Mahkemece dosya kapsamına göre, asıl davanın (menfi tespit davası) kısmen kabulüne, takip dosyasından davacı ...’ın borçlu olduğu asıl alacak miktarının 8.274 TL olduğunun tespitine, takibin bu miktar üzerinden devam ettirilmesine, birleşen muvazaa nedeniyle satış iptali davasının kabulüne, birleşen gabin nedeniyle satış iptali davasının reddine karar verilmiş, hükmün asıl davadaki davacı ... ve birleşen davalardaki davalı ... vekilince ve asıl davadaki davalılar, birleşen davalardaki davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/9239 Esas, 2013/15024 Karar sayılı, 01.10.2013 tarihli ilamı ile “Asıl davada talep, icra takibine konulan senetten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin menfi tespit davasıdır....
Dava da bu sözleşmenin feshi ile verilen senetler yönünden menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlık temelde tüketici hukukundan kaynaklanmaktadır. Diğer davalı yönünden uyuşmazlık her ne kadar kambiyo hukukundan kaynaklanmakta ise de temel uyuşmazlık konut satışı olup Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına girdiğinden görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olup, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava da bu sözleşmenin feshi ile verilen senetler yönünden menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlık temelde tüketici hukukundan kaynaklanmaktadır. Diğer davalı yönünden uyuşmazlık her ne kadar kambiyo hukukundan kaynaklanmakta ise de temel uyuşmazlık konut satışı olup Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına girdiğinden görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olup, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asıl ve birleşen 2003/580 E. sayılı davalar, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemlerine ilişkindir. Davalı kooperatifin, 10.03.1996 tarihli genel kurulunda, inşaat dışı kalan bir kısım taşınmazların, davacı ...'e metrekaresi 200,00 TL 'den ve 3 tabliye beton imalatı karşılığında devredilmesi konusunda yönetim kuruluna yetki verilmiştir. Davalı kooperatif yönetim kurulu ile davacı ... arasında dava konusu 3848 ada 1 ve 3852 ada 1 nolu parseller ile dava dışı diğer bir kısım parsellere ilişkin olarak 09.05.1996 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalanmıştır. ... ile diğer davacı ... arasında düzenlenen 22.07.1997 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile de birleşen davanın konusunu teşkil eden 3852 ada 1 nolu parselin . . satışı düzenlenmiştir. Sözleşme tarihinde, davacı ...'...
-TL ödemek zorunda kaldığını, menfi tespit olarak açılan davanın bu suretle istirdat davasına dönüştüğünü belirterek, 90.590.-TL’nin davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya taşınmaz satmadığını, davaya konu çeki ve diğer çekleri davacıdan olan başka bir alacağına istinaden aldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine konu çekin lehtar ...'ye taşınmaz satışı nedeniyle teminat olarak verildiğini, taşınmaz satış bedelinin ödenmesine rağmen çekin iade edilmediğini belirterek çek nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; dava konusu çekin müvekkilinin yaptığı iş karşılığı ...'den alındığını, müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu savunmuştur....
Satışı Adi Ortaklığı olduğu, sözleşmeyi kefil sıfatıyla Haluk ... ve ...'in imzaladığı, davacıların murisinin de ...'...
Ancak; satışı yapılan binanın iskan ruhsatı bulunmadığı gibi, tapu kaydı üzerinde elli'ye yakın haciz bulunmaktadır. Bu hususlar taraflar arasında çekişmesizdir. Satışı yapılan taşınmaz iki yönüyle ayıplıdır; bunlardan birincisi iskan ruhsatının bulunmamasıdır. 2886 sayılı Yasa'nın 7. Maddesinde, şartnamede bulunması gereken hususlar sayılmıştır. Maddenin "b" bendine göre "Taşınmaz malların satışı, kiraya verilmesi, trampa edilmesi ve üzerlerinde mülkiyetin gayri ayni hak tesisinde tapu kayıtlarına göre yeri, sınırı, yüzölçümü, varsa pafta, ada ve parsel numarası ve durumu" nun şartnamede belirtilmesi zorunludur. Kamu Kurumu olan ve sırf bu nedenle kendisine güven duyulan Belediye tarafından satışı yapılan bir bina için aslolan, iskan ruhsatının bulunmasıdır. Satışa konu taşınmaz bu haliyle ağır kusurludur. Bu nedenle Belediye'nin, iskan ruhsatı bulunmayan bir konutun satışını yapmaması gerekir....
Yine her ne kadar davacı vekili, müvekkili şirketi temsile yetkili olanların iki kişi olduğunu, 21.03.2012 tarihli sözleşme altında ise bir kişinin imzasının bulunduğunu, bu nedenle de sözleşmenin geçersiz olduğunu ileri sürmüş ise de; eldeki davayı geçersiz olduğunu iddia ettiği sözleşmeye dayanarak ve bu sözleşme nedeniyle verilen teminat amaçlı çek nedeniyle açtığı anlaşıldığından, davacının bu yöndeki savunmasına da itibar edilemez. Hal böyle olunca, taraflar arasında akdedilmiş bulunan 21.03.2012 tarihli Taşınmaz Alım Satım Sözleşmesi’nin geçerli olduğu kabul edilerek, sözleşme karşılığında davalı tarafa teminat olarak verildiği belirtilen 160.000,00 TL’lik çek bedelinden, davalının adına Kuşadası Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğu’nun 2012/1 sayılı dosyasında hissesine karşılık yatırılan miktar mahsup edilerek davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi gerekirken, davanın tümden kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Denizcan, ceza davasında verilen kararın hatalı olduğunu, senedin taşınmaz satışı ile ilgisinin olmadığını,anlaşma ile senet tarihinin farklı olduğunu,senedin davalı kardeşi ...’a araç alışverişinden dolayı verildiğini,takibin durdurulması ve senedin iptali için dava açıldığını,senedin geçersiz olmadığına karar verildiğini,senedin bedelsiz olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili,mahkemenin 2007/462 E- 2009/518 Karar sayılı dosyasının iş bu dava dosyası ile tarafları ve konusunun aynı olduğunu,kesin hüküm bulunduğunu,ayrıca senede karşı sürülen her iddianın yazılı belge ile ispat edilmesi gerektiğini, icra takibine konu edilen senedin iptal edildiğine dair mahkeme kararının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....