Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine bilindiği üzere kira ilişkisinin varlığını ispat külfeti kiraya verende, kira bedellerinin ödendiğini ispat külfeti ise kiracıdadır. Davacının menfi tespit davasına konu ettiği Alanya İcra Müdürlüğü'nün 2019/107586 Esas sayılı dosyasındaki alacağın sözlü kira ilişkisine dayalı olduğu, dosyamız davacısı borçlunun takibe itirazında açıkça kira borcunun tamamını ödediğini bildirmiş olduğu görülmektedir. Yine davacının 12/10/2019 tarihli Saray Polis Merkez Amirliğinde alınan ifadesinde yeri yaklaşık 20 ay önce T3 kiraladığını beyan ettiği görülmektedir. Buna göre taraflar arasında sözlü kira ilişkisi bulunduğu sabit olup davalının kira ilişkisinin varlığını ispat külfetinden kurtulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bu aşamada artık davacının takibe konu borcu ödediğini veya bu alacağın talep edilemeyeceğini eldeki menfi tespit davasında ispatlaması gerekmektedir....

Bu durumda, davalının, elektrik ve su tüketim bedeli için ödeme yapıp yapmadığı belirlenerek, ödeme yaptıysa ödenen miktar kadar davacıya rücu edebileceği de göz önünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekir. 2-) İcra ve İflas Kanunu' nun 67.maddesinin 2. fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere icra tazminatına itirazın iptali davası açılması halinde, koşulları oluştuğu takdirde hükmedilebilir. Somut olayda ise dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Bu nedenle Mahkemece, davacı aleyhine icra tazminatına hükmedilmesi doğru değildir. İcra ve İflas Kanun'unun 72/3. maddesinde, “....icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez....

    . - DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/11/2019 KARAR TARİHİ : 18/03/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili, davalının çeke dayalı olarak icra takibi başlattığı ancak çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, iddiasına dayalı menfi tespit ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili, imzaya itirazın kötü niyetli olduğunu dava konusu çekin illetten mücerret borç doğurduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. DELİLLER -Çek -İcra Dosyası -Bilirkişi raporu DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı aleyhine başlatılan çeke dayalı icra takibi nedeniyle çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit ve çek iptali istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı verilen yetkisizlik kararının süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi olduğu çeke dayalı olarak davalı ... AŞ tarafından icra takibi yapıldığını, ancak çekin satım sözleşmesi nedeniyle dava dışı şirkete verildiğini ve satım konusu malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasında alınan tedbir kararına rağmen ciro edildiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... AŞ vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı ...AŞ vekili, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirmiştir. Davalı ... davaya yanıt vermemiştir....

        Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Prof. Dr. Hakan Pencanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Doç. Dr. Meral Sungurtekin Özkan, Doç. Dr. Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156-164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m.68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez....

          Somut olayda davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak icra takibine geçtiğini, bononun taraflar arasındaki kira sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiğini, ancak, müvekkilinin davalıya borcu bulunmamasına rağmen davalının bononun tahsili için icra takibi başlattığını belirterek bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasında uyuşmazlık, kambiyo senetlerinden kaynaklanmayıp temel ilişki kira sözleşmesi ilişkisi olduğundan, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Anlatılan nedenle davanın HMK.nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle görev yönünden usulden reddine, Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğuna, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

            Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasında kira ilişkisi bulunmakla birlikte uyuşmazlık kira ilişkisinden kaynaklanmamaktadır. Bu durumda temyiz incelemesi görevi .... ... Dairesine aittir. Ancak, ... .... ... Dairesince uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığından bahisle dairemizin görevli olduğu belirtildiğinden, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere ... Yüksek ... Başkanlığı'na gönderilmesine, 30.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece yapılan yargılamada; Mudanya İcra Müdürlüğünün 2012/972 E. Sayılı dosyası içinde bulunan 01/10/2009 faiz başlangıç tarihli 6.500,00 TL tutarındaki kira ilişkisine bağlı kiracı tarafından ödenmemiş elektrik ve su bedeli alacağına ilişkin faturaların incelenmesinden davanın kira alacağına bağlı alacak olarak yapılan takipten dolayı açılan menfi tespit davası olup, taşınmaza ait (kira ilişkisine dayalı) fatura alacakları da kira alacağı kapsamında bulunduğu, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1- a maddesine göre, kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir....

              İ.İ.K'nun 269/a maddesi “Borçlu itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilir.” hükmünü içerir. Davalı, yazılı kira sözleşmesine dayalı olarak, ödenmediği iddia olunan kira alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmesine rağmen takibe, sözleşmenin varlığına ve aylık kira miktarına itiraz etmemiştir. Bu durumda kira ilişkisi ve talep konusu aylık kira bedelleri ile takip konusu miktar kesinleşmiştir. Ödeme emrindeki yasal 30 günlük sürede borcun ödendiği davalı tarafca ispat edilemezse temerrüt olgusu gerçekleşir....

                in 2003 yılında düzenlenen kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, teminat senedi verilse bile bunu ilk sene verilmesi gerektiğini kira ilişkisinden altı yıl sonra teminat senedi verilemeyeceğini ve bir kira yılını aşacak şekilde 13 adet senet düzenlendiğini belirterek takibe konu senetlerin kiracılık ilişkisi ile ilgisinin olmadığını, takikibe konu senetlerin karşılığının ödenmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı davacılar aleyhine başlatmış olduğu icra takibi ile 05/02/2009 tarihinden 05/02/2010 tarihine kadar her biri 3000 TL'den 13 adet senedin bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı ... senedin alacaklısı, davacılar ise, senedin borçlusu ve kefilidir. Dava dışı ...ve ... ile davacı ... ... arasında kira sözleşmesi vardır. Davacılar davalının kiralayanların babası olduğunu senetlerin ise kiracılık ilişkisi nedeniyle düzenlendiğini iddia etmiş davalı ise borç para karşılığı verildiğini savunmuştur. Taraflar iddialarını yazılı olarak kanıtlayamamaktadırlar....

                  UYAP Entegrasyonu