Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.08.2006 gününde verilen dilekçe ile eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit, 08.04.2009 tarihli ıslah dilekçesi ile istirdat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.08.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İcra ve İflas Kanununun 72.maddesine dayanılarak açılmış menfi tespit davası iken 21.953,00 TL’dan ibaret asıl alacak ve faiz miktarı icra dosyasına ödendiğinden, istirdat davasına dönüşmüştür. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Yukarıda sözü edildiği üzere istirdat davasına konu miktar 21.953,000 TL’dir....

    Birleşen davanın davacısı ... vekili de aynı iddialarla menfi tespit, istirdat ve tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı banka vekili, davacıların doğrudan gelir desteği ödemesinden yapılan tahsilatların iadesi talepli davalar açtığını, bu davalar kabul edilince müvekkili bankanın evvelce tahsil ettiği tutarları iade ettiğini, bu nedenle takibe devam edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davaların reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi kurulu raporlarına göre davacıların halen davalı bankaya borçlu olduğu gerekçeleri ile asıl davanın ve birleşen davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 72.maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davasında borçlunun dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı miktar varsa saptanıp buna göre hüküm kurulmalıdır....

      Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır--------- Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde--------- ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi de İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....

        Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır--------- Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde--------- ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi de İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....

          Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır--------- Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde--------- ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi de İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir....

            Davacı vekili ise 16.07.2014 tarihli celsede davacının söz konusu dosyalardaki borcu icra tehdidi altında ödediğini davalarına istirdat davası olarak devam ettiklerini belirtmiştir. Her ne kadar somut olayda, açılan menfi tespit davasında tespit hükmü kurulmuş ise de dava devam ederken borç ödenmekle menfi tespit davasının yukarıda yazılı Kanun hükmü gereği kendiliğinden isdirdat davasına dönüştüğünün gözetilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 07.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, davanın İİK'nın 89/3. maddesinde dayanağını bulan üçüncü şahıs tarafından açılan menfi tespit davası olduğu, davacının yasal 15 günlük hakdüşürücü süre geçtikten sonra menfi tespit davasını açtığı gerekçesi ile davanın süre yönünden reddine, davalı tarafın tazminat talebinin kabulü ile dava değerinin % 20’si tutarında tazminata karar verilmiştir. Davacı, menfi tespit isteminin yanısıra istirdat isteminde de bulunmuştur. Her ne kadar, davacı taraf davasını yargılama aşamasında ve son olarak temyiz dilekçesi içeriğinde İİK’nın 72. maddesine dayandırmış ise de, davanın hukuki nitelendirmesi hakime aittir. İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından belirtilen Kanun hükmünün uygulanması mümkün değildir....

                Mahkemece toplanan delillere göre; ipotek terkin işlemlerinin harç ve damga pulundan muaf olduğu, ipotek terkin yetkisi bulunan banka yetkililerinin terkin yazısının ibrazı halinde terkin işlemlerinin yapılabildiğinin anlaşıldığı, manevi tazminat koşullarının gerçekleşmediği, davacılar aleyhine yapılmış bir takip bulunmadığı gerekçesiyle; davacıların menfi tespit davasının ve kötüniyet tazminat talebinin reddine, davacı ... tarafından açılan manevi tazminat davasının reddine, davacı ...Avize Day. Tük. Mamülleri Kuru Tem. ve Gıda San. ve Tic. Ltd....

                  Menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin hususlar 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesinde; ''Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.'' şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki yararın bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir....

                    İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18/12/2018 tarihli 2017/3-1526 E. 2018/1948 K. Sayılı kararı) Öte yandan, istirdat davasının hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının re’sen gözetilmesi gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu