Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1355 esas sayılı dosyası ile menfi tespite konu icra takibinden önce kayıtsız ve şartsız reddettiği, mirasın reddinden sonra davacı tarafından RR barkot nolu posta ile Ziraat Bankasına bir belge gönderildiği, belgenin gönderilme tarihinin 09/03/2020 tarihi olduğu, gönderilen bu belgenin içeriği belli olmasada mirasın hükmen reddine ilişkin verilen Sulh Hukuk Mahkemesi kararından sonra ve icra takibi tarihinden önce olması sebebiyle davacının iddiası yerinde görülerek mirasın reddi kararının Ziraat Bankası İstiklal şubesine 10/03/2020 tarihinde teslim edildiği, Sulh Hukuk Mahkemesi kararı icra takibi tarihinden sonra kesinleşmiş ise de mirasın reddi kararının Sulh Hukuk Mahkemesine verilen dilekçe tarihinden itibaren sonuç doğurduğu ve kesinleşmesi gerekmediği, davalı bankanın mirasın reddi kararına rağmen kötü niyetli olarak davaya konu icra takibini başlattığı bu nedenle davacının açılan menfi tespit davasında haklı olduğu, murisi Adnan Haner'in borcu sebebiyle...

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların terekenin borca batık olduğu hususunu ispatlaması gerektiğini, davacılar tarafından terekenin borca batık olduğunu ispata yarayacak hiçbir delil ve belge dosyaya ibraz edilmediğini, terekenin borca batık olduğunun tapu, emniyet, sosyal güvenlik kurumlarından yapılacak araştırma ile ispatlanmasının gerektiğinin Yargıtay karalarında açıkça belirtildiğini, bu halde mahkemenin bu hususları re'sen araştırma görevi bulunmamakta, davanın reddi gerektiğini, yine, mirasın reddinin yasada belli usulleri bulunduğunu, davacıların mirası kabule yönelik eylem ve davranışlarda bulunmamış olması gerektiğini, bu sebeple davacıların veraset belgesi almış olması mirasın kabulüne yönelik eylem ve davranış kapsamında değerlendirilmesi ve davacıların mirası reddetmemiş olduğu kabul edilerek dava reddedilmesi gerektiğini, ayrıca, mirasın reddinin kayıtsız ve şartsız olması gerektiğini, müteveffanın en yakın mirasçıları tarafından mirasın reddi yönündeki kararlarını...

DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR YAZIM TARİHİ : 08/09/2023 Mahalli mahkemesince verilen karar re'sen merci tayini yönünden dairemize gelmiş olup, dosyanın inceleme aşamasında duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden olduğu anlaşılmış olmakla, dosya heyetçe incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, İİK'nın 72. maddesine dayanan menfi tespit istemine ilişkindir. Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince, ............ düzenleme tarihli ........... vade tarihli, .......... -TL bedelli, düzenleyeni ..............

    Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen 2020/244 Esas,2020/339 Karar sayılı ilamın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle istinaf başvurusunun usulden ve esastan reddine karar verilmesine, vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, murisin kredi kartı borcuna istinaden mirasçıları sıfatıyla davacılar hakkında başlatılan takibe yönelik menfi tespit istemine ilişkindir....

    Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 610.maddesinde yazılı aykırılık bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş durumuna düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu tür davalar, menfi tespit davası niteliğinde olup yetkili mahkeme davalı-alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Davanın vekil aracılığı ile açılması halinde, vekilin, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2.fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunması zorunludur. Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir....

    Şti ile imzalanmış olan ... tarihli 1.750.000,00 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine,...tarihli 5.000.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine,... tarihli 3.000.000 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine, ...tarihli 5.000.000,00 TL miktarlı genel kredi sözleşmesine istinaden ticari nitelikte krediler kullandırılmış olduğunu, söz konusu sözleşmeyi dava dışı ..., ... ve ... ve davacılardan ... ,... müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzalamış bulunduklarından kefalet limitleri gereğince borçtan sorumlu olduklarını, diğer davalı ... ise akit firmanın kullanmış olduğu kredinin teminatı olmak üzere adına kayıtlı taşınmazı davalı banka lehine ipotek vermiş olduğunu, borçluların kredi ödemelerini aksatarak temerrüde düşmesi nedeniyle, davalının görülen lüzum üzerine, ....Noterliğinin .. tarih ve ... yevmiye ile ihtarname keşide edilerek, hesap kat edilmiş olduğunu, İhtarnameler usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğunu ancak verilen süre zarfında alacağımız tahsil edilmediği...

      ın mirasının davacı tarafından kabul edilmesi üzerine sürdürüldüğünü, daha sonra davacının terekenin borca batık olduğunun tespiti istemiyle mirasın hükmen reddi davası açtığını, davanın yargılamasının devam ettiğini, dolayısıyla davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, mirasın hükmen reddi davası ile bu davanın tarafları ve konusunun aynı olduğunu, mahkemenin Bakırköy 3. SHM'nin 2016/117 E -3482 K.sayılı süresi içinde açılmayan haksız ve hukuka aykırı dava sonunda verdiği kararı esas aldığını, mahkemenin hiçbir inceleme yapmadığını, hasımsız olarak açılan mirasın reddi davalarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğini, mirasın hükmen reddi davalarının haczi öncelemeye yönelik davalardan olmadığını, mirasın hükmen reddi davasının menfi tespit davası niteliğinde olduğunu, bu davadan çıkacak karar ile huzurdaki davada verilecek kararların farklı olabileceğini bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı kişiler aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ......

        Davalı vekili, takip konusu bononun davacılar tarafından kredi sözleşmesi borcunun ödenmesinin sağlanması için verildiğini, kredi borcunun süresinde ödenmemesi nedeniyle kredi hesabının kat edildiğini, davacı olan borçlu ve kefillere ihtarname gönderildiğini, davalının kredi sözleşmesinden kaynaklı alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini ve icra inkar tazminatının davacılardan tahsilini istemiştir....

          KARŞI OY YAZISI Davacı banka tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan haciz yoluyla ilamsız icra takibine borçlu itiraz etmiş, itirazın iptali davası açılmadan, borçlu menfi tespit davası açmıştır. İnşai davalarda ve eda davalarında kural olarak hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Tespit davaları ve bu arada menfi tespit davasında ise davanın açılmasında bir hukuki yararın varlığı koşulu aranır.Davacı menfi tespit davasında davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmek, bunu açıklamak ve gerekirse ispat etmek zorundadır. Hukuki yarar menfi tespit davasında bir dava şartıdır. Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa hukuki yararın bulunduğu kabul edilir. Davacı borçlunun hukuki durumunun tehlikede olması, tereddüt içinde olması halinde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Borçlu ödeme emrine itiraz edebileceği dönemde önünde 2 yol vardır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekiline temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi iken 2004 yılında üyelikten ayrıldığını ve bu konuda davalıdan ibraname aldığını, ancak davalının kredi sözleşmesine dayalı olarak müvekkili hakkında takibe geçtiğini, takibin haksız olduğunu belirterek müvekkilinin davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu