Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinde; dava genel kredi sözleşmesine ve mirasın reddi hukuksal sebebine dayalı icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece ...... günü ...... TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi ........ olup, istinaf istemine konu edilen alacak miktarı ise ....... TL'dir. 6100 sayılı HMK'ya 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile ilave edilen Ek Madde 1 hükmü uyarınca yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında kesinlik sınırı 2021 yılı için ..... TL'dir. HMK'nın 341/2. maddesi gereğince miktar veya değeri .........

    İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosyanın incelenmesinde; dava genel kredi sözleşmesine ve mirasın reddi hukuksal sebebine dayalı icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece 17/11/2021 günü 5.723,73 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur. İlk derece mahkemesinin karar tarihi 17/11/2021 olup, istinaf istemine konu edilen alacak miktarı ise 5.723,73 TL'dir. 6100 sayılı HMK'ya 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile ilave edilen Ek Madde 1 hükmü uyarınca yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında kesinlik sınırı 2021 yılı için 5.880,00 TL'dir....

    Davacı, anılan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borcunun tamamen ödendiğini ve bononun iade edildiğini borcun ödenmesinden sonra banka ile borçlu şirket arasında 22.11.2010 tarihinde 3.000.000,00 USD bedelli yeni bir genel kredi sözleşmesi düzenlendiğini, bu genel kredi sözleşmesine davacının kefil olmadığını, davacı dışında başka kefillerle sözleşme yapıldığını, bu genel kredi sözleşmesi kapsamında aynı bedelle yeni bir bono alındığını, takip konusu borcun bu genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını ileri sürerek menfi tespit talep etmiştir. Davalı ise alacağı temlik aldığını ve 2006 yılındaki genel kredi sözleşmesini 20. Maddesinde, bu sözleşmeden önce doğmuş doğacak borçlar için davacının kefil olduğunu, bu kefaletin daha sonraki genel kredi sözleşmesini de kapsadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı (temlik eden banka) tarafından 05.08.2013 tarihinde İstanbul .... İcra müdürlüğünün ......

      . - K A R A R - İhtiyati haciz isteyen vekili, bonolara ve genel kredi sözleşmesine göre ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili, bonoların bedelsiz olduğunu, alacağın aslında genel kredi sözleşmesine dayandığını, bankaya olan tüm borçların ödenerek karşılığında ibraname alındığını, dolayısıyla bonolarında bedelsiz hale geldiğini, bu alacağın teminatını oluşturan ipoteğin dahi kaldırıldığını belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ... Bankasının ... Şubesinin Tapu Müdürlüğüne göndermiş olduğu 31.03.2009 tarihli yazıda muterizin murisi olan ...'ın faiz ve giderleriyle birlikte tüm borcunu ödediğini ve ipoteğin kaldırılmasını talep ettiği gerekçesi ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmiştir. Somut olayda ihtiyati haciz istemi genel kredi sözleşmesi ve bonolara dayalıdır....

        Hukuk Dairesi KARAR Dava, genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Birleşen menfi tespit davasında, asıl dosya davalılar,birleşen dosya davacılar vekili, ...’ın kredi sözleşmesinde ve para çekme dekontunda imzasının bulunmadığını, bankaya borcunun olmadığını belirterek davalı bankaya borçlu bulunmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir. Birleşen dosya davalı banka vekili, davacılar hakkında icra takibi başlatıldığını, bu takibe itiraz etmeleri üzerine itirazın iptali davası açıldığını, derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında, 16/03/2009 tarihli 25.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi düzenlendiği, diğer davalı ...'ında müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladığı,sözleşme uyarınca 16/03/2009 tarihinde davacı banka tarafından davalı ...'...

            Bu tür davalar, menfi tespit davası niteliğinde olup yetkili mahkeme davalı-alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Davanın vekil aracılığı ile açılması halinde, vekilin, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2.fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunması zorunludur....

            Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9/k maddesinin banka karşısında üye işyerinin durumunu ağırlaştırması sebebiyle genel işlem koşulu niteliğinde olduğu ve TBK'nın 25.md'si uyarınca geçersiz sayılması gerektiği, kaldı ki sözleşmenin bu halinin dürüstlük kuralına da aykırı olduğu, öte yandan ceza dosyalarında davaya konu işlemlerin gerçekleştirildiği kredi kartlarının sahte kimlikler ile alındıkları tespit edilmiş ise de, davacı şirket ortaklarının sahteliği yapan kişilerle ortak hareket ettiklerine dair delil bulunmadığı, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde davalının borçtan sorumlu tutulamayacağı gerekçeleriyle asıl ve birleşen alacak davasının reddine, birleşen menfi tespit davasının kabulüne, davalının davacıya 18.450 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen alacak davasında davacı, birleşen menfi tespit davasında davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Birleşen menfi tespit...

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1185 KARAR NO : 2021/1316 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/05/2021 NUMARASI : 2020/33 ESAS, 2021/152 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil; davalı banka ile davadışı Erdal Yalçın isimli şahıs arasında düzenlenen 50.000,00 TL tutarında ve 22.01.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine kefil sıfatı ile imza attığını, davadışı kredi borçlusu Erdal Yalçın müvekkilin imzası bulunan genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunu ödeyerek bu kredi ilişkisini bittirdiğini, müvekkil ise sonrasında, davalı banka ile herhangi bir borçlandırıcı işlem yapmadığını, Çorum 3.Noterliğinin 27.02.2019 tarih ve 05423 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davalı banka nezdindeki kefilliğinin son bulduğunu ve sonrasında kullanılacak hiçbir krediden sorumlu olmayacağını hususunu da...

              ya akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, davacının kredi sözleşmesine kefil olduğu gibi ayrıca kredinin teminatı olarak taşınmazı üzerine banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek alacaklarının tahsili için tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takipleri yapıldığını, kredi borçlusu davalının ciro yoluyla bankaya teslim ettiği davacının borçlu olduğu senedin geçerli bir senet olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir. Diğer davalı cevap dilekçesinde, davacının iddiasını doğrular beyanda bulunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalılardan ...'...

                UYAP Entegrasyonu