İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı icra takip dosyasına konu 26.06.2009 tanzim 15.08.2013 vade tarihli 195.000,00 TL bedelli bononun, dava dışı ... isimli firmanın davalı banka ile imzaladığı 26.06.2009 tarihli Genel Kredi sözleşmesi kapsamında kullandığı kredinin teminatı olarak davalı bankaya verildiğini, 26.06.2009 tarihli Genel Kredi sözleşmesinde 100.000 TL limitle kefil olduğunu, kefil olduğu 26.06.2009 tarihli kredinin ödenerek kapatıldığını, maliki olduğu taşınmaz üzerindeki ipoteğin de davalı banka tarafından fek edildiğini, dolayısıyla 26.06.2009 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefaletinin sona erdiğini, daha sonra davalı bankanın, asıl borçlu ile imzalanan 17.02.2011 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında bir kısmı ödenmemiş krediye ilişkin olarak söz konusu bonoya istinaden kendisinden talepte bulunduğunu, takip dayanağı bonoyu boş olarak imzalayarak bankaya teslim ettiğini, senedin, teminat senedi olduğunu belirterek, takibe dayanak bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının...
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı .... ... Ltd. Şti. arasında imzalanan 20/12/2010 tarihli 300.000.-TL bedelli genel kredi sözleşmesini ve kredinin teminatı olarak alınan 10/12/2010 keşide tarihli ödeme günü belirli olmayan 400.000.-TL’lik bonoyu davacının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, bu kredi sözleşmesi ile ilgili herhangi bir borcun kalmadığını, daha sonra dava dışı asıl kredi borçlusu şirket ile davalı banka arasında 19/03/2013 tarihli 300.000.-TL’lik genel kredi sözleşmesi ve ekinde kredi teminatı olarak 19.03.2013 keşide tarihli 300.000....
Noterliğinin 01 Eylül 2009 tarih 34175 sayılı noter ihtarnamesi ile 08.11.2007 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesi örnekleri sunulmuştur. Sözü edilen ihtarnamede 08.11.2007 tarihli genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın ödenmesi istenmiştir. Bu durumda birleşen dava yönünden uyuşmazlığın belirtilen sözleşme çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Anılan sözleşmenin müşterek borçlu ve müteselsil kefiller bölümünde ismi yazılı ...'na atfen atılan imzanın adı geçenin eli mahsulü olmadığı bilirkişi incelemesi sonucunda saptanmıştır. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda mahkemece birleşen davanın davacısı ...'nun davasının kabulü gerekirken davanın temelini oluşturan icra takibine konu edilmeyen ve böylece dava konusu olmayan kredi sözleşmeleri gerekçe gösterilerek adı geçenin birleşen davada kefil olarak sorumluluğuna hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2019 NUMARASI : 2019/624 ESAS, 2019/757 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Genel Kredi Sözleşmesi ve Kefaletten Kaynaklanan) KARAR : Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 04/12/2019 tarih, 2019/624 esas 2019757 karar sayılı kararına karşı istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya içerisinde bulunan belgeler okunup incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka ile dava dışı Bayram ER arasında imzalanan kredi sözleşmesine 13.04.2012 tarihli kefalet sözleşmesi ile kefil olduğunu, akabinde Bayram ER' e kredi kullandırıldığını ancak kredi borcunun Bayram ER tarafından ödenmemesi nedeni ile kendisinin borcu ödediğini bu şekilde kefaletinin sona erdiğini buna rağmen kendisi hakkında Mersin 2....
Menfi tespit talep edilen dosyada icra takine konu kredilerin dava dilekçesi içeriğine göre ... nolu ticari kredi borcu, ... nolu kredi borcu ve ...4 ile ...9 nolu kredi kartı sözleşmesi ve bankacılık hizmetleri sözleşmesi olduğu anlaşılmış, ancak takip dayanağı belgeler icra dosyası ve dava dosyası kapsamında bulunmadığından bu belgelere göre de takip dayanağı borcun hangi krediye ilişkin olduğu ticari nitelikte olan GKS mi yoksa tüketici kredisi mi olduğu anlaşılamamıştır. Genel kredi/ticari kredi sözleşmesine ve ticari kredi kartları ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. Tüketici kredilerinde ve ticari olmayan kredi kartlarında ise görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleridir. Her halde uyuşmazlığı çözmeye yetkili mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi değildir. Görev hususu yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gereken bir husustur....
Mahkemece davanın esasına girilerek davanın reddine karar verilmişse de menfi tespit davasının konusunu teşkil eden borcun dayanağı taşıt kredi sözleşmesi ve kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, 02.05.2014 tarihinde gerçek kişi ... ve ... tarafından açılan davanın tarihi itibarı ile kredi kartından kaynaklanan alacağın tüketici sıfatına haiz davacılar tarafından tüketici mahkemesinde açılması gerektiği gibi yine diğer kredi sözleşmesinin de tüketici kredisi sözleşmesi niteliğinde olması sebebiyle taşıt kredisi sözleşmesinden kaynaklanan davanın da tüketici mahkemesinde açılması gerekir. Mahkemece görev hususu re’sen gözetilerek davanın görevsizlik nedeniyle reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde esasa girilmesi doğru olmamıştır. Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Davalı ... vekili; takibe dayanak olan genel kredi sözleşmesinin 40.000,00 TL bedelli olduğunu, ayrıca sözleşme uyarınca davacının kendisine tanınan haklardan feragat ettiğini kabul ve taahhüt ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili; davalı bankanın alacağını temlik aldıklarını beyan ederek davanın reddini istemiştir....
AŞ arasında 21.10.2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ve aynı tarihli cari hesap kredisi sözleşmesi akdedildiği, davalının da aynı tarihli olan ve asıl borçlu şirketin ticari kart sözleşmesi ile genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılmış ve kullandırılacak kredilerden kaynaklanan borçlara kefil olmak üzere iki ayrı kefalet sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşme kapsamında asıl borçluya 25.10.2016 tarihinde 50.000-TL taksitli ticari kredi kullandırıldığı, asıl borçlunun kullandırılan kredi borcunu ve bankaca ödenen çek sorumluluk bedellerini ödememesi nedeniyle davacı banka tarafından 29.12.2017 tarihli ihtarname ile kredi hesaplarının kat edildiği, ancak kat ihtarının asıl borçlu şirket ile davalı kefile tebliğ edilemediği, bu nedenle asıl borçlu ve davalı kefilin temerrüdünün takip tarihi itibariyle gerçekleştiği, davalının 05.01.2018 tarihli ihtarname ile davacı bankaya kefaletten döndüğünü bildirdiği, ancak davacının bu istemi kabul etmediğini bildirdiği,...
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, senetten kaynaklı menfi tespit davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesiyle, Davalı banka tarafından, dava dışı .... San. Tic. A.Ş.'ne 24.11.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 5.000.000 TL tutarında kredi kullandırıldığını, bu krediye istinaden de davacı müvekkiline kefalet sözleşmesi imzalattırıldığını, davalı banka tarafından bahsi geçen kredi sözleşmesinin teminatı olarak, aynı tarihli (24.11.2014), aynı taraflar arasında ve yine aynı tutarda (5.000.000,00 TL) bir senet alındığını, bu senedin teminat olarak alındığını ve geçersiz olduğunu, müvekkili yönünden kefilliğin şartlarından olan eş rızası alınmadığından kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmaksızın, banka tarafından müvekkili adına başlatılan haksız takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....
(III) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, senetten kaynaklı menfi tespit davasıdır. Davacı vekili dava dilekçesiyle, Davalı banka tarafından, dava dışı .... San. Tic. A.Ş.'ne 24.11.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi ile 5.000.000 TL tutarında kredi kullandırıldığını, bu krediye istinaden de davacı müvekkiline kefalet sözleşmesi imzalattırıldığını, davalı banka tarafından bahsi geçen kredi sözleşmesinin teminatı olarak, aynı tarihli (24.11.2014), aynı taraflar arasında ve yine aynı tutarda (5.000.000,00 TL) bir senet alındığını, bu senedin teminat olarak alındığını ve geçersiz olduğunu, müvekkili yönünden kefilliğin şartlarından olan eş rızası alınmadığından kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, geçerli bir kefalet sözleşmesi bulunmaksızın, banka tarafından müvekkili adına başlatılan haksız takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir....