Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

D. vekili, davalı kiralayan tarafından davacı kiracı hakkında, muaccel hale gelmemiş kira paralarının tahsili istemiyle icra takibi yapıldığını; her ne kadar, kira sözleşmesinde kira paralarının ait oldukları ayların en geç üçüncü günü akşamına kadar ödeneceğine dair hüküm mevcut ise de; tarafların ödemenin her ayın ilk haftasında yapılması yönünde şifahi olarak anlaştıklarını ve 12 yıl süren sözleşmede bunun örf halini aldığını, 2006 yılı Kasım ayı kira parasının henüz muaccel olmadığını, muaccel olmamış borç için icra takibi yapılamayacağını, bunun M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük ilkesiyle de bağdaşmayacağını ileri sürerek, takibe konu borcun muaccel olmaması nedeniyle asıl alacağın mevcut bulunmadığının tespitine, kötüniyetli icra takibi nedeniyle asgari %40 oranında kötüniyet tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı A....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takipleri nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin ... Köyü kireçli mevkii .../... adresindeki işyerini 01/03/2009 tarihli yazılı sözleşme ile kiraladığını, kira bedellerini davalıya ödediğini, takip konusu dönem için sadece 2030 TL borçlu olduğunu, davalının aynı yer için 3 ayrı icra takibi yaptığını, ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Dava, kredi borcunun kefili olan davalı tarafından ödendiği belirtilen bedelin davacıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 16.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra takibinde ve davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.08.2001 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davacı alacaklı bu sözleşmeye dayanarak ... İcra Müdürlüğü’nün 2009 / 2630 sayılı dosyası ile 14.4.2009 tarihinde Haziran 2008 – Mart 2009 arası aylar kira parasının tahsili konusunda tahliye istemli icra takibi yapmıştır. Borçlular vekili, ödeme emrinde belirtilen kira bedellerine itiraz ettiklerini, aylık kira bedelinin 400,00 TL olduğunu, davacı tarafından açılan kira tespit davasının reddine karar verildiğini,anılan davada davacıların aylık kira bedelinin 400,00 TL olduğunu kabul ettiklerini, ödenmemiş kira borçları bulunmadığını, daha önce aynı icra müdürlüğünde 2009/2270 sayılı icra dosyası ile takipte bulunulduğunu belirterek itiraz etmiştir....

          Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası, ödenen borç kesimi için (kısmî) istirdat davasına dönüşür; ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder. Yani, bu halde menfî tespit davasına kısmî tespit davası ve kısmî istirdat davası olarak devam edilir. Mahkemece; verilen tedbir kararı gereği borçlu tarafından icra dosyasına yatırılan paranın alacaklıya ödenmediği, davanın istirdata dönüşmeduğu halde menfi tespit kararı verilmesi yerine istirdat kararı verilmesi, - İcra ve İflas Kanununun 72. maddesinin 5.fıkrasına göre; “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.”...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine, davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, davacı icra mahkemesine başvurarak, itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Mahkemece, itirazın kaldırılarak takibin devamına karar verilmesi üzerine, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından sözlü kira sözleşmesine dayanılarak 3.12.2010 tarihinde kira alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatılmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde taraflardan gelen olmadı. Dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesi kefili aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ödenmeyen kira bedellerinin tahsili amacıyla girişilen icra takibi nedeniyle açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kiracı vekili; Müvekkilinin davalıya ait taşınmazda kiracı iken taşınmazı zorunlu olarak tahliye ettiğini, taşınmazın daha sonra bir başkasına yeniden kiraya verildiğini, davalının ... İcra Müdürlüğü’nün 2010/... Esas sayılı dosyası ile 8800 TL anapara üzerinden takip başlattığını, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğunu, müvekkilinin istenen miktarda borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir....

                Alacaklı vekili tarafından davalı kiracılar hakkında başlatılan icra takibinde, 01.08.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli sözlü kira akdi gereğince ödenmeyen toplam 2.760,30 TL kira alacağının tahsili ve tahliye istenmiştir. Borçlulardan ...’a ödeme emri 26.09.2009 tarihinde, diğer davalı ...’a ödeme emri 29.09.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalılardan borçlu ... ödeme emrine itiraz etmemiştir. Davalı diğer borçlu ... ödeme emrine karşı 21.10.2009 tarihinde itiraz dilekçesi vermiş ise de itirazın yasal süre içinde yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda her iki davalı yönünden de icra takibi kesinleşmiştir. Buna göre, taraflar arasında sözlü kira akdi bulunduğu, her iki davalının da kiracı olduğu ve aylık kira miktarının kesinleştiğinin kabulü gerekir. Davacı kiralayanın,her iki kiracı hakkında başlatılan icra takibinin de itiraz edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle İİK’nun 269/a maddesi gereğince tahliye davası açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı alacaklı tarafından kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı-borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı icra mahkemesine başvurarak temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesini istemiş daha sonra da ıslah yoluyla itirazın kaldırılması talebinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 Sayılı HMK.nun 176. maddesi "Taraflardan her biri yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir." hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda bir davada sadece usul işlemleri ıslah edilebilecek olup, ıslahla yeni bir dava açılamaz ve istemde bulunulamaz....

                    UYAP Entegrasyonu