Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in menfi tespit, istirdat ve ADSL fatura ödemelerine yönelik istirdat davalarına yönelik davalarının reddine karar verildiği halde, bu ret hükümlerine dair gerekçe yazılmamıştır. Bu haliyle karar yeterli gerekçeden yoksun olup, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/1-e maddesindeki unsurları içermemektedir. Hüküm bu haliyle Yargıtay denetimine elverişli değildir. Gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, davacı-davalı ...'in menfî tespit, istirdat ve ADSL fatura ödemelerine yönelik istirdat davalarına yönelik hükümlerin bu sebeple bozulması gerekmiştir. 3-Mahkemece davacı-davalı yararına asıl dava olan nafakanın uyarlanması davasının maktu vekalet ücreti, davalı-davacı yararına karşı dava olan yine nafakanın uyarlanması davası için nispi vekalet ücretine hükmedilmiş ise de bu vekalet ücretlerine yönelik hesaplamaların neye göre yapıldığına ilişkin gerekçeye yer verilmemiştir. Bu haliyle vekalet ücretlerine yönelik hükümler Yargıtay denetimine elverişli değildir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, manevi tazminat davasının reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 22.03.2016 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; davacının 2....

      HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK'nın 32. maddesi uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/257 esas sayılı dosyası ile menfi tespit ve istirdat davası açıldığı, İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/245 esas sayılı dosyasında kira bedeli ve maddi tazminat davası açıldığı, her iki davanın birleştirilerek yapılan yargılaması neticesinde asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verildiği ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, sonrasında ise ilama konu tutarların davacı tarafından icra takibine konularak 26/11/2013 tarihinde 186.294,40 TL, 27/02/2014 tarihinde 36.552,75 TL ödemeler ile infaz edildiği anlaşılmaktadır....

        Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesince davacının icra takibinden sonra davalıya borçlu olmadığının tespiti talebi ile menfi tespit davası açtığı, icra takibinin İstanbul İcra Dairelerinde yapıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesince ise dava konusu uyuşmazlıkta genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi olup, davalının ve davacının yerleşim yerinin Kahramankazan/Ankara adresi olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 72/son maddesine göre menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Bu madde hükmüne göre menfi tespit ve istirdat davaları ile ilgili yetki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin değildir. Davacı menfi tespit talebi ile Kahramankazan'da dava açmış bu suretle... mahkemelerinin yetkisini benimsemiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit ve sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılmış istirdat davasıdır. Davaya konu uyuşmazlık davalı -----tarafından düzenlenen ------- adet faturadan dolayı davacının borçlu olup olmadığı, davacının yaptığı ödemelerin iadesini isteyip isteyemeyeceği hususlarına ilikindir. ------- Menfi Tespit ve İstirdat Yönünden Sıfatı Değerlendirilidiğinde; Davaya konu kaçak elektrik tutanakları ve faturalar davalı ---- tarafından düzenlenmiş, davacı tarafından yapılan ödemeler de yine davalı---- yapılmıştır. Bu nedenle husumetin davalı----- değil, diğer davalı ----- yöneltilmesi gerektiği anlaşılmakla, ----- açılan menfi tespit ve istirdat davasının sıfat yokluğu (pasif husumet) nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak kısa kararda sehven eksik yazılan "menfi tespit ve istirdat" reddine ibaresi gerekçeli kararda düzeltilmiştir....

            Dava; kaçak elektrikten kaynaklı menfi tespit ve manevi tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince; Davalının kaçak tespitine ilişkin video kaydı sunmadığı, bu itibarla kaçak kullanımın ispatlanamadığı gerekçesi ile menfi tespit talebinin kabulüne, manevi zarar oluşmadığından, manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

              nin lehdarı bulunduğu 30.09.2014 keşide tarihli ... seri nolu 40.000,00 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve menfi tespit davasına konu olan diğer iki çek ile ilgili bedelin tahsil edilmesinden dolayı istirdat davasına dönüştüğünden 80.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Dava; taraflar arasında akdedilen araç satış sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir. Dosya içeriğinden; davanın açılmasından sonra davalı şirketin iflasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.'nun 194. maddesinde "Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir" hükmü yer almaktadır. Dava, davalı şirketin yargılama aşamasındaki iflası nedeniyle kayıt kabul davasına dönüşmüştür....

                Kişiler Hukuku, Aile Hukuku ve taşınmaz mal ile ayni haklara ilişkin kararlar (HMK 367/2), mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, kira tespit ilamları, menfi tespit davasına ilişkin ilamlar, yabancı mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar, Sayıştay kararları, idare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar kesinleşmeden takibe konu edilemezler. Somut olayda, takip dayanağı İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/323 Es.ve 2022/408 Sayılı kararı ile,"Davanın kabulü ile Davacıların İstanbul Anadolu 14.İcra Müdürlüğünün 2017/12812 Es.Sayılı takip dosyasından davalılara borçlu olmadığının tespitine" karar verildiği, yargılama sırasında dava istirdat davasına dönüşmüş ise de, dava tarihi itibariyle talep menfi tespit olduğundan, kesinleşmeden takibe konulamayacağı, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad....

                Şubesine ait 15.04.2009 keşide tarihli 32.750 TL bedelli çek yönünden istirdat davasının kabulü ile 32.750 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu ... Şubesine ait 18.12.2009 keşide tarihli 26.500 TL bedelli çek yönünden istirdat davasının reddine,” denilmiştir. Ancak hangi davalı hakkında tahsil hükmü kurulduğu anlaşılamadığından bu durum yukarıda belirtilen HMK md. 297/2 hükmüne aykırılık teşkil ettiği gibi infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup, ayrıca davalı ... ile ilgili menfi tespit davası ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı yanca takibe dayanak çekin hatır çeki olduğu yönündeki iddiasının usulüne uygun delillerle ispat edilemediği gibi bu iddianın davalı bankaya karşı da ileri sürülemeyeceği, buna karşın takibe dayanak çeklerden sadece 15.04.2009 keşide tarihli ......

                  UYAP Entegrasyonu