Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan dosya arasında bulunan ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/452 Esasa sayılı dosyasının incelenmesinde, eldeki dosyanın davalısı ...’in 7.9.2005 tarihinde ... aleyhine dava açarak aralarındaki adi ortaklığın tasfiyesi ile kâr talebinde bulunduğu, ...’ın ise ...’in sermaye olarak koyduğu malzemeleri dava dışı şahsa satarak ortaklıktan ayrıldığını savunduğu, mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflar arasındaki ortaklığın devam ettiği kabul edilerek adi ortaklık sözleşmesinin feshine ve kâr payının tahsiline karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin 1.2.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bahsi geçen mahkemenin dava dosyasında, ...’ın iddiaları kabul edilmeyerek adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmiş olmakla bu husus kesin hüküm halini almış bulunmaktadır....

    ya da müvekkilinin banka hesaplarından ortaklık ile ilgili işlerde kullanılmak üzere 200.000 TL'ye yakın para gönderildiğini, her iki şirket yetkilisine de adi ortaklık sözleşmesi gereği borçlarını yerine getirmeleri uyarısında ve hatırlatmasında bulunulmuşsa da davalı şirket tarafından herhangi bir işlem veya ödemede bulunulmadığını, davalı şirketin açık bir şekilde adi ortaklık sözleşmesine aykırı hareket ettiğini, ortaklıktan kaynaklı ödevlerini yerine getirmeyeceğini ve ortaklıktan ayrıldığını da davalı şirket yetkilisi ...şahitler huzurunda deklare ettiğini, davalı şirketin haksız tutumu sebebiyle müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek, taraflar arasında kurulu bulunan adi ortaklığın haklı sebebe dayalı olarak feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      ya da müvekkilinin banka hesaplarından ortaklık ile ilgili işlerde kullanılmak üzere 200.000 TL'ye yakın para gönderildiğini, her iki şirket yetkilisine de adi ortaklık sözleşmesi gereği borçlarını yerine getirmeleri uyarısında ve hatırlatmasında bulunulmuşsa da davalı şirket tarafından herhangi bir işlem veya ödemede bulunulmadığını, davalı şirketin açık bir şekilde adi ortaklık sözleşmesine aykırı hareket ettiğini, ortaklıktan kaynaklı ödevlerini yerine getirmeyeceğini ve ortaklıktan ayrıldığını da davalı şirket yetkilisi ...şahitler huzurunda deklare ettiğini, davalı şirketin haksız tutumu sebebiyle müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek, taraflar arasında kurulu bulunan adi ortaklığın haklı sebebe dayalı olarak feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        ya da müvekkilinin banka hesaplarından ortaklık ile ilgili işlerde kullanılmak üzere 200.000 TL'ye yakın para gönderildiğini, her iki şirket yetkilisine de adi ortaklık sözleşmesi gereği borçlarını yerine getirmeleri uyarısında ve hatırlatmasında bulunulmuşsa da davalı şirket tarafından herhangi bir işlem veya ödemede bulunulmadığını, davalı şirketin açık bir şekilde adi ortaklık sözleşmesine aykırı hareket ettiğini, ortaklıktan kaynaklı ödevlerini yerine getirmeyeceğini ve ortaklıktan ayrıldığını da davalı şirket yetkilisi ...şahitler huzurunda deklare ettiğini, davalı şirketin haksız tutumu sebebiyle müvekkilinin mağdur olduğunu belirterek, taraflar arasında kurulu bulunan adi ortaklığın haklı sebebe dayalı olarak feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Esas sayılı takipten kaynaklı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı ve davalı vekili beyanları ile dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme kül halinde değerlendirildiğinde davacı vekilinin iddiasının adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı borçlu olmadığının, bu sözleşmeden kaynaklı borçsuzluğun tespiti istemine ilişkin olduğu görülmüştür. Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Bu sözleşme Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiştir. Adi ortaklıktan kaynaklı alacak istemine ilişkin davalara bakma görevi genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine aittir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/3147 Esas 2014/6366 Karar). İş bu kapsamda Mahkememizce, ilgili vergi dairesi ve Ticaret Sicil Müdürlüğü ile yapılan yazışma sonucunda davalının mükellefiyet kaydının olmadığı dolayısıyla dava tarihi itibariyle davalının tacir olmadığı anlaşılmıştır....

            Davacı davalı ile yaptıkları adi ortaklık gereği alınan işin malzeme ve işçiliğinin adi ortaklık tarafından kendi firmasından satın alındığından bedelinin tahsilini talep etmiştir.Davalı,davacının adi ortaklıktan alacak talebinin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında ileri sürülmesi gerektiğini savunmuştur.Tarafların belediyeden aldıkları ... için adi ortaklık yaptıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davacı adi ortaklıktan olan alacağını pilot ortak davalıdan talep etmiştir.Taraflar arasında davacı 2008/15435-2009/6275 tarafından açılan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin dava derdest olduğu anlaşıldığına göre davacının adi ortaklıktan olan alacağının tahsili için açtığı eldeki dava ile adi ortaklığın fesih ve tasfiye davası birbirleri ile bağlantılı davalar olup biri hakkında verilecek karar diğer davayı da etkiler nitelikte olduğundan her iki davanın birleştirilerek görülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

              Bu noktada dava konusu icra takiplerinin de yalnızca davacı ortaklara ve senetlerdeki davadışı keşideci ile avaliste karşı yapıldığı, ilk adi ortaklık sonrasında adi ortaklığa ortak olanlara yönelik herhangi bir takip yapılmadığı da görülmekte olup, bu durumda, banka tarafından yapılan icra takipleri bakımından da esasen taraf şartının sağlanmamış olduğu görülmekle birlikte, davanın menfi tespit davası olmasına ve dava dilekçesindeki talebin de takibe konu "senetlerden dolayı" borçlu olunmadığının tespiti olmasına göre, burada yalnızca davadaki taraf sıfatı şartı bakımından konunun ele alınması gerekmiş, adi ortaklığı borç altına sokan bonolarda dayalı menfi tespit istemli davada öncelikle aktif husumet bakımından kararın kaldırılması gerekmiştir (Yargıtay 3. HD 2019/6074 E.-2020/1331 K., Yargıtay (kapatılan) 34 XX 494/9231 E.-2016/1011 K., 2013/18100 E.-2014/1274 K.)....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Davacı taraf, davalı tarafça açılan "Arsa karşılığı gelir paylaşımı" ihalesini kazanmış, ancak taraflarca sözleşme imzalanmamış olup, uyuşmazlık; asıl davada; ihale şartnamesi uyarınca verilen teminat mektuplarının iadesine, birleşen davalarda ise; sözleşmenin davalı tarafın kusuru nedeniyle ifa edilememesinden kaynaklanan müspet ve menfi zarar ile manevi zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Yerel mahkemece; uyuşmazlığın açıklanan bu niteliği ve taraflar arasındaki eser sözleşmesi hükümleri değerlendirilmek suretiyle hüküm tesis edilmiştir. Bu söyleyişle ortada adi ortaklıktan kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi bu yönde bir nitelendirme de bulunmamaktadır. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 15.Hukuk Dairesinindir....

                Mahkemenin nitelendirmesi ve temyiz kapsamına göre, uyuşmazlık; adi ortaklıktan kaynaklı alacak istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Yüksek ...Hukuk Dairesi'nin görevi kapsamındadır. Bu durumda, 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda değişiklik yapılması hakkındaki 6644 sayılı Kanun gereğince dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE,... tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Her ne kadar menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı alacaklıya düşmekte ise de; bu kural mutlak olmayıp, bir senedin karşılıksız olduğunun iddia edilmesi sureti ile açılan menfi tespit davasında ispat külfeti davacı borçluya düşer. Bu durumda senedin boş olarak düzenlendiği ve davalı tarafça doldurularak takibe geçildiği anlaşıldığına göre davacı senedin aradaki anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğunu ya da taraflar arasında ilişki bulunmadığı yolundaki iddiasını HUMK.nun 290. maddesi uyarınca yazılı delille kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı ortaklığın devam ettiği yıllarda yürüttükleri ticari faaliyet gereği iyiniyetli olarak başka birisine verilmesi için boş olarak davacıya verilmesinin mümkün olduğunu iddia etmesine karşı,bu iddiasını da ispatlayamamıştır.Senedin sonradan anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu ve davalının ortaklık payının ödendiği iddiası ise yazılı delille kanıtlanamamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu