DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Açılan dava,İzmir...İcra Müdürlüğünün ... takibe konu senet üzerinde eklemeler yapılmak suretiyle 1.000,00 TL olan bedelin sıfır eklenerek tahrif edildiği, yazı ve rakama itiraz edilerek bu senetten dolayı davacının 1.000,00 TL dışındaki kısım yönünden borçlu olmadığı iddiasıyla takibin bu kadarının iptali, senet miktarının 1.000,00 TL olarak değiştirilip düzeltilmesi davalının %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi hususlarına ilişkin olduğu görülmüştür. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde; ''Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir....
talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir.'' hükmü çerçevesinde "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında," şeklinde değiştirildiği, yine aynı Kanunun Geçici 1. maddesinde; ''Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar hakkında uygulanır.'' hükmüne yer verilerek, zorunlu arabuluculuk müessesesinin menfi tespit davaları için 01/09/2023 tarihinden itibaren yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığı, bu kapsamda ticari mahiyetteki menfi tespit ve istirdat davalarının da zorunlu arabuluculuk müessesesine tabi tutulduğu ve arabuluculuk başvurusu yapılmasının dava şartı olduğu kararlaştırıldığı, dava dosyası incelendiğinde arabuluculuk son anlaşamama tutanağı...
Tüketici Mahkemesine açtıkları 2004/2319 esas sayılı menfi tespit ve takibin iptali davası sonucunun beklenmesi gerektiğini savunmuşlar ise de borçlular hakkındaki icra takibinin kesinleştiği ve menfi tespit davasının tasarrufun iptali davasıdan sonra açıldığı anlaşıldığından bekletici mesele yapılması konusundaki talep yerinde değildir. Bu nedenlere ve kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin yerinden görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 164.25 YTL kalan onama harcın temyiz eden davalılardan alınmasına 30.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 29/07/ 2019 KARAR TARİHİ : 17/12/2019 YAZIM TARİHİ : 18/12/2019 Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yem alım satımı yaptığını, davalı şirket ile yem alışverinden kaynaklı alacak meselesi olduğunu, müvekkili şirketin aracısına ödeme yapmasına rağmen aracının kaçtığı ve parayı da şirkete ödemediğini, davalı şirket tarafından müvekkilli aleyhine Gaziantep İcra Müdürlüğü'nün .... sayılı dosyası ile asıl alacak olmak üzere 4.126,00-TL bedelli icra takibi başlatıldığı müvekkilinin icra takibini öğrendikten sonra 14/04/2016 tarihinde davalı şirket vekiline 2.500-TL ödeme yaptğını, kalan borcuda 14/05/2016 tarihinde ödediğini, müvekkilinin icra takibine konu tüm borçları ödemiş olmasına rağmen icra takibinin kaldırılmadığını belirterek...
Sayılı dosyası ile müvekkiline kesilen haksız ve hukuka aykırı faturalar nezdinde borçlu olunmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açtıklarını, açılan menfi tespit davasının işbu dosyanın esasını etkilemesi nedeniyle birleştirilmesini talep ettiklerini belirterek, öncelikle davanın reddine, icra takibinin iptali ile davacının %20'den aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; itirazın iptali davasıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 166. maddesinde "(1)Aynı yargı çevresinde yer alan, aynı düzey ve sıfattaki Hukuk Mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir....
Bu itibarla davacı şirketin davalı ------- borcu bulunmadığına yönelik talebi yerinde olduğuna kanaat getirilmiş, davacının menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir.Menfi tespit davalarında 2004 sayılı İİK 72/IV ve 72/V maddeleri uyarınca tazminata hükmedilebilmesinin ön koşulu; gerek açılmış icra takibinin durdurulması gerekse icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ve bu kararın uygulanmış olmasıdır. ------- Ayrıca İİK 72/V maddesi kapsamında davacı/borçlu tarafından kötüniyet tazminatı talep edilebilmesi için davalı/alacaklı tarafından yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun ispat edilmesi gerekmektedir.-----. İcra Dairesinin 26/01/2023 tarihli müzekkere cevabı gereği mahkememizce verilen tedbir uygulanmadığından davacının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğundan, İİK 72/3. maddesindeki özel düzenlemeye göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında tedbir istenmesi halinde icra takibinin durdurulması kararı verilemeyeceğinden, ilk derece Mahkemesinin takibin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddine dair ara kararı yasal düzenlemeye uygun bulunmuştur....
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğundan, İİK 72/3. maddesindeki özel düzenlemeye göre, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında tedbir istenmesi halinde icra takibinin durdurulması kararı verilemeyeceğinden, ilk derece Mahkemesinin takibin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin reddine dair ara kararı yasal düzenlemeye uygun bulunmuştur....
Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır.Başka bir ifadeyle; İİK.nun 72/5. maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, her ne kadar menfi tespit davası olarak açılmışsa da, uyuşmazlık konusu, davalılar arasında sözkonusu bonoya istinaden başlatılan icra takibinin muvazaalı olduğu iddiasıyla açılmış tasarrufun iptali davası mahiyetinde olduğunun anlaşılmış olmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....