talep etmiş, 30/05/2012 tarihli dilekçe ile davalı tarafından teminat mektubunun bankaya ibraz edilmesi üzerine 42.800 Euro karşılığının ödendiğinden bahisle menfi tespit talepli davanın istirdat davası olarak devamına karar verilmesi istemiş, 17/09/2012 tarihli dilekçe ile de 5000 Euro nakit para hakkındaki talebini atiye bıraktığını bildirmiştir....
talep etmiş, 30/05/2012 tarihli dilekçe ile davalı tarafından teminat mektubunun bankaya ibraz edilmesi üzerine 42.800 Euro karşılığının ödendiğinden bahisle menfi tespit talepli davanın istirdat davası olarak devamına karar verilmesi istemiş, 17/09/2012 tarihli dilekçe ile de 5000 Euro nakit para hakkındaki talebini atiye bıraktığını bildirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit, istirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve istirdat davasına dair karar Dairemizin 17.04.2014 gün ve 2013/13705-2014/5208 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacılar tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere, davacıların dava dilekçesinde tahliye tarihine kadar kira borçlarını belirterek borçlu olmadığı miktarın tespitini talep ettiğinin anlaşılmasına göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 226....
Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan rucuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş,hüküm davalı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere,alt kira sözleşmesinin asıl kira sözleşmesinin feshi ile sona ereceğine,alt kira sözleşmesinin birinci maddesinde yazılı şartın tahliye taahhüdü niteliğinde bulunmadığına,ilk kira sözleşmesinin usulüne uygun olarak feshedilmiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalı vekilinin alt kiracı olarak davacıya ödenen 2010 Eylül ayı kira bedelinin mahsubuna ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Hükme esas alınan 01.09.2008 başlangıç tarihli ve 6 yıl süreli asıl kira sözleşmesi ve 08.04.2009 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli alt kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Asıl kira sözleşmesi ile davacı tarafından dava dışı asıl kiraya veren ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.02.2009 gününde verilen dilekçe ile rödevans sözleşmesinin feshi, istirdat ve borçlu olmadığının tespiti istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine, davacının icra inkar tazminatı ödemesine dair verilen 01.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 14.06.2011 günü mürafaa icrasından sonra dosyada görülen eksiklik nedeniyle evrak mahalline iade edilmiştir....
Dava takipten sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı davalı ile kira sözleşmesinin bulunduğunu, takibe konu senedin kira sözleşmesi nedeni ile teminat olarak davalıya verildiğini, davalıya kira borcu bulunmadığını bu nedenle takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklandığından eldeki davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup, mahkememiz görevli olmadığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen kök ve ek bilirkişi raporlarına göre; davacı bayinin sözleşmenin ayakta olduğu dönemde başka rakip bir firma ile ticari ilişkide bulunması üzerine sözleşmenin 7.4 maddesinin ihlali sebebiyle sözleşmenin 7.5 maddesi hükmü uyarınca davalı tarafça sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, davalı tarafça düzenlenen üç adet fatura, davalının dava dışı bayilerine yaptığı masraflara ilişkin olup sözleşmenin 7.5.maddesinde de davalının menfi-müsbet zarar ziyan ve kaybının davacı tarafından ödeneceğine yer verildiği, bu durumda teminat mektubunun nakte dönüştürülmesi sözleşmenin davalı tarafça haklı nedenle feshi ve talep edebileceği menfi zarar kapsamında yerinde olup, istirdat koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Dava, kira sözleşmesi kapsamında menfi tespit istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK'nın 72. Maddesinde Menfi Tespit ve İstirdat Davası '' Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir. (Değişik: 9/11/1988- 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar....
Maddesine göre; ''Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.'' Bu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere; Menfi tespit davası açıldıktan sonra, borçlu icra tehdidi altında borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasına, aynı dosya üzerinden ve kendiliğinden istirdat davası olarak devam edilecektir. Kısacası menfi tespit davası bir nevi alacak davasına dönüşecektir. Alacak davasının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğu aşikardır. H.M.K.'nın 115. Maddesine göre mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını her aşamada kendiliğinden araştırır. Bu durumda eldeki dava menfi tespit davası olarak devam ederken yargılamaya devam edip, istirdat davasına dönüşünce bu dava alacak davasıdır ve dava şartı kapsamındadır demek kanaatimizce hukuk güvenliğini ortadan kaldıracaktır. Bu nedenle de menfi tespit davalarını dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerekmektedir. Konya BAM ......
Ancak açılan menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi sonucu istirdat davasına dönüşmüş olan davanın reddi halinde alacaklı(davalı) yararına alacağının alınan bir tedbirle geciktirilmesi söz konusu olmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerekir. ( ... İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 2007/..., s. 796 vd.) Tüm bu bilgiler ışığında, somut olayın incelenmesinde; davalının, davacı(borçlu) aleyhine bir icra takibi başlattığı, davacının süresinde itiraz etmediği için takibin durmadığı, davacının menfi tespit davası açarak iş bu takip nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, ne var ki yargılama sırasında borç ödendiği için davanın istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır....