Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çünkü alacak davası da,menfi tespit davası da maddi hukuk bakımından taraflarından birinin yükümlülüğünün para borcu olduğu bir tek hukuki ilişki olmasına rağmen usul hukuku bakımından aynı borç için alacaklıya alacak davası açma, borçluya ise söz konusu borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanınmıştır. Yine menfi tespit yargılaması sırasında borç icra baskısı ile ödendiğinde dava istirdata yani bir miktar para alacağına dönüşecektir. Menfi tespit davaları niteliği gereği bir miktar para alacağını zorunlu olarak içermektedir. Bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....

      bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava..." denilmek suretiyle dava türleri ayrımı belirtilmemiştir. Yasa metninde dava türü olarak sınırlamaya gidilmeden, arabuluculuğa başvuru dava şartı olarak tayin etmiştir. Sonuç itibariyle yasa metni ve gerekçe bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ''alacak'', ''tazminat'' davalarının tür olarak arabuluculuğa başvurma şartına bağlandığı, menfi tespit davasının ise anılan düzenleme kapsamı dışında tutulduğu sonucuna ulaşılması pek mümkün görülmemiştir. Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde, ayrıca menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılması ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde de yarar vardır....

        Mahkemece, takip talebinin usulüne uygun düzenlenmediği, tahsilde tekerrür olmama kaydının yer almadığı, menfi tespit davasının kabulle sonuçlandığı, asıl alacak belirtilmediği ve faiz oranlarının da açıkça yazılmadığı, takibin usulüne uygun olmadığı gerekçeleri ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. ....sayılı dosyasında borçlu ... tarafından lehtar .... aleyhine açılan menfi tespit davasının 26/09/2013 tarihinde kabulle sonuçlandığı, anlaşılmakla; borçlunun, takibin diğer borçlusu olan dava dışı lehtar şirket hakkında açtığı menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi sözkonusu menfi tespit davasının tarafı olmayan alacaklı aleyhine hukuki sonuç doğurmaz. Borçlu, ayrıca tahsile tekerrür olmama kaydının bulunmadığını, aynı alacak için birden fazla takip başlatıldığını iddia etmiş ise de mükerrer olduğunu iddia ettiği bir takip dosyası bildirmediği anlaşılmış olmakla mahkemenin takibin iptali gerekçesi yerinde değildir....

          Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....

            -TL, takip tarihinden sonra ise muhtelif tarihlerde toplam 11.000.- TL ödeme yapıldığı, bu ödemeler dikkate alınmak suretiyle tanzim olunan bilirkişi raporu ile, davalı alacaklının takip tarihi itibarıyla 14.319,79 TL asıl alacak olmak üzere faizi ile birlikte toplam 15.578,27 TL, dava tarihi itibarıyla da 5.501,40 TL asıl alacak, 18.429,69 TL faiz olmak üzere toplam 23.931,09 TL alacağı olduğu tespit edildiğinden, davacı ...’ın dava tarihi itibariyle Afyonkarahisar 1. İcra Müdürlüğü'nün 2014/55 E. sayılı takip dosyasında 10.077,40 TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine, faiz alacağı yönünden menfi tespit talebinin reddine, davacılar ... ve ...'nın açtığı menfi tespit davalarının HMK'nun 150/1-5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına dair verilen karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan, bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davacı ... temyiz etmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili; takibe dayanak ilamın menfi tespit istemine ilişkin olduğunu, kesinleşmeden takibe konulamayacağını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, takibe dayanak ilamın alacak ve menfi tespit istemine ilişkin olduğu, ilamın sadece alacak davasına ilişkin hükümlerinin takibe konulduğu, alacak davalarının kesinleşmeden takibe konulabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, karar borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....

                  borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanındığı, kanun koyucunun, bu tür parasal uyuşmazlığa dair ticari nitelikteki menfi tespit davalarını da kapsama alma arzusunda olduğuna ilişkin doktrin görüşleri karşısında (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3....

                  borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanındığı, kanun koyucunun, bu tür parasal uyuşmazlığa dair ticari nitelikteki menfi tespit davalarını da kapsama alma arzusunda olduğuna ilişkin doktrin görüşleri karşısında (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3....

                    UYAP Entegrasyonu