Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas Sayılı Dosyada DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve itirazın iptali davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av. ... ve davacı vekili Av. ... geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

    Av. ... aralarındaki karşılıklı menfi tespit - itirazın iptali - alacak davası hakkında ... 8. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 17.06.2013 gün ve 2012/21 E. - 2013/282 K. Sayılı hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Menfi tespit ve itirazın iptali davalarına konu olan ... 2. İcra Dairesi'nin 2005/3941 sayılı icra dosyasında borçluların ödeme emrine itiraz dilekçelerinin mevcut olmadığı ve borçlu ...'e ödeme emrinin tebliğine ilişkin evraktaki tebliğ tarihinin okunaklı olmadığı anlaşıldığından, heyetçe incelenmesine gerek görülen söz konusu itiraz dilekçesi ve ödeme emrinin tebliğine ilişkin evrakın okunaklı önlü - arkalı onaylı suretlerinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların ilamsız takibe yaptıkları itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığını bu nedenle davacıların menfi tespit davası açmakta hukuki yararları bulunmadığını, sözleşmelerin geçerli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2019 tarih, 2018/365 E. ve 2019/69 K. sayılı kararıyla; taraflar arasında görülmekte olan Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/630 E. sayılı dosyasında itirazın iptali talep edildiği, itirazın iptali davasının 24.05.2016 tarihinde açıldığı bu menfi tespit davasının ise 25.01.2017 tarihinde itirazın iptali davasından sonra açıldığı anlaşıldığından hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. İİK 277.maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmeyi amaçlar. Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur.Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun icra hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....

          , Tarafları ve dava konusunun aynı olması sebebiyle Derdestlik itirazında bulunuyor oluklarını, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, 6100 sayılı HMK.’nun 114. maddesinde hukuki yararın dava şartı olarak kabul edilmiş olduğunu, davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğunu ispat edemezse dava şartı olan hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi gerektiğini, alacaklının “itirazın iptali davası’’ açmasından sonra, borçlu tarafından “menfi tespit davası’’ açılamayacağı, çünkü bu davacı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerek doktrinde ve gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edilmekte olduğunu, sonuç olarak Menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası...

            söz konusu olmadığını,bu nedenle birleştirme kararının kaldırılarak davanın,ihtiyati haciz talebinin ve birleştirme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava itirazın iptali ve ihtiyati haciz talebine ilişkindir.Ancak daha önce davalı tarafça davacı aleyhine aynı tutanak ve tahakkuk nedeniyle menfi tespit davası açıldığı,buna dair kararın Yargıtay tarafından bozulduğu ve dosyanın yeni esasa kaydedildiği,itirazın iptali davasında ise her iki dosyanın temyiz sonucu bozulan ilk açılan menfi tespit davasında birleştirilmesine ve itirazın iptali davasında istenilen ihtiyati haciz talebini birleştirilen dosyada değerlendirilmesine karar verildiği görülmekle,itirazın iptali davasında ihtiyati haciz kararı verilmediği için ortada istinafa konu ihtiyati haciz kararının bulunmadığı anlaşılmıştır.Ayrıca HMK 166.madde gereği verilen birleştirme kararı ise HMK 168.madde kapsamında...

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nin bozma sonrası 2022/406 Esas numaralı dosyası ile görülmekte olan menfi tespit davasında da tarafların ve dava konusu borcun ortak olması sebebiyle HMK m.166 uyarınca iş bu dava ile söz konusu menfi tespit davasının birleştirilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, ilgili dosyada da davalının kaçak elektrik kullandığının açıkça tespit edildiğini, bu nedenlerle öncelikle davalının taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde İİK. m.257 gereği dava ve takip kesinleşinceye kadar teminatsız veya uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, işbu davanın tarafların ve dava konusu borcun ortak olması nedeniyle Bakırköy 1 ATM 2022/406 esas sayılı dosyasında görülmekte olan ve davalı tarafından davacı şirket ikame edilen menfi tespit davası ile birleştirilmesine, itirazın iptali ile takibin devamına, hükmolunacak meblağın %20'sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/09/2014 NUMARASI : 2012/469-2014/222 Taraflar arasındaki menfi tespit-itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı-birleşen dosyanın davacısı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dava;menfi tespit, birleşen dava, itirazının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece; asıl davanın kabulü ile 29.06.2012 tarih ve 2012/3173 sayılı tutanağa istinaden tahakkuk ettirilen 23.989.05 TL alacaktan dolayı davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen itirazın iptali davasının ise ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş, hüküm; davalı/birleşen dosyanın davacısı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Menfi tespit davasına konu itiraz ve def'ilerin açılan itirazın iptali davasında dile getirilmesi mümkün olduğu, bu durumda itirazın iptali davasından sonra aynı hususta menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmayıp, Yargıtay 19.HD'nin 2015/5790E 2015/14906K sayılı ilamında da belirtildiği gibi her iki davanın talep sonucu farklı olduğundan derdestlikten söz edilemez ise de itirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan menfi tespit davasına konu çek hakkında imza incelemesi yapıldığı ve çekteki imzanın davalıya ait olmadığı belirlendiğinden dava reddedilmiştir. Ne var ki dava konusu çek ile menfi tespit davasına konu çek farklı çeklerdir. O halde mahkemece icra takibine konu çekteki imzaların davalının eli ürünü olup olmadığı tespit edilerek hasıl olucak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 24.30 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, 3.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu