Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/60 Esas KARAR NO : 2019/284 DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 25/02/2019 KARAR TARİHİ : 25/04/2019 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, davalı banka tarafından ...in imzalamış olduğu Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmeler uyarınca Aksu şubesinden genel kredi kullandığı müvekkilinin kefil sıfatı ile müşterek ve müteselsilen 70.000,00 TL sorumlu olduklarından bahisle Antalya ... İcra Müdürlüğünün .../... Esas sayılı dosyasına kayden icra takibi başlatıldığını, haksız takibe müvekkilleri tarafından süresi içinde itiraz edilemediğinden vekil edenlerin borçlu olmadıklarının tespitini, müvekkilleri aleyhine haksız ve yasal dayanaktan yoksun Antalya ... İcra Müdürlüğünün .../......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/134 Esas KARAR NO : 2022/406 Karar DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/02/2017 KARAR TARİHİ : 31/05/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin vermiş olduğu dava dilekçesini özetle; "müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olan...ve...'un kullanacağı tüketici kredileri için genel kredi sözleşmesi kapsamında kefil olduğunu, müvekkilinin davalı bankadan kredi çeken dava dışı 3. Kişi ...'un 22/11/2011 tarih 45.000,00-TL tutarlı genel kredisi sözleşmesi için kefaletname imzaladığını, daha sonra 26/11/2012 tarhli genel kredi sözleşmesi için 55.000,00-TL tutarlı kefaletnameyi imzaladığını, dava dışı ...'un bu kredileri 2015 yılına kadar ödediğini, ancak davalı bankanın dava dışı ...'...
ne kullandırılan Genel Kredi Sözleşmesini müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, bu sözleşmeden dolayı davacının halen borçlu olduğu ve bu borcun kefaletten vazgeçme tarihinden önceye dayandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacının teminat olarak vermiş olduğu bononun dayanağı olan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamındaki borcun halen ödenmemiş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 29.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre davacının dava dışı Talat Karaca ile davalı banka arasında imzalanan 28/05/2014 tarihli 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesini 100.000,00 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı banka tarafından bu genel kredi sözleşmesine istinaden dava dışı Talat Karaca'ya 29/05/2014 tarihinde 20.000,00 TL,15/01/2015 tarihinde de yine 20.000,00 TL kredi kullandırıldığı görülmüştür. Dava konusu kredilerin hangi sözleşme kapsamında kullandırılmış olduğunun belirlenmesi gerekmektedir....
GEREKÇE ; Dava, genel kredi ve teminat sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu arasında 09.07.2013 tarihinde 200.000 tl limitli genel kredi ve teminat sözleşmesi imzalandığı ,davalının da iş bu sözleşmeye müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imza attığı , söz konusu imzaların ve sözleşmelerin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık bu sözleşmeye kefil olan davalının kefaletten dönmesinin geçerli olup olmadığı, takibe konu davacı alacağının kefaletten sonra doğup doğmadığı noktasındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın ticari kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan rücuen alacak davası olup, itirazın iptali veya menfi tespit davası niteliğinde bulunmadığından, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 04.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık banka kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davanın menfi tespit ya da itirazın iptali biçiminde açılmamış olmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bölge Adliye Mahkemesince, davacıların şirket ortaklığından ayrıldıktan sonra davalı bankaya kefillikten vazgeçtiklerini bildirdikleri, davalı bankanın davacıların kefaletten vazgeçmelerini kabul ettiğine yönelik dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacıların şirket ortaklığından ayrılmış olmalarının 12/02/2014 tarihli genel kredi sözleşmesinde yer alan ve 10 yıl süreli kefaletlerinin sona ermesi sonucunu doğurmayacağı, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile davacıların dava tarihi itibarıyla imzalarının bulunduğu 12/02/2014 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç miktarları tespit edildiği, davacının aşamalarda imzalarının bulunduğu genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödendiğini ileri sürmüş ise de, borcun ödendiğine ilişkin yazılı bir bilgi ve belge dosyaya sunulmadığı gibi, bilirkişi raporu ile de borcun ödenmediğinin tespit edildiği, davacının diğer bir iddiası borcun davalı banka ile dava dışı şirket arasında akdedilen, kendilerinin kefaletinin...
Davalı vekili, müvekkili ile asıl borçlu arasında davalının da kefili olduğu tek bir genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereği asıl borçlu şirkete 125.000.-TL fon kredisi tahsis edildiğini, borçlu şirketin bu fon çerçevesinde (18) adet kredi kullandığını, (10) tanesinin ödendiğini, 8 adet kredinin ise muhtelif taksitlerin zamanında ödenmediğini, davacının 07.08.2006 tarihli başvurusundan sonra ayrı bir kredi sözleşmesinin imzalanmadığını, takip konusu kredi borcunun (3) adedinin davacının başvurusundan önce kullandırıldığını ve bu kredilere ilişkin borcun vade farkı hariç 27.056.8.- TL olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının kefaletten rücu ettiği 07.08.2006 tarihi itibariyle kefilliğinin sona erdiği, bu tarihten sonra kullandırılan kredilerden sorumlu tutulamayacağı, kefaletten rücu edilmeden önce kullandırılan krediler nedeniyle davacının 27.504.24....