Davalı vekili, müvekkili ile dava dışı keşideci ... arasındaki harici araç satımı karşılığında davaya konu olan çekin alındığını, ancak resmi devir işlemlerinin yapılmadığını, bu aracın da sonradan dava dışı keşideci ... tarafından yine haricen ... isimli şahsa satıldığını, resmi devir işlemlerinin müvekkili ile ... arasında olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, tüketicinin taraf olduğu ayıplı araç satımı nedeniyle uğranılan zararın satıcıdan rücüen tahsili için başlatılan icra takibi sonrasında açılan menfi tespit istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki harici taşınmaz alım satımı nedeniyle müvekkilince davalıya teminat amacıyla boş senet imzalanıp verildiğini, taşınmaz alımından vazgeçildiği halde senedin iade edilmediği gibi 22.600,00 TL bedel yazılarak icra takibine konu edildiğini ileri sürerek senetten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Taraflar arasında harici oto alım satımı yapıldığı ve dava konusu senedin bu ilişki nedeniyle verildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu senedin dayanağını teşkil eden harici oto satışı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d. maddesi uyarınca geçersizdir. Geçersiz satışlarda herkes aldığını iade ile yükümlüdür. Mahkemece bu yönler üzerinde durulup, tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir. Karşılaştırıldı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan geçersiz araç satımı sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasına ilişkin olup; mahkemece Tüketici Mahkemesi sıfatı ile yargılama yapılarak hüküm verilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 günlü ve 2012/1 sayılı kararı ile 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalan ve Tüketici Mahkemelerince verilen kararlara ilişkin bu tür davaların hüküm ve kararlarının temyizen inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine verilmiştir.Ancak, anılan daire dosyayı dairemize göndermiş olduğundan; dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanını Hukuk Başkanlar Kuruluna gönderilmesine, 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, daire satımı nedeni ile davalı şirkete verilen çeklerin, davalının edimini yerine getirmemesi nedeni ile bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, icra takibine konu 5.000,00 TL bedelli çekin alacaklısının davalı olmadığı, diğer 7.500,00 TL bedelli çekin alacaklısının kim olduğunun banka ibraz bilgileri olmadığından net olmadığı, ibraz eden alacaklının davalı olması halinde dahi taraflar arasındaki adi yazılı şekilde düzenlenen taşınmaz satış sözleşmesi gereği tapu devrinin gerçekleştiği, çekin bir ödeme aracı olması ve sebepten mücerretlik ilkesi gereği bedelsizliklerinden bahisle menfi tespit davasına konu olamayacağı, ancak eksik ve ayıplı ifa sebebiyle davacının davalıya alacak davası açabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki; 7.500,00 TL bedelli çek yönünden dava dışı banka cevabi yazısı ile çekin ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/525 KARAR NO :2023/131 DAVA:Menfi Tespit DAVA TARİHİ:27/04/2015 KARAR TARİHİ:21/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ...'nın otomobil yedek parça işi yaptığını, zaman zaman da uygun araç bulduğunda ikinci el araç alımı ve satımı yaptığını, ikinci el otomobil alımı satımını bazen de dava dışı ...'...
E. sayılı dosyasındaki icra takibine karşı menfi tespit davası açma süresi geçtiğini, dolayısıyla davacının menfi tespit davası açma hakkı zaman aşımına uğradığını, İzmir 4. İcra Müdürlüğü'nün .../... E. sayılı dosyasındaki icra takibi ilamlı takip olduğunu, ilama dayalı takibe karşı menfi tespit davası açmak hukuken mümkün olmadığını, davacının fotokopisini ibraz etmiş olduğu araç satış sözleşmesinin düzenlenme tarihi takip dayanağı bononun düzenlenme tarihinden sonra olduğunu, araç satış sözleşmesinin tarihi 02.06.2006 iken bononun tanzim tarihi 27.05.2006 olduğunu, dolayısıyla takibe konu bono ile araç satış sözleşmesinin birbirleriyle ilişkilendirilmesi mantıken mümkün olmadığını, İzmir 4. İcra Müdürlüğü'nün .../... E. sayılı dosyasındaki icra takibi, İzmir 3. İcra Ceza Mahkemesi'nin 11.04.2007 tarih, .../... E. .../......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Uyuşmazlık, harici araç satış sözleşmesi dolayısıyla verilen bonolar dolayısıyla borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Taraflar arasında kiracılık ilişkisi bulunmamaktadır. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay ( 13. ) Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay ( 13.) Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 02/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında davaya konu senedin keşide tarihi ile aynı tarihli oto satış sözleşmesi düzenlendiğini, buna göre davalının müvekkiline yine davaya konu senedin bedeli tutarı ile aynı tutarda bir araç sattığını, müvekkilinin de karşılığında davaya konu senedi davalıya verdiğini, sonraki süreçte araç üzerinde hacizler olduğunun anlaşılması üzerine davalıya aracın iade edildiğini fakat davalının senedi iade etmeyerek müvekkili aleyhine icra takibine koyduğunu ileri sürerek, icra takibine konu senetten dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....