ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/771 Esas KARAR NO: 2022/296 DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 10/11/2021 KARAR TARİHİ: 07/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacılar dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından ---- tutarındaki bono ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, öncelikle yetkili ve görevli mahkemelerin ---- olduğunu, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatılması sebebiyle iptaline karar verilmesini, murisleri------- tarihinde vefat ettiğini ve vefatı sebebiyle süresi içerisinde dava açılarak mirasın reddedildiğini beyanla öncelikle teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına, yargılama neticesinde borçlu olmadıklarının tespiti ile davalı tarafın takip konusu alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini...
Anılan maddedeki dava, borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davası olup dördüncü fıkrada düzenlenen tazminat da ancak borçlu tarafından açılmış bulunan davalarda haksız çıkması durumunda alacaklı lehine hükmedilebilecek bir tazminat olduğundan takipte taraf sıfatı bulunmayan davacıların açtığı ve husumet nedeniyle reddine karar verilen davada davacılar aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değildir. SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün bu nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 08.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi...
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddi ile icra takibinin devamına ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı idare vekilinin istinaf başvurusu üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Baykan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/563 E. - 2019/371 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddi ile icra takibinin devamına ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....
Dava, İİK.’nun 89. maddesine dayalı menfi tespit davasında anılan maddenin 3. fıkrasına göre bu dava icra takibinin yapıldığı yada davayı açan üçüncü şahsın yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Mahkemece anılan yasada belirtilen yetki kuralı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İNCELEME VE GEREKÇE: Huzurdaki dava, icra takibinde borçlu olmadığından bahisle menfi tespit istemine ilişkindir. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur. ------- sayılı dosyası celp edilmiştir. Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davanın------- dosyasında davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin açılmış olan menfi tespit davası olduğu, davanın dava dilekçesi ile şimdilik--- dava değeri gösterilerek açıldığı, davaya konu icra takibinin ---- asıl alacak olmak üzere, toplam--- üzerinden başlatılmış olduğu, icra takibine konu bononun ---- olduğu, davacı tarafa --- tarihli duruşmada verilen ara karar gereğince, davacı tarafın ---- beyan dilekçesi ile kısmi dava açtıklarını bildirmiş oldukları, daha sonraki------- tarihli dilekçesi ile beyanını icra takibinin tamamı hakkında borçlu olmadığının tespiti olarak düzelttiği görülmüştür....
Bilindiği üzere gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'(İİK)nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar ve bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/06/2022 NUMARASI : 2021/470 E - 2022/393 K DAVA KONUSU : Menfi Tespit KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı Işıl Işık' ın hakkında İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü 2021/17122 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatmış olup takibin kesinleştiğini, her ne kadar davalı hakkında icra takibi başlatarak takibi kesinleştimiş ise de İcra takibine konu ödeme emrinin tarafına tebliğ edilmediğini, davalının tarafından tahsilat yapmak istemekte ise de kendisinin davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını, iş bu nedenle herhangi bir hak kaybına sebebiyet verilmemesi adına dava tarihi itibariyle icra takibinin durdurulmasını talep etmiş, davalıya ait İstanbul ili, Kartal ilçesi, Orhantepe mah....
Talep, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, icra takibinin durdurulması yönündeki talebin reddine dair Mahkeme kararının istinafen incelenmesinden ibarettir.Eldeki dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK'nun 72.maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. İcra takibinin niteliği önem taşımamaktadır. Diğer yandan, İİK'nın 72/3. maddesindeki "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği" şeklindeki özel nitelikteki emredici düzenlemeye rağmen genel kanun olan HMK'nın 209/1. maddesine göre takip hukukuna ilişkin sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; HMK. 12/1 maddesine göre ayni hakka ilişkin ipoteğin fekki davasında taşınmazın bulunduğu Ünye mahkemelerinin kesin yetkili olduğu, kesin yetki halinin mahkemece resen gözetilmesi gerektiği, davacının talebinin menfi tespit talebi ile birlikte ipoteğin fekki davası olduğu taşınmazın...ilçesinde bulunduğu, eldeki menfi tespit davasına ilişkin dava ile ipoteğin fekkine ilişkin davanın da birbirleriyle irtibatlı olduğu her iki davanın birlikte görülerek sonuçlandırılmasında hukuki yarar bulunduğu gerekçesiyle davacının açtığı menfi tespit ve ipoteğin fekki davaları hakkında mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 72. maddesine dayalı olarak açılmış bulunan menfi tespit ve akdi ilişkinin teminatı olarak verilen teminat ipoteğinin, teminat altına aldığı bir alacak bulunmadığından fekki istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı takip dosyasına konu 05/05/2019 vade tarihli ve 100.000,00 TL bedelli senet yönünden menfi tespit istemine ilişkindir. İcra İflas Kanunu md. 72’ye göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Menfi tespit davalarında davacı borçlu, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, borcun hiç doğmadığını iddia ediyorsa ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir....