Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava; 6183 sayılı Yasa’nın 79/4. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir....

    Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit ya da istirdat davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı bir alacak olup sürüncemede kalması önlenerek, tahsilinin hızla sağlanması amaçlanmıştır. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun (Menfi tespit ve İstirdat davası açılmasına ilişkin) 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit ya da istirdat davası açması mümkün bulunmamaktadır. Dosyada davacıya gönderilen ödeme emri 16.05.2016 tarihinde tebliğ edilmiş olup iş bu iptal davası da tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük yasal süresi içinde 18.05.2016 tarihinde ikame edilmiştir. Bu durumda davanın esasına girilerek incelenmesi gerekmektedir....

    Dava 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereğince açılmış menfi tesbit istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmünü içermektedir.Somut olayda anılan yasal değişiklik gereğince davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nisbi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı yasadan kaynaklanan menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ... Mühendislik Müş. İnş. Ltd. Şti.’ne borcu olduğundan bahisle davalı tarafından kendisine 6183 sayılı Kanundan kaynaklı haciz ihbarnamesi gönderildiğini, haciz ihbarnamelerine itiraz ettiklerini, dava dışı şirkete borcu olmadığını belirterek menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren 1 yıl içinde davanın açılmadığını, davanın hak düşürücü sürenin dolması sebebiyle reddini savunmuştur....

        Konut Yapı Kooperatifi adına düzenlendiği ancak davacıya tebliğ edildiği anlaşılmakla, 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

          Somut olayda; dava dışı Paksan Paketlenmiş Kireç Sanayi A.Ş hakkında 2012/2,3,4 dönemine ilişkin işsizlik ve prim borcu nedeniyle 2012/16557 ve 2012/16558 takip no’lu dosyalardan icra takibine girişilip, ilgili ödeme emirlerinin 10.10.2012 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması ve ödeme emri tebliğ edilmeden haciz uygulanmasının mümkün bulunmaması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde davanın reddine karar verilmesi hata olup bozma nedenidir. O hâlde; davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava; 6183 sayılı Yasa’nın 79. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 Sayılı Kararı ile kabul edilen ve 28.01.2020 tarihinde 31022 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren İşbölümü Kararı uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne ait olup dosyanın anılan Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 23/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- DDosya içeriğine göre dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 23/01/2020 tarihli ve 2020/1 Sayılı Kararı ile kabul edilen ve 28.01.2020 tarihinde 31022 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren İşbölümü Kararı uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne ait olup dosyanın anılan Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 24/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Zira, tahsil edilmesi istenen alacak kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup, sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Yasa'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükmün bulunmamış olması karşısında, Yasa'da öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar ve 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 717 Karar sayılı Kararları). 6183 sayılı Yasa'da menfi tespit davasına, "üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Yasa'nm 30.03.2006 gün ve 5479 sayılı Yasa ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya...

                  Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.) Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4)....

                  UYAP Entegrasyonu