Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti ile olan GKS yerine yenisini ikame etmek suretiyle yenilediğini, hatta yönetim kurulundan istifa edenleri dahi yeni kredi sözleşmeleri imzalanması sureti ile kefaletten çıkarttığını, nitekim ... Ltd. Şti.' in davacı ... yönetim kurulundan, davacı ... ayrıldıktan sonra onların imzasını taşıyan Genel Kredi Sözleşmesi yerine, ... Ltd. Şti.'nin yeni yönetim kurulu üyelerinin kefaletini ve hatta ek teminatını almak suretiyle akdedilen bir başka Genel Kredi Sözleşmesi/Sözleşmeleri davacıların imzasını taşımayan yeni sözleşmeler ve verilen teminatlar kapsamında ... Ltd....

    nin genel kredi sözleşmesi ve genel kredi sözleşmesine bağlı ek sözleşmeler çerçevesinde kredi kullandığını, davacıların da genel kredi sözleşmesine borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imza attıklarını ve yapılan tüm işlemlerden haberdar olduklarını, davacılar hakkında başlatılmış bir icra takibi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi'nce verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı banka ile dava dışı ... Ecza Deposu A.Ş arasında ... tarihli 300.000TL limitli, ... tarihli 900.000,00.TL Limitli Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği ve davacıların bu sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, ayrıca, dava dışı ......

      Şti. arasındaki kredi ilişkisinden kaynaklı olarak borcun ödenmemesi üzerine kredi teminatında yer alan ipotekli taşınmaz hakkında Elazığ 3. İcra Müdürlüğünün 2016/2501 E. sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, müvekkili bankaya davacıların kefaletten dönme iradelerini bildiren herhangi bir ihtarname tebliğ edilmediğini, davacı ...'ın verdiği taşınmaz ipoteği ile dava dışı şirkete verilmiş ve verilecek her türlü kredileri, tahsis edilen ticari kredi kartlarını ve teminat mektuplarından doğan borç ve riskleri ödemediği taktirde karşılayacağını kabul ve taahhüt ettiği için kefalet sözleşmesi ve ipoteğin teminat işlevinin halen devam etmekte olduğundan açılan menfi tespit davasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Tiyaş Gıda ... Ltd....

        ne 31.07.2012 tarihli 1.500.000.TL.bedelli ve 14.05.2012 tarihli 1.500.000.TL.bedelli Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden ticari krediler kullandırıldığını, davalı ... ise iş bu kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olup, tüm borçdan sorumlu olduğunu, ayrıca da kredinin teminatını teşkil etmek üzere ipotek verildiği ve ipotek veren sıfatıyla da sorumlu olduğunu, her ne kadar davalı tek taraflı istifa beyanı ile kefaletten istifa ettiğini ve bu nedenle borçdan sorumlu bulunmadığını iddia etmekte ise de ;genel kredi sözleşmeleri cari hesap şeklinde işleyen her türlü kullanılmış ve kullanılacak krediler için imzalanan genel nitelikli sözleşmeler olduğunu, bu sözleşmeler gereği kullandırılan ve kullandırılacak kredilerden kaynaklanan sorumluluktan tek taraflı istifa beyanı ile kurtulmak mümkün olmadığını, sonuç olarak davacının tüm iddiaları haksız olup , hukuka uygun bulunmadığını, öncelikle usuli itirazlarımızın kabulü ile davanın esasa girilmeksizin...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/277 KARAR NO : 2022/357 DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat (Banka Genel Kredi Sözleşmesine Kefaletten Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/03/2022 KARAR TARİHİ : 15/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve İstirdat (Banka Genel Kredi Sözleşmesine Kefaletten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı taraf dava dilekçesi ile özetle; adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine İzmir 14. İcra Dairesi'nin .../......

            Şöyle ki; Birinci bilirkişi ek raporunda; takipte istenen 2, 4 ve 6 nolu kredi alacaklarının davacı/birleşen davalının kefaletten vazgeçme ihtarından önce açıldığı belirtilerek davacı/davalının bu kredilerden sorumlu olduğu belirtilmiş, alınan 2. bilirkişi kök ve ek raporunda ise takip konusu yapılan 2,4 ve 6 nolu kredi alacaklarının davacı/davalının kefalet imzalarının bulunduğu 05.07.2009 tarihli ve 100.000,00 ABD Doları bedelli ve 24.12.2009 tarihli genel kredi sözleşmelerine dayandırılmamış, sadece 2,4 ve 6 nolu kredilerin davacı/davalının kefaletten vazgeçme ihtarının davalı bankaya keşide edildiği 08.09.2011 tarihinden sonra açıldığı, davacı/davalının kefalet imzalarının bulunduğu sözleşmelere istinaden kullandırılmadığı, davacı/davalının kefalet imzasının bulunduğu iki adet genel kredi sözleşmesinden sonra sonra davalı banka ile dava dışı asıl borçlu Koru Bal Ltd....

              Kural olarak süresiz olarak düzenlenen Genel Kredi Sözleşmeleri uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin borcun bir noktada sıfır olması sözleşmenin taraflarının sorumluluklarını sona erdirmez. Aynı sözleşmeye dayanılarak tekrar kredi kullandırılması mümkündür. Nevarki yeni kredi sözleşmesi düzenlenerek yeniden kredi verilmiş olması ve ilk sözleşmenin tarafı olan kefilin kefaletten vazgeçme beyanında bulunması durumunda ise vazgeçen kefil sonradan yeni sözleşmeye dayalı olarak kullandırılan krediden sorumlu tutulamaz. Bu durumda mahkemece talep ve dava konusu alacağın hangi kredi sözleşmesinden doğduğunun tespit ve açıklanın kural ve istisna gözetilerek konusunda uzman yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir....

                -2- Esas Karar 2012/4918 2012/11708 Birleşen dosyada davacı vekili, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını tahsili için girişilen icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, derdestlik itirazında bulunarak davanın esastan reddi gerektiğini savunmuştur....

                  Mahkemece, davacının Genel Kredi Taahhütnamesi gereğince, dava dışı firmanın kullandığı ve kullanacağı kredilere kefil olduğu, 09.10.2006 tarih ve 400.000,00 TL. bedelli Genel Kredi Taahhütnamesinin 40. maddesine göre de taahhütnamenin, daha önce imzalanmış ve bundan sonra imzalanacak kredi sözleşmelerini de kapsadığı, yeni kredi sözleşmesinin imzalanmasının davacı kefilin imzalamış olduğu önceki sözleşmeyi geçersiz hale getirmeyeceği, davacı kefilin doğmuş ve doğacak borçlara kefil olduğu, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarıyla sorumlu olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Genel Kredi Sözleşmesindeki şahsi kefaletin sona erdiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı Genel Kredi Taahhütnamesi hükmü gereği doğmuş ve doğacak borçlara kefil olduğundan davanın reddine karar verilmiştir....

                    (HGK. 23.10.2002 19-866/845).Borç sıfırlandıktan sonra borçluya tekrar kredi kullandırılması yeni bir borç ilişkisi niteliğinde olmadığından, sözleşmeden doğan kefalet sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur. Bu nedenle davacı banka ile kredi borçlusu arasındaki kredi ilişkisinin henüz tamamen sona ermediği hallerde, sözleşmede belirtilen limitle sınırlı kalınmak kaydıyla borca kefalet etmiş ve B.K.'nun 493. ve 494. maddesinde yer alan haklardan feragat etmiş bulunan kefil bir tarihte hesabın sıfırlanması nedeniyle sorumluluktan kurtulmaz. Somut olayda davalı tarafından imzalanan 14.04.2010 tarih ve 60.000.-TL tutarlı kredi sözleşmesi süresiz genel kredi sözleşmesi olup, bu kredi sözleşmesine istinaden dava dışı borçluya kredi kullandırıldığı anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu