Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu doğrultuda, öncelikle uzman bilirkişiden, davacının zararının doğup doğmadığı, doğdu ise miktarı hususlarında yukarıda değinilen icra takibi, itirazın iptali ve menfi tespit dosyaları da incelenmek suretiyle rapor alınmasının sağlanması ve vekilin özensizliği (menfi tespit dosyasının temyiz edilip edilmemesi) arasında illiyet bağı ile davalı avukatın kusuru bulunup bulunmadığı değerlendirildikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İhtiyati haciz kararına itiraz eden vekili, ihtiyati haciz kararına konu olan çekin Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, bu nedenle de kambiyo senedi vasfını yitirdiğini belirterek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, itiraz nedenlerinin menfi tespit davasına konu olabileceği İİK'nun 265.maddesinde sayılan itiraz sebeplerinden olmadığını belirterek itirazın reddine karar verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili kararı temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, ihtiyati haciz isteyen vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 15.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın HUMK.nun 409/5. Maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı alacaklının kaybetmiş olduğu bonoyu mahkemede iptal ettirdikten sonra müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi yaptığını, senedin bono vasfını yitirmesi nedeniyle 13.096.-TL. faiz isteminin usul ve yasaya aykırı olduğunu, % 29 faiz oranı yerine % 9 faiz istenebileceğini belirterek menfi tespit davası açmıştır. Davalı vekili, davacının takibe itiraz etmediğini, icra dosyasının harici anlaşma ile kapatıldığını belirterek davanın konusuz kalması nedeniyle reddini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Verilen önceki hükmün Dairemizce bozulması üzerine mahkemece, menfi tespit ve istirdat davasının reddine, birleşen Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/415 Esas sayılı dava dosyasındaki davanın kısmen kabulü ile davalıların icra takip dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile takibin 368.50.-YTL. üzerinden devamına, fazlaya ilişkin ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen dosya davacısı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Banka vekilinin temyizi, kararın vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı yönünden eksik ve hatalı oluşuna ilişkindir....

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/175 Esas 2013/177 Karar sayılı dosyasında itirazın iptaline konu takip alacağı ile iş bu menfi tespit davasına konu alacağın aynı kredi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacının itirazın iptali davası açıldıktan sonra iş bu menfi tespit davasını açmasında hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit davasının reddine ilişkin mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığından hükmün onanması gerekirken ilamda yazılı nedenlerle bozulduğu anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 23.10.2013 gün 2013/11749 Esas, 2013/16520 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, usul ve yasaya uygun olan mahkeme hükmünün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                A.. aralarındaki itirazın iptali-birleşen alacak ve menfi tespit davaları hakkında Aydın 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30/10/2014 gün ve 2004/476 E. - 2014/921 K. sayılı hükmün davacı-birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - 1-Birleşen her dava bağımsızlığını korur. Bu ilkeden hareketle yargılama giderlerine ayrı ayrı hükmedilir. Bu durumda her bir dava bakımından ayrı ayrı temyiz başvuru harcı ile temyiz harcının alınması gerekmektedir....

                  Öte yandan menfi tespit davasında, alacaklı olarak kim taraf gösterilmiş ise, dava sonunda verilen karar, sadece ona karşı hüküm ifade eder. Somut olayda, takip alacaklısı bonoda ciranta olup, keşideci ve lehtar hakkında takip yapmıştır. Menfi tespit davası, keşideci ile lehtar arasında görülmektedir. Yukarıdaki yasa hükmü gözetildiğinde, alacaklı cirantanın taraf olmadığı menfi tespit davasında verilen karar alacaklıyı bağlamaz. Takip alacaklısı 3. kişi ciranta olup, menfi tespit davasının tarafı değildir. Bu nedenle anılan karar ile senedin iptal edilmiş olması, ona karşı hüküm ifade etmez. O halde mahkemece, borçlunun, TTK.nun 687/1.maddesinde belirtildiği üzere, alacaklı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile zararına hareket ettiğini iddia ve ispat edemediği gibi, İİK.nun l69-a/1. maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile de iddiasını kanıtlayamadığı dikkate alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                    Vek.Av.... aralarındaki itirazın iptali davası hakkında Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 12.5.2010 gün ve 435-271 sayılı hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Davacı yanca davalı aleyhine açılan ana davada (menfi tespit) davasının reddine, davalı tarafından davacı aleyhine açılan birleştirilen itirazın iptali davasında ise davanın kısmen kabulüne karar verildiği görülmektedir. Her iki hükmü de temyiz eden davacı (birleşen davanın davalısı) vekiline redddilen menfi tespit davası ile ilgili maktu temyiz harcı yatırılmış ise de birleşen dava ile ilgili ödenmesi gerekli nisbi temyiz harcının yatırılmadığı dosya arasındaki harç alındı belgesinin tetkikinden anlaşılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu