Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin resmi şekilde yapılmaları geçerlilik şartı olup somut olayda resmi şekilde yapılmaması nedeniyle taşınmaz satış vaadi sözleşmesi geçersizdir. Geçersiz bir sözleşmeye dayalı olarak ifa istenemeyeceği gibi, bu sözleşmeden kaynaklanan menfi-müspet zarar ya da cezai şartın talep edilmesi de mümkün olmadığından geçersiz sözleşme ile kararlaştırılan cezai şarta istinaden yapılan icra takibine ilişkin menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacının imza attığı borç geçersiz olsa dahi bu borcun tahsili talebi karşısında kötüniyet tazminatı talebinde bulunulamayacağı açıktır. Bu nedenle kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmek suretiyle yeniden hüküm tesisi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
ın davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olmasının sonuca bir etkisinin olmadığı, çeklerdeki anılan kişiye ait cirolarının davalı şirket adına değil kendisi adına atıldığ, bu nedenlerle davalıya karşı menfi tespit talep edilemeyeceği ve Mahkemece verilen pasif husumet nedeniyle red kararının yerinde olduğu, tapulu taşınmazlarda mülkiyetin devrini öngören her türlü sözleşmenin resmi şekilde yapılmasının zorunlu olduğu, (TMK madde 706), 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesine göre taşınmaz satışları için tapu sicil müdürü veya tapu sicil görevlilerinin yetkili oldukları, dava konusu taşınmaz satış sözleşmeleri resmi şekilde yapılmadıklarından geçersiz oldukları, geçersiz bir sözleşmeye dayalı olarak tarafların ancak sözleşmenin ifasını yahut ifa karşılığını isteyebilecekleri, taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı hak ve borç iddiasında bulunamayacağından sözleşmedeki cezai şart veya sözleşmeye bağlı fer'i taleplerin de kabul edilemeyeceği, davacıların taleplerinin kira kaybından doğan gecikme...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/753 KARAR NO : 2023/53 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : ... KARAR TARİHİ : ... KARAR YAZIM TARİHİ : ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, icra takibi nedeniyle menfi tespit ve ihtiyati tedbirin kaldırılması istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, Amasya İcra Dairesi'nin 2018/24680 Esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek, menfi tespit talebinde bulunmuşdur. Yerel mahkemece menfi tespit talebinin kabulüne, davacının davalı Kent-T3 San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne Amasya İcra Müdürlüğünün 2018/24680 Esas sayılı dosyasına konu 30/01/2010 tarihli sözleşmeden doğan 50.000,00 TL ile 20/07/2012 tarihli sözleşmeden doğan 50.000,00 TL için borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Karar davalı tarafından istinaf edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ...'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, ...'...
Mahkemece, davalıya ait aracın satışı konusunda davalı ile dava dışı ... sözlü olarak anlaştıkları, davalının aracı dava dışı ... teslim ettiği, noter kanalıyla resmi şekilde yapılmayan satış sözleşmelerinin geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmelerde tarafların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını aynen iade etmekle yükümlü olduğu, bu nedenle davalı satıcının geçersiz sözleşmeye dayalı olarak aldığı bonolara dayanmak sureti ile davacıdan talepte bulunmasının mümkün olmadığı, dava konusu aracın davalıya teslim edildiği icra takip tarihinden sonra aracı teslim eden davalının kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle, icra takibine konu edilen senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespitine ilişkindir. Davaya konu bonoda davacı aval veren davalı ise alacaklı lehtar konumundadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine senede dayalı olarak takip başlatıldığını, davalılardan ... ile daire satışı konusunda anlaştıklarını ve protokol düzenlediklerini, protokolde yer aldığı üzere 30.05.2013 vade tarihli 13.000 TL bedelli teminat senedi düzenlendiğini, daha sonra satıştan vazgeçildiğini, teminat senedinin iade edilmeyerek ...'a ciro edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmişlerdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, geçersiz sözleşmeye dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. Protokol başlıklı belgede satıcı ..., alıcılar ...... pancar söküm makinesinin 31.01.2016 tarihinde satışı ve dava konusu edilen senetlerin verileceği , makine satışının ..... adına verileceği belirtilmiş; senetler de de ... ve diğerleri borçlu, lehdar ise davalıların murisi ...'dur....
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İcra İflas Kanunu md. 72’ye göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Menfi tespit davalarında davacı borçlu, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, borcun hiç doğmadığını iddia ediyorsa ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Ancak davacı borçlu hukuki ilişkiyi ve borcu kabul etmekle beraber başka bir sebepten ötürü geçersiz olduğunu veya borcun sona erdiğini iddia ediyorsa ispat yükü davacı borçlu üzerindedir....