Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve bozma doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda karar verilmiş bulunmasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2.Davacı banka, davalı vergi idaresinin kendisine gönderdiği haciz ihbarnamesine 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesin de belirtilen 7 günlük sürede itiraz etmediğinden borç uhtesinde sayılmıştır. Ancak yine anılan yasanın 79/4.maddesine göre 1 yıl içinde genel mahkemlerde menfi tesbit davası açma hakkı bulunduğundan, buna göre davacı eldeki davayı açmıştır....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, 6183 sayılı Yasanın 79/IV. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi uyarınca alacaklı kamu idaresi tarafından kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü kişi, aynı bentte gösterilen nedenlere dayanarak haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde...

      Davacı tarafça iş bu dava açılırken davalının Gaziemir Vergi Dairesine olan kamu borcu nedeniyle Gaziemir Vergi Dairesi'nin davalının davacıdan alacaklı olduğunu kabulü ile 6183 sayılı yasanın 179 maddesi uyarınca gönderdiği haciz bildirimine süresinde itiraz edilmemesi karşısında gönderilen ödeme emri üzerine davacının davalıya borçlu olmadığı ileri sürülerek, iş bu menfi tespit davası açılmıştır. Davacı, alacaklı vergi dairesinin haciz bildirimine karşı 7 gün içerisinde itiraz etmediğinden 6183 sayılı yasanın 79/4 maddesi karşısında iş bu menfi tespit davasını açmıştır. 6183 sayılı yasanın 79/4 maddesi kapsamında açılacak menfi tespit davasının asliye hukuk mahkemesinde amme alacaklısı idarenin hasım gösterilerek açılması gerekmektedir. Ancak davacının daha evvel ticari ilişkide bulunduğunu bildirdiği ve kamu borçlusu davalıya karşı bu davayı açmasında Yargıtay 11....

        Aylara ilişkin prim borcu nedeniyle icra takibine girişilip, ilgili ödeme emirleri 20.01.2014 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde ödeme emirlerin iptaline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....

          Mahkemece davacının borçlu olduğu miktarın tesbiti için bilirkişi raporu alınmış isede yasal gerekçeler içermeyen ve denetimten uzak bir rapor niteliğinde olduğu görülmüştür. 6183 sayılı yasanın 21.maddesi " .üçüncü şahıslar tarfından haczedilen mallar paraya çevrilmeden evvel o mal üzerinde amme alacağı için haciz konulursa bu alacak da hacze iştirak eder ve aralarında satış bedeli garameten taksim olunur.genel bütçeye gelir kaydedilen vergi resim harç ile vergi cezaları ve bunlara bağlı zam ve faizler için tatbik edilen hacizlerde 2004 sayılı ... ve iflas Kanunun 268 inci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi hükmü uygulanmaz."" hükmünu içermektedir. Mahkemece yapılacak iş, davacının haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 6183 sayılı yasanın 21 ve 71.maddeleri gözönüne alınarak çalışanı ...'...

            Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 21.07.2009 gün ve 2008/483-2009/405 sayılı hükmü onayan Dairemizin 09.02.2010 gün ve 2009/6669-2010/677 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava 6183 Sayılı Yasa'nın 79. maddesine göre menfi tespit talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 09.02.2010 tarihli 2009/6669 E. 2010/677 K. sayılı onama ilâmına karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Davada 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit talebinde bulunulmuştur. Dosya kapsamında davacının, haciz ihbarnamesine itiraz etmemek suretiyle davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır....

              Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 06.5.2009 gün ve 2008/586-2009/219 sayılı hükmü onayan Dairemizin 09.02.2010 gün ve 2009/6670-2010/676 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R - Dava 6183 Sayılı Yasa'nın 79. maddesine göre menfi tespit talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 09.02.2010 tarihli 2009/6670 E. 2010/676 K. sayılı onama ilâmına karşı davalı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Davada 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit talebinde bulunulmuştur. Dosya kapsamında davacının, haciz ihbarnamesine itiraz etmemek suretiyle davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır....

                Vergi İdaresinin kamu tüzel kişisi olarak eylem ve işlemlerinin kamusal nitelik taşıdığı, idarenini hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı 2477 sayılı İdari Yargı Usul Kanunun 2/1-b maddesine göre tam yargı davalarının idare mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir.    Anılan yasa maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır." şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde genel mahkemelerdde menfi tesbit davası açma hakkı bulunmaktadır....

                  Şti. ile şirket müdürü ... ’ın borcundan dolayı davalı Kurum tarafından 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine göre gönderilen haciz bildirimine süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle davalı kurumca ödeme emri gönderildiğinden bahisle, borçlu olmadığının tespiti ile gönderilen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve 07.05.2008 gün ve 18526, 18527, 18528 sayı ile gönderilen toplam 36.027,32-TL tutarındaki ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir. İş Mahkemeleri 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikteki özel mahkemelerdir. 506 sayılı Yasanın 134. ve 5510 sayılı Yasanın 101. maddesinde, "Bu Kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görüleceğini" kurala bağlamıştır....

                    Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda iptali istenen dava konusu 22/01/2009 tarih ve 2009/39 sayılı ödeme emrinin 02/03/2009 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçasından anlaşılmaktadır. Dava ise 14/07/2009 tarihinde açılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu