Mahkemece arabuluculuk yoluna başvurulmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK'ya eklenen dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 5/A maddesinde; "(1) Bu kanunun 4'üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." düzenlemesi getirilmiştir. 01/09/2023 tarihinde yürürlüğe giren 7445 sayılı Kanunun 31.ci maddesiyle 6102 Sayılı TTK MADDE 5/A (1) fıkrasında yer alan "paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında" ibaresi "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında" şeklinde değiştirilmiş, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılan menfi tespit davalarında da arabuluculuk dava şartı olarak getirilmiştir....
Davalılar vekili, dava konusu icra takip dosyasında alacaklının Halk Bankası olduğunu belirterek davanın husumet yokluğundan reddini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu Polatlı 1. İcra Müdürlüğü'nün 2008/501 sayılı takip dosyasında davalıların alacaklı olmadıkları, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası bakımından davalıların husumet ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle pasif husumet yokluğundan davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 2015/549 esas 2015/11733 karar 01.10.2015 tarihli ilamı ile "Davacı ... dava konusu 10/03/2008 vade tarihli bononun keşidecisi olup, bu bononun lehtarı davalı ... Tarım Ürün. Meşrubat Paz. Ltd.Şti.'dir. Bu durumda taraflar arasında temel ilişki bulunmakta olup, davacı tarafın dava dışı banka tarafından icra takibine konulan söz konusu bono nedeniyle davalı şirkete 44.401-TL borçlu olmadığının tespitini isteyerek menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır....
- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı bankadan kullandığı kredinin tahsili için müvekkilleri aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinin yanı sıra kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, alınan kredi miktarına göre icra takiplerinde daha fazla borç göründüğünü, müvekkillerinin zarara uğradığını ileri sürerek menfi tespite konu miktarın daha sonra bilirkişi incelemeleri sonucu belirlenecek kısım ile ilgili talep hakları saklı tutularak şimdilik 2.000 TL'lik kısmının hüküm altına alınmasını, belirsiz borç mahiyetindeki icra takipleri ile kendilerinden fazla istenen bedel açısından %40 tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....
Hukuk Mahkemesinde açtığı menfi tespit davasından vazgeçtiğinden feragat beyanı nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın kesinleştiğini belirterek kesin hüküm nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacı tarafından.. 16. İcra Dairesince yapılan icra takibinin dayanağı 650 ada, 193 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ipotekle teminat alınan borcun, gerçek olmadığının tespiti isteği ile ..Asliye 3. Hukuk Mahkemesinde açılan 2012/580 Esas ve 2013/1 karar sayılı, menfi tespit davasının feragat nedeniyle reddedildiği ve temyiz edilmeksizin 19/12/2013 tarihinde kesinleştiği, anılan menfi tespit davası ile eldeki iptal ve tescil davasının tarafları ve konusunun aynı olduğu, kesinleşen menfi tespit davasında verilen kararın kesin hüküm niteliğinde olup eldeki dava bakımından bağlayıcı olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;.. 16....
İcra Müdürlüğünün .... sayılı icra takibinin 23/12/2015 tarihinde başlatılmış olduğu, buna göre asıl davanın icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun(İİK) 72/2.maddesinde “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” 72/4. maddesinde ise “ Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez"hükmüne yer verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, ödenen bedelin ve senetlerin iadesi, menfi tespit, icra takibinin iptali istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6. Tüketici Mahkemesi ve ... 2....
Mahkemece " davalı Müslüm'ün davacıya senette yer alan bedel kadar borçlu olmadığı şeklindeki davalı Halit beyanlarının mahkememizce dikkate alınmasının mümkün olmadığı, icra takibinin 1.248.445,21 TL üzerinden kesinleştiği, yapılan ödemelerin senede istinaden mi yapılıp yapılmadığı konusunda dosyada herhangi bir delil mevcut olmadığı, alacağın miktarı itibarıyla tanıkla ispat edilmesi mümkün olmadığından bu hususta belirsiz tanık beyanlarına da itibar edilemeyeceği, mahkememizce asıl dikkate alınması gereken meselenin alacağın gerçek olması ve kesinleşmesi noktasında toplandığı, belirtilen miktarda borcun bulunmadığının iddia edilmesi karşısında, davalı borçlunun menfi tespit davası açma hakkının bulunduğu, ancak bu hususta açılmış herhangi bir menfi tespit davası bulunmadığı, bu sebeple mahkememizce icra takibinde kesinleşen alacak miktarına itibar edilmesi gerektiği" belirtilerek hüküm tesis edilmiştir....
Esas sayılı icra takibinin iptali taleplerine ilişkin olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A. maddesinde yer alan; "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır." hükmündeki "paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında" ibarelerinin, 28/03/2023 tarihli 7445 sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 31. maddesinde yer alan; ''6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir.'' hükmü çerçevesinde "para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında," şeklinde değiştirildiği, yine aynı Kanunun Geçici 1. maddesinde; ''Bu maddeyi...
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması kararı verilemeyeceği ayrıca "Borçlu, icra takibinden sonra (takip sırasında) da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. (1) Borçlunun, icra takibinden sonra menfi tespit davası açabilmesi için de borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararın (menfaatinin) bulunması gerekir. (2) İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının icra takibine etkisi. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası, (aynı alacak için bu davadan önce yapılmış ve devam etmekte -derdest- olan) ilamsız icra takibine kendiliğinden durdurmaz. Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden dur durmayacağı gibi, menfi tespit davasına bakan mahkeme, ihtiyati tedbir yolu ile dahi icra takibin durdurulmasına karar veremez....
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icra takibinin durdurulması kararı verilemeyeceği ayrıca "Borçlu, icra takibinden sonra (takip sırasında) da (borç ödeninceye kadar) borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir. (1) Borçlunun, icra takibinden sonra menfi tespit davası açabilmesi için de borçlu olmadığının hemen tespit edilmesinde korunmaya değer bir hukuki yararın (menfaatinin) bulunması gerekir. (2) İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasının icra takibine etkisi. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davası, (aynı alacak için bu davadan önce yapılmış ve devam etmekte -derdest- olan) ilamsız icra takibine kendiliğinden durdurmaz. Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden dur durmayacağı gibi, menfi tespit davasına bakan mahkeme, ihtiyati tedbir yolu ile dahi icra takibin durdurulmasına karar veremez....