HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dava menfi tespit davası niteliğinde olup, davacı eldeki davayla davalı tarafından subayken ... ile ilişiğinin kesilmesinden dolayı taahhakkuk edilen borçtan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkemece bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi, raporunda, davalı tarafından harcanan ve davacıdan yürürlüğe giren yasa ve yönetmelikler gereği talep edebileceği masraf kalemlerini hesaplamış ve sonuç olarak da 1.553,40 TL'ye ulaşmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen bu asıl alacak tutarı davalı bakanlığın davacıdan talep edebileceği tutardır. Mahkemece bu göz ardı edilerek 1.553,40 TL üzerinden menfi tespit kararı verilmiştir. Ancak dava bir alacak davası değil menfi tespit davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Alacak Uyuşmazlık, mahkemenin nitelendirmesi itibariyle hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacakla ilgili menfi tespit ve alacak istemine ilişkin olup hüküm tüketici mahkemesi sıfatı ile verilmiştir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup Yargıtay ( 13. ) Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay ( 13. ) Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 24.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle Yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davacı yararına menfi tespit davası için 3.554,73TL,alacak davası için 9.260,80TL olmak üzere toplam 12.815,53TL vekalet ücretine hükmedilmiştir.Davacı lehine hükmedilen alacak ve menfi tespit talebine konu toplam 120.178TL üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde alacak ve menfi tespit davaları için ayrı ayrı vekalet ücreti hükmetmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Ne var ki bu husus yeniden...
Mahkeme için davacının açtığı menfi tespit davasının incelenip davacının borcu yoksa davanın kabulüne ve borçsuzluğa ilişkin olumsuz tespite (menfi tespit) karar verilmelidir. Davacının takip dosyasında tamamen borçlu olması halinde davanın reddine karar verilmelidir. Davacının menfi tespit davasında kısmen haklı olması halinde davanın kısmen kabulüne karar verilip bu durumda davacının borçlu olmadığı kısım gösterilerek karar verilmelidir. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Alacaklı tarafından açılan alacak davasında davanın erken açılıp açılmadığı hukuki yararın bulunup bulunmadığı açılan davanın kapsamına göre değerlendirilir. İcra takibi nedeniyle 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 72. maddeye göre açılan menfi tespit davasında ise dava, kesinleşen takip nedeniyle borçlu tarafından açıldığından alacağın varlığının esastan incelenmesi gerekip gerekmediği, dava şartlarının bulunup bulunmadığının dava kapsamı yanında icra dosyasının durumuna göre de değerlendirilmesi gerekir. Menfi tespit davalarının alacak davasının tersi biçimde borçlu tarafından açılan dava olması bu sonucu gerektirmektedir. İcra takibinde istenen alacağın erken istenen bir alacak olması nedeniyle verilecek menfi tespit kararı da esastan incelemeye dayalı olmayıp usulden incelemeye dayalı bir karar olacaktır. İcra takibindeki istemin, muaccel bir alacağa ilişkin olduğu halde kabul edildiği takdirde esastan inceleme ile verilmiş bir karar olacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat ve menfi tespit istemine ilişkin davada Ankara 20.Asliye Hukuk ve Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, bononun geçersizliğinin tespiti, istirdat ve menfi tespit istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, asıl alacak olan ve iptali istenen takibe konu 5.250,00 TL.lık bononun miktarına göre, Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, toplam 7.777,19 TL üzerinden icra takibi yapıldığı ve bu miktar değer gösterilip harcı yatırılarak menfi tespit ve İstirdat davası açıldığı, 9.442,62 TL olarakda harçın tamamlandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
MAHKEMECE: Dava konusunun menfi tespit talebini içerdiği,7155 sayılı kanun ile Türk Ticaret Kanunun eklenen 5/A maddesi uyarınca kanunun lafzi yorumuna göre menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığına ilişkin görüşler bulunmakta ise de, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20....
MAHKEMECE: Dava konusunun menfi tespit talebini içerdiği,7155 sayılı kanun ile Türk Ticaret Kanunun eklenen 5/A maddesi uyarınca kanunun lafzi yorumuna göre menfi tespit davalarının zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığına ilişkin görüşler bulunmakta ise de, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20....
Bu kapsamda; taraflar 27.09.2022 tarihli duruşmaya davet edilmekle, Yargıtay ilamına ilişkin beyanları alınmış ve mahkememizce söz konusu Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, Yargıtay aşamasında kesinleşen alacağa ilişkin hüküm korunmakla, ilam kapsamında; davacının menfi tespit iddiasına konu 13.06.2011 tarihli 25.595,41-TL bedelli faturayı defterlerine kaydettikten iki buçuk ay sonra iade ettikleri görülmekle, ilgili faturanın benimsenerek deftere kaydedilmesi nedeniyle işbu faturaya ilişkin menfi tespit iddiasının dinlenmesi mümkün olmadığından, davacının menfi tespit davasının reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....