağmen açılan davanın kabulüne karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle dava dışı ...'...
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukukî bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun U 2017- (19)11- 1644 Esas, 2021/1017 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukukî ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....
Maddesi ile değişik 341/1- b maddesi gereğince, ilk derece mahkemelerinden verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Sakarya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün 24/04/2018 tarih 42 sayılı denetmen raporuna istinaden ,davacının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığı tespit edilerek yetim aylığı kesilmiş ve kendisine ödenen aylıklar nedeniyle borç çıkarılmıştır. Davacı tarafından 10/05/2019 tarihinde dava açıldığı, davalı Kurum tarafından davacı aleyhine Sakarya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2019/6647 Esas sayılı dosyasıyla 12/06/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı sabittir. Yargılaması devam eden dosya davacının borçlu olmadığına ilişkin açtığı menfi tespit davasıdır....
İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir. (HMK m.390/3) Yani ispatı gereken hususların tam olarak değil kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir. Öte yandan 6100 sayılı HMK'nun 391. maddesinin madde gerekçesinde de açıklandığı üzere mahkemece asıl uyuşmazlığı çözecek mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilemez. Aksi halde geçici hukuki koruma olan ihtiyati tedbir davanın yerine ikame edilmiş olur. Yüksek Mahkeme içtihatlarına göre “dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde”, başka bir deyişle “davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde” ihtiyati tedbir kararı verilmesi doğru değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Samsun 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/28 Esas sayılı derdest olan dava dosyasında verilen ihale sonucu yapılan sözleşmeden kaynaklı muarazanın giderilmesi ile davalı tarafça yapılan işlemin iptali talepli davada verilen ihtiyati tedbir kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması için davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, yapılan inceleme sonucunda; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; ihale sonucu yapılan sözleşmeden kaynaklı muarazanın giderilmesi ile davalı tarafça yapılan işlemin iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili tarafından süresi içinde yapılan istinaf başvuru incelemesine konu istem ise; Samsun 4.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/28 Esas sayılı derdest dosyasındaki 17/02/2022 tarihli ara kararın kaldırılarak, taleplerinin kabulüne, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmesine ilişkindir....