ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2020 NUMARASI : 2019/681 ESAS - 2020/412 KARAR DAVA KONUSU : MENFİ TESPİT KARAR : Antalya 2....
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili 07/12/2020 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğunu, takibe konu bonoların vadesi gelmediği halde takibe konulduğunu, senetler üzerindeki muacceliyet şartının geçersiz sayılması gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşmesinin taksitli satış niteliğinde olduğunu, 6502 Sayılı yasanın 19.maddesinde öngörülen muacceliyet ihtarnamesinin davacıya gönderilmediğini, TBK hükümlerinin uygulanması gerektiğinin kabulü halinde dahi 259/1 maddesi uyarınca peşinatı isteme yada sözleşmeden dönme hakkının bulunduğunu, tüm taksitlerin davalıdan istenemeyeceğini, TBK 259/2 maddesinde öngörüldüğü şekilde davacının temerrüde düşürülmediğini, TBK 260/1 maddesi uyarınca davalının sözleşmeden dönmesi halinde her iki tarafın aldığını geri vermekle yükümlü olduğunu, TBK 260/2 maddesine göre davalının sözleşmeden dönmesi durumunda sadece ödenmeyen peşinat üzerinden sözleşmeden döndüğü tarihe kadar yasal faiz ile...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine mahkemece 04.07.2014 tarihli ek kararla HUMK 434. maddesi gereğince kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiş, bu karar da davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
tahsilini istediği, davacı-karşı davalının sözleşmeden doğan edim yükümlülüğünü gönderilen ihtarnameye rağmen yerine getirmediği, karşı davada ayrıca daire satış sözleşmesinin 7.1. maddesinden kaynaklanan cezai şart alacağının da tahsilini istediği ancak geçersiz sözleşme uyarınca cezai şart talep edilmesinin mümkün olmadığı, taraflar arasında imzalanan daire satış sözleşmesinin geçersiz olması karşısında cezai şartın da geçersiz olduğu kabul edildiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile ile Konya 6....
olduğunu, davalının Konya Şeker A.Ş tarafından kendisi aleyhine yapılan haksız ve hukuka aykırı icra takibine karşı ya itiraz ederek yada menfi tespit davası açarak geçersiz kefaletten dolayı borçlu olmadığı meblağı ödememesi gerektiğini, bu yasal imkanı kullanmayıp da geçersiz kefalet sözleşmesine göre borçlu olmadığı halde anılan borcu ödemek zorunda kalan davalının bu meblağı şimdi de davacı müvekkilinden talep etmeye hakkı olmadığını belirterek, müvekkilinin Konya Şeker A.Ş.'...
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde iş makinesinin harici satış protokülü gereğince davaya konu senedin davacı tarafından davalıya verildiği, satış sözleşmesine konu iş makinesinin gerçek sahibinin davalı değil, dava dışı ... olup harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğu, taraflarca verilenlerin iadesi gerektiği, hal böyle olunca davacının menfi tespit isteminin yerinde olduğu, tarafların satış sözleşmesinden dönerek aynı araçla ilgili kira sözleşmesi akdettiği, aracın davacı yedinde kaldığı, akabinde iş makinesinin davalıya teslim edildiği, aracın davacı tarafından kullanılması nedeniyle doğan zararın senet bedelinden mahsubu talebinin yerinde olmadığı, sözleşme konusu iş makinesinin satış protokolü ile davacıya teslim edildiği, davacının öncesinde bu sözleşmeye istinaden sonrasında ise taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesine dayalı olarak iş makinesini kullanmaya devam ettiği, davacının zilyetliğinde bir süre iş makinesinin bulunması ve kullanması satış...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkilleri aleyhine ......
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu icra emrine dayanak mahkeme ilamında, davacının, sözleşmeden kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, İcra ve İflas Kanunu'nun 72/4. Maddesi gereğince menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulmasının mümkün olmadığını belirterek, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesince; davanın kabulüne dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz” hükmünü içermektedir. Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötü niyetli olmasıdır (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s. 334, 335). Başka bir ifadeyle; İİK’nun 72/5’nci maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötü niyetli olması halinde, istem varsa, davacı(borçlu) lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir....