Davacı vekili birleşen davada, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, menfi tespit davasının kısmen kabulüne, davacının davalıya 4.227.55 YTL borçlu bulunmadığının tespitine, itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, 52.974 YTL asıl alacak üzerinden itirazın iptali isteminin kabulüne, takibin bu miktarla sürdürülmesine, yanların tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalısı vekilince temyiz edilmiştir....
Bu nedenle, davacının icra takibinin durdurulması yönünde dava açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Ancak, davacı icra takibinin durdurulması talebi dışında, icra takibinin ve ödeme emrinin iptali yönünde de talepte bulunmuştur. Bu son talebin, "davalı kamu kurumuna borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi..." şeklinde değerlendirilmesi ve davaya menfi tespit davası olarak bakılıp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemenin, davacının tüm taleplerini kapsar şekilde, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı yönündeki gerekçesi isabetli değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili; icra takibinin dayanağı olay incelendiğinde davacının bu olay nedeniyle sorumlu ve zararı ödemekle yükümlü olduğunu, davalı şirkete kasko poliçesi ile sigortalı aracın seyir halindeyken karayolu üzerindeki münferit çukura düşmesi neticesi aracın hasarlanmış olduğunu, bu şekilde davacının olayda asli sorumluluğu olduğunu, sigortalısına 9.169 TL hasar tazminatı ödediğini, sigortalısının haklarına kanuni halef olduğundan sorumluları hakkında..İcra Müdürlüğünün 2010/18295 E. Sayılı dosyasıyla takibe geçtiğini, açılan menfi tespit davasının yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile iddianın hizmet kusuru iddiası olması nedeniyle idari yargının görevli olduğu bu bağlamda davacının davasının kabulü ile ..İcra Müdürlüğü 2010/18295 sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki bonoya dayalı davacı aleyhine başlatılan icra takibinin kesinleştiği, davacının bonolardaki imzanın kendisine ait olmadığı gerekçesiyle menfi tespit talebine ilişkindir. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi: “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir....
İcra Müdürlüğü'nün .../... esas sayılı dosyası ile davacı-borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlu adına çıkarılan tebligatın ... tarihinde bizzat borçlu tarafından tebliğ alınarak kesinleştiğini, borçlunun bugüne kadar borca ve bonolarda bulunan imzalara hiç bir itirazı olmadığını, borçlunun icra takibine rağmen borcunu ödemeyince, adına kayıtlı taşınmazlara haciz konulduğunu ve satış işlemlerine başlanıldığını, borçlunun gayrimenkullerin satışı aşamasında icra takibinden sanki yeni haberi olmuş gibi işbu menfi tespit davasını açmasının kötü niyetli olduğunu göstermekte olduğunu, davacı tarafın bilerek ve isteyerek müvekkilinden almış olduğu nakit paranın karşılığı olarak bonoları verdiğini, davacının iddia ettiği gibi bonoların hileli alınmadığını belirterek, davanın reddi ile %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasını istemiştir....
. - [16384-83389-74288] UETS DAVA :Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ :20/07/2022 KARAR TARİHİ :28/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :27/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA;Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; davalı icra takibine dayanak olarak 17.07.2009 tarihli bonoyu göstermiş ancak gerek icra dosyasına gerekse de ödeme emrinin ekine bu bonoyu koymadığını, davalı, tamamen hayal ürünü olarak bir senet ortaya atmış ve bu senede dönük olarak da ilamsız icra takibine giriştiğini, hukuki bilgiden yoksun miras bırakan ise ilamsız icra takibine itiraz etmeyi ihmal ederek takibin kesinleşmesine sebebiyet verdiğini, ortada olmayan bir senetten dolayı davacıların mirasbırakanına karşı icra takibine geçilmesi ve davacılar yönünden de bu takibe devam edilmesi hukuki olmadığını, bu nedenle icra takibinin örnek 7 ilamsız icra takibi olarak yapılması nedeni...
Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 16/04/2024 KARAR TARİHİ : 30/04/2024 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/04/2024 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Alacaklı olan ..., vekili aracılığı ile müvekkilinin babası olan ... aleyhine icra takibi başlatıldığını, halen de icra takibi yeni numara almış olup devam ettiğini, Dosya tahsil olmadığını, Menfi tespit davası açmış oldukları müvekkili ... ise, dosya borçlusu olan ...'in oğlu olduğunu, icra takibinin devam ettiği yıllarda, müvekkili ile babası, ....'...
İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 2004 Sayılı İİK'nın menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72.maddesinde; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/5658 E sayılı dosyası ile haksız olarak takip başlatıldığını ileri sürerek; müvekkilinin davalıya 11.945,76 TL borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; dosya kapsamına göre; davanın kısmen kabulü ile, Kayseri 6. İcra Dairesi'nin 2011/5658 E sayılı icra takibinin kısmen iptali ile 10.000,00 TL asıl alacak üzerinden takibinin devamına; davacı vekilinin kötü niyet tazminatı ve davalı vekilinin icra inkar tazminatının yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan ve istenen miktarda borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
-TL bonodan dolayı açtığı menfi tespit davasının kabul edilip, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın kesinleştiği, ancak davalının bu bonoya dayalı olarak yaptığı icra takibi sonucunda davacıdan tahsilat yaptığı, davacının ödediği bu bedelin istirdadını talep etme hakkının bulunduğu, davacının davalıya karşı yaptığı icra takibinde taleple bağlı kalınarak toplam 11.034.75.-TL talep etmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının icra takip dosyasındaki itirazının iptali ile takibin aynı koşullarla devamına, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....