Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş.firması arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında teminat olarak 18/11/2019 vadeli, 31/05/2018 tanzim tarihli senedin düzenlendiğini, senet üzerine müvekkilinin avalist olarak imza attığını ancak teminat senedi olması nedeniyle bononun kayıtsız-şartsız borç vaadini içermediğini, bu nedenle hükümsüz olduğunu, kambiyo senedi niteliği bulunmadığı için müvekkili tarafından atılan avalist imzasınında geçersiz olup hukuken geçerli borç doğurmayacağını, buna rağmen söz konusu bonoya dayalı olarak davalı banka tarafından haksız şekilde müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını beyanla ... 16.İcra Dairesinin 2020/1918 esas sayılı icra takibi nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle takibe konu alacağın %20'sindan az olmamak üzere müvekkili lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, ispat yükünün karşı tarafta olduğunu, sadece imzaya ve senede itiraz etmediklerini, taraflar arasında bono alınmasını gerektiren hukuki ilişki olmadığını, davalı araç kira sözleşmesine dayanmış ise de, kasko olmadan araç kiralanmasının davalı kusuru olduğunu, araç kazası nedeniyle müvekkilinden alacak istenemeyeceğini, mahkemece verilen kararın kaldırılmasına talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, araç kira sözleşmesine dayalı icra takibine yönelik menfi tespit istemine ilişkindir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK'nun 4/1- a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir....

    . - DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/12/2017 KARAR TARİHİ : 25/10/2019 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/11/2019 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından sunulan 4 adet faturaya istinaden istinaden müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takip dayanağı fatura ile ... şirketinin bir ilgisi bulunmadığını, diğer davalının ticaret sicil adresi bulunmasına rağmen TK 35....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, icra takibi ile takip dayanağı çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Eldeki dava faturaya dayalı başlatılan icra takibine karşı menfi tespit isteminden ibarettir. Davacı davalıya borçlu olmadığını öne sürmüş, davacı ise davalının iddialarının doğru olmadığını taraflar arasında bir kira ilişkisi olduğunu iddia etmiştir. Bilindiği üzere HMK'nin 4.maddesi kapsamında kira ilişkisinden kaynaklanan tüm davaları görmek sulh hukuk mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Taraflar arasındaki ilişki incelendiğinde bahse konu faturaların defterlerde yer aldığı ve aralarında bir ticari ilişki olduğu, davalı şirketin iştigal konusunun iskele malzemelerine ilişkin olduğu bu malzemelerin nitelikleri itibariyle satın alınmaktan ziyade her bir inşaat işi için kiralanma yoluna gidildiğinin bilindiği; bunun yanında davacının dava dilekçesine eklemiş olduğu ihtarnamede de aralarında bir kira ilişkisi olduğunu kabul ettiği görülmektedir. Bu halde eldeki uyuşmazlığın temeli taşınır kira sözleşmesine dayanmaktadır....

          Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açarak bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamayacaktır. Zira borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez H., Atalay O., Özkan, M. S., Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156-164). 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK.) 72. maddesi uyarınca yukarıda açıklanan şekilde menfi tespit davası açan borçlunun tazminat isteme hakkı vardır. Anılan maddenin 5. fıkrası aynen “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir....

            İcra dairesinin 2021/... Esas sayılı dosyasında takibe konulan bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik, menfi tespit davasıdır....

              Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibi veya ihtar yapılmadan önce borçlunun menfi tespit istemekte hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı kiracının başvurusu üzerine, davalı alacaklı davalının 54.238,20 TL kira farkı ve gecikme zammı borcu olduğunu bildirmiştir. Menfi tespit davası gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı bir dava olarak adlandırılmaktadır. Davacının davalı belediye kayıtlarına göre borcu olduğu bildirildiğine göre, davacının taraflar arasında muarazanın giderilmesini istemekte ve davayı açmakta hukuki yararı vardır. Bu nedenle Mahkemece işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. ./.....

                Somut olayda davalı-karşı davacı asıl davaya konu bononun araç kiralama sözleşmesi sebebiyle verildiğini, davacı-karşı davalının kiraladığı araç ile kaza yapması sebebiyle oluşan zararları teminen bononun takibe konulduğunu savunduğu ve karşı davada kira sözleşmesine dayalı olarak maddi tazminat isteminde bulunduğu, davacı-karşı davalının ise araç kiralama sözleşmesinde, bonoda ve kaza tespit tutanağında yer alan imzaları inkar ettiği ve menfi tespit ile istirdat istemlerinde bulunduğu anlaşılmıştır....

                  C) İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, “…,Davaya konu icra takibine sebep olan borcun dayanağının davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve davalı şirket tarafından müzekkere cevabında tüketim faturası nedeniyle yapılan tahakkuk olarak belirtilmiş olmasına rağmen;davaya konu takipte davalı tarafından icra dosyasına bildirilen takip talebinde alacağın sebebinin kaçak elektrik kullanımı olduğunun anlaşıldığı,Yargıtay uygulamasında itirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı olmakla icra takibinde dayanılan sebebin değiştirilemeyeceği kabul görmüş olmakla;menfi tespit davası ile itirazın iptali davasının sonuçlarının birbirini doğrudan etkiler nitelikte oldukları ve menfi tespit davasının da icra takibi ile ilişkisi gözetildiğinde menfi tespit davasında da icra takibinde dayanılan sebebin somutlaştırılması gerektiği,HMK'nun 194....

                  UYAP Entegrasyonu