DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Mahkemenin ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildiğini, menfi tespit davasının gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle hakkında icra takibi yapılmış veyahut icra takibi yapılma tehdidine maruz kalan bir kimsenin gerçekte borçlu bulumadığını ispat için açabileceği dava olduğunu, kanun gereğince menfi tespit davalarının takip öncesi veya icra takibi sonrasında açılabileceğini, menfi tespit davasının şartlarının gerçekleşmesi ile icra takibini durdurucu gücünün bulunması olduğunu, her ne kadar mahkeme icra takibinden sonra menfi tespit davasının durdurulamayacağından bahsedilmişse de bu konuda kanunun açık lafzının aksini söylediğini, icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini ancak borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın % 15'inden...
Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, “takibe itiraz” sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....
İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. Ancak, itirazın iptali kararını istinaf eden borçlu, İİK'nın 36. maddesi kapsamında teminat yatırarak icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebilir. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir. Buna göre, itirazın iptali ilamı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden takibe devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez. Ancak, ilamda ilk defa hüküm altına alınan yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminat alacaklarının aynı takipten tahsili isteniyorsa bunlar yönünden borçluya ayrı icra emri düzenlenerek tebliğ edilmelidir....
tespit talebinin kabul edilerek aleyhindeki icra takip dosyasının ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Dava, Menfi Tespit (Haksız Eylemden Kaynaklanan) talebine ilişkin davadır. Tarafların bildirmiş olduğu deliller ilgili yerlerden toplanmış, Erzincan İcra Md'ne, Erzincan CBS'ye, Türkiye Finansbanka yazılan müzekkere cevapları dosya içerisinde alınmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava menfi tespit talebine ilişkindir....
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A. maddesinde yer alan; "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmündeki "paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında" ibarelerinin, 28/03/2023 tarihli 7445 sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 31. maddesinde yer alan; ''6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir.'' hükmü çerçevesinde "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında," şeklinde değiştirildiği...
Taraflar arasındaki menfi tespit-takibin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Mahkeme 08/02/2021 tarihli ara kararla, ,İİK'nun 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla dahi icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ;"Davacı vekilinin icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin İİK'nun 72/3 maddesi gereğince reddine, ara kararın taraflara tebliğine" karar vermiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Takibin Taliki veya İptali Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; müvekkili hakkında ... 32. İcra Müdürlüğü'nün 2015/... Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı ilamın henüz kesinleşmediğini, ilamın konusunun şahsın hukukuna ilişkin olduğunu, ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağını ileri sürerek icra takibinin iptalini istemiştir....
Eldeki dava, icra takibinin dayanağı olan bonoda davacı adına atılan imzanın davacının eli ürünü olmaması nedeni ile bononun kambiyo senedi niteliğini yitirmiş olmasından kaynaklanan ve bu senede dayanılarak kambiyo senetlerine ilişkin takip yolu ile icra takibi başlatılmasının mümkün olmadığı gerekçesine dayanan menfi tespit istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamına göre icra takibinin dayanağı olan davaya konu bonoda davacı keşideci adına atılı imzanın kendisinin eli ürünü olmadığı kesindir. Davacının kendisinin imzalamadığı sabit olan bono neden ile borçlu olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Keşideci davacının imzasını taşımayan bononun kambiyo senedi niteliğinde olmadığı tartışmasız olup, bu nitelikteki bir bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine has icra takibinin başlatılmasının ve sürdürülmesinin mümkün olmadığı kabul edilmiştir. Kambiyo senedi özel bir evrak olup, hamil için yasadan kaynaklanan pek çok hak sağlamaktadır....