Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. (6)Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. (7)Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir. (8)Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tesbit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, davacı hakkında yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti iken takip konusu miktarın icra dosyasına ödenmesi nedeniyle, ödenen bedelin tahsiline ilişkin istirdat davasına dönüştürülmüştür.Mahkemece,davanın kabulü ile 15.565,87 TLnin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Kira sözleşmesinin feshi ve ödenen kira bedelinin iadesi istemine ilişkin davada Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk ve Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taraflar arasında yapılmış kira sözleşmesinin feshi ile ödenen kira bedelinin iadesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, HUMK.'nın 8/2 maddesinde yalnızca kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye akdin feshi yada tespit davalarında görevli mahkemelerin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın kira sözleşmesine dayanan akdin feshi davası olmadığı, davalının sebepsiz zenginleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Sayılı HUMK.'...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-k.davacılar ..., ..., ..., ... ve ... ile davalılar ... ile ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan müsbet ve menfi zararların tahsili istemiyle açılmıştır. Davalılar reddini savunmuş, birleşen davalarında, arsada bulunan üç adet binanın yıkılması sonucu zarar gördükleri gibi 5 yıllık kira bedelinden de mahrum kaldıklarını belirterek menfi zararlarının tazminini talep ve dava etmişlerdir....
inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle borclu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. HUMK.nun 8. maddesinin 2. fıkrasına göre dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, akdin feshi veyahut tespit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevi içindedir. Ancak davacı dava dilekçesinde tahliye, akdin feshi veya tespit talebinde bulunulmaksızın kira sözleşmesi hükümleri gereğince cezai şarttan sorumlu olmadığının tespitini istenmiştir....
Mahkemece, zirai ürün kira sözleşmesinin feshi istemi ile açılan davanın reddine karar verilmiş, bu hükmü davacı temyiz etmiş karar Dairemizin 12.10.2009 tarihli ilamıyla ve ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmuş 30.03.2006 başlangıç tarihli zirai ürün kira sözleşmesinin feshi bozmadan sonra açılan ve birleştirilen kar yoksunluğu zararına yönelik davanın kısmen kabulü ile 23.574.17. TL’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir....
Davacı, taraflar arasında düzenlenen 12.3.2004 tarihli kira sözleşmesinin ifasının mümkün olmaması, nedeniyle geçerli olmadığını, taraflar için hüküm ifade etmediğini ileri sürerek sözleşmenin feshini ve davalıya borçlu olmadığının tesbitini isteyerek eldeki davayı açmıştır. Davalının görev yönünden karşı çıkması üzerine de mahkemece, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan sözedilerek görevsizliğe karar verilmiştir. HUMK'nun 8.maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu dava ve işler açıkca belirtilmiş bulunmaktadır. Anılan yasanın 8/II,1 maddesi uyarınca kira sözleşmesine dayanan her türlü "akdin feshi" davaları (BK md 248 vd) yönünden Sulh Hukuk Mahkemesi görevli kılınmıştır. Bu durumda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinden sözedebilmek için taraflar arasında başlangıçta geçerli bir kira sözleşmesinin yapılması sonradan sözleşmenin feshinin istenilmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, istirdat davasıdır. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233) İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İlk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır....
nun istirdatına karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2)Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; İİK'nun 72/6. maddesi gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında, dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....