DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; İş bu dava icra takibinden önce imza sahteliğine dayalı açılan menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Bir adi senedin kendisi tarafından vücuda getirildiği iddia edilen kişi, kendisine karşı adi senede dayanarak dava açılmasını bekleyebilir ve bu davada, senet altındaki imzayı inkar etmekle yetinebilir. Bununla birlikte bir adi senedin kendisi tarafından vücuda getirildiği iddia edilen kişi (borçlu), bu adi senede dayanarak dava açılmasını beklemeden imzanın kendisine ait olmadığının ya da senedin sahte olduğunun tespiti için ayrı bir sahtelik davası da açabilir (HMUK m.314, HMK m.208/3)....
Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklıktan 1998-2000 yılları arasında doğan gelir bulunduğu, fazlasını saklı tutmanın zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilerek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/382 Esas, 2007/ 566 Karar sayılı dava dosyasında, adi ortaklıktan kaynaklanan alacağını istediği ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tuttuğu anlaşılmaktadır. Mahkemece de, adi ortaklığa yönelik maddi olguların sübut bulması ve iç ortaklığın sona ermesi nedeniyle aktif ortağın şirketi tasfiye etmesinin zorunlu olmadığının gerektiği kabul edilmiş ve bu hukuki neden altında hüküm kurulmuştur. Kural olarak Borçlar Kanunu'nun 535/7. maddesine göre, fesihte, ortaklık bu yönü tespit eden mahkeme kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren fesih edilmiş sayılır ve feshin hukuki hüküm ve neticeleri bu tarihten itibaren başlar....
Dava, adi ortaklıktan kaynaklı kar payı alacak talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacılar tarafından murisin ölüm tarihinde var olduğu bilinen adi ortaklıktan kaynaklı kar payı talebinin yasal 5 yıllık zaman aşımı süresi içerisinde talep edilmemesi nedeni ile davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacıların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacıların istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b.1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- NİĞDE 2....
Bilindiği üzere kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit isteminde bulunan davacının senede karşı senetle ispat zorunluluğu vardır, ancak davacı iddialarını destekler nitelikte yazılı bir delil sunmamıştır. Eldeki davada ispat yükü davacı üzerindedir, davacı senedin teminat senedi olduğuna dair yazılı bir delil sunamamış ve dava dilekçesinde yemin deliline de açıkça dayanmamış olduğundan ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
de ... dükkanının adi ortaklık olarak işletildiği, "... ..." markasının tescilsiz bir hizmet markası olduğu, ....08.2011 tarihli sözleşme ile davacı -karşı davalının adi ortaklıktan ayrıldığı, bu sözleşmede markanın kullanım haklarının davacı- karşı davalıya devredildiği veya bu marka hakkının elinde kaldığına ilişkin bir ibarenin bulunmadığı, "... ..." isimli tescilsiz markanın devam eden adi ortaklığın mal varlığı içerisinde kaldığı, "..." ibaresinin ...'...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olduğunu, davaya konu alacağın adi bir alacak olmayıp, ticari ortaklıktan kaynaklı olup, davacının davalı nezdinde hiç bir hak ve alacağının olmadığı, kabul etmemekle birlikte temerrüd ihtarı olmadan yapılan icra takibinde işletilen faiz de hukuka aykırı olduğunu açıklayarak davacının icra takibi ve iptal davası hakkın kötüye kullanımı olup, davanın esasta reddine, icra takibinin iptaline, davacının kötü niyetli icra takibi nedeniyle İİK kanunu gereğince asgari hadden uzaklaşılarak davacı aleyhine takip tutarı itibariyle %40 icra inkar zaminatına ve para cezasına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir., Dava, adi ortaklıktan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020...
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/601 esas sayılı dosyasında aidat borcunu belirlemek üzere menfi tespit davası açtığını, davanın halen derdest olduğunu, ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2006/172 esas sayılı dava dosyasında müvekkili hakkında verilmiş başka bir ortaklıktan ihraç kararının iptaline ilişkin dava derdest iken müvekkili hakkında yeni bir ihraç kararı daha alındığını, ihraç kararının kesinleşmemesi için bu davayı açmak zorunda kaldığını belirterek, ortaklıktan çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının kooperatifin üyesi olup borçlarını ödememesi nedeniyle ortaklıktan ihraç edildiğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Şirketi aleyhine açtığı menfi tesbit davasının da konusunu oluşturduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, öte yandan menfi tesbit davasının açılmasından sonra davacı ile ..... Şirketinin yetkilisi olan ..... arasında imzalanan 01.01.2008 tarihli protokol ile davacının borcunun belirlendiğini ve akabinde davacının bu borcunu ödemesi nedeniyle taraflar arasında herhangi bir alacak ve borç ilişkisinin kalmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; aldırılan bilirkişi raporu ile davacı tarafından adi yazılı belgeler ile yapılan ödemelerin, icra dosyaları nedeni ile yapılan 01.01.2008 tarihli protokolde mahsup edilmediği gibi davacı tarafından açılan menfi tesbit davasına da konu edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; davacı ile davalıların ortağı bulundukları dava dışı .......................
in cafe işletmecisi faaliyetinde bulunup işletme hesabına göre defter tuttuğunun tespit olunduğunu, müvekkilinin tacir sıfatı bulunmasa dahi diğer davalılar ile gıda işletmesinin faaliyete geçirmek maksadıyla adi ortaklık kurdukluarnı, bu nedenle tarafların tacir olduğu uyuşmazlıkta çözüm merciinin asliye ticaret mahkemesi olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, taraflar arasında adi ortaklık olduğunu ve davacının ortak bulunduğunun tespiti, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ödendiği iddia olunan katkı payı ve uğranılan menfi zararın tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle, mahkemenin görevsizliğine, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır....
(Adi Ortaklık Doç. Dr....