, davacının takip tarihinden bu zamana kadar uzunca bir süre geçmesine karşın sessiz kalması ve bir yılı aşkın bir süre sonra huzurdaki menfi tespit davasını açması kanaatimizde davacının suiniyetine işaret etmekte olup bile bile borçlu zararına hareket etme kastı bulunduğunu, İ.İ.K'nın 72/3. maddesi gereğince, takipten sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....
Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe sehven gözden kaçması üzerine süresinde itiraz edilemediğini, takibin kesinleştiğini, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan icra takibinin iptalini, davalıya borçlu olunmadığının tespitini, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ise; davacı hakkında başlatılan icra takibinin yanlış bir ödemeden kaynaklandığını, davayı kabul ettiklerini, davacının teminatının iadesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasından dolayı davalı tarafa borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır....
Dava, menfi tespit davası olup davanın dayanağı olan icra takibinde talep edilen asıl alacağın haricen tahsil edildiği ve bu nedenle fer’ileri yönünden takibe devam edileceği hususu alacaklı vekili tarafından dava açıldıktan sonra 18.11.2008 tarihinde icra dosyasına bildirildiğinden ve bu durumda davanın açıldığı tarih itibariyle hem asıl alacak hem de fer’ileri yönünden davacı aleyhine devam eden bir takip nedeniyle davacının iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunduğunun ve alacaklı vekilinin davadan sonra asıl alacakla ilgili takibinden vazgeçmesi nedeniyle dosyaya sunulan ibraname de gözetildiğinde davacının dava tarihi itibariyle haklı olduğunun kabulü gerekir....
Mahkemece, davanın İİK 72. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkemenin, icra takibinin yapıldığı yer veya davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesi olduğu, davalının yerleşim yerinin ve icra takibinin yapıldığı yerin Bursa olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. İİK'nın 89/3. maddeye göre 3. haciz bildirimini alan üçüncü kişi, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde 15 gün içinde menfi tespit davası açabilir. Görüldüğü gibi İİK'nın 89/3. maddesinde aynı yasanın 72/son maddesinden farklı olarak yetki düzenlemesi yapılmış ve bu tür davaların icra takibinin yapıldığı yer veya davayı açan üçüncü kişinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamından ve icra dosyasından davanın İİK'nın 89/3. maddesine dayalı menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır....
Dava, davacı aleyhine bonolara dayalı olarak 150.000,00 TL asıl alacak olmak üzere toplam 198.631,89 TL üzerinden başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde harca esas değer 15.000,00 TL olarak gösterilmiş, bu miktar üzerinden harç yatırılmış ve dava sonuçlandırılmıştır. Mahkemece harç eksikliği tamamlatılmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre ise, mahkemenin 2005/529 esas sayılı dosyasında davacının bedelsizlik iddiasına dayalı olarak menfi tespit isteminde bulunduğu, bu davada ise imza sahteliği ve faize itiraz nedeniyle menfi tespit isteminde bulunduğu, her iki davada dava sebeplerinin farklı olduğu, dolayısıyla mahkemenin 17/05/2006 tarih ve 2005/529 E., 2006/152 K. sayılı kararının bu davada kesin hüküm teşkil etmeyeceği gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İcra Hukuk Mahkemesince iptal olduğunu, davanın konusuz kaldığını, davacının herhangi bir haciz tehditi altında kalmadan dava açtığını hukuki yararının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacıya icra takip dosyasından İİK.'nın 89. maddesi uyarınca gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin... 3. İcra Hukuk Mahkemesince iptal edildiği, ancak davacıya gönderilen 1. haciz ihbarnamesinin iptal edilmediği ve davacının icra tehditi altında bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının... 3. İcra Müdürlüğünün 2013/74 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.'nın 89. maddesine göre gönderilen 1., 2., 3. haciz ihbarnamelerinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı taraf İİK.'...
Dava, davalı ... şirketinin ödemek zorunda kaldığı tazminat bedelini, sigortalısı olan davacı aleyhine alkol nedeniyle rücu istemiyle başlattığı icra takibine ilişkin olarak davacının borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) ile davanın devamı sırasında ödenen bedellerin istirdatı istemine ilişkindir. Davacı taraf, menfi tespit ile birlikte alacağın tahsili halinde istirdadına ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiş; davanın devamı sırasında, davalının başlattığı icra takibi kapsamında, ödeme yaptığını belirterek bu bedel için istirdat kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacı tarafın talebinin yerinde olduğu sonucuna varılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulü ile davacının ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1330 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takip konusu alacak sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından girişilen icra takibinde araç kiralama ve hasar bedelinin talep edildiğini ancak davalıdan araç kiralanmadığı gibi hasar da verilmediğini belirterek, borçlu olunmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının süresinde icra takibine itiraz etmemekle borcu zımni olarak kabul ettiği gibi, taraflar arasında akdedilen sözleşme ile davacının araç kiraladığını, bundan doğan borç dolayısıyla icra takibine girişildiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Kararı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Asıl dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespiti ve icra dosyasına ödenen meblağın istirdatı, birleşen dava ise aynı sözleşmeye dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemlerine ilişkindir. .../... S.2. Asıl davada davacı Egem-İş İnş...Ltd....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çeke dayalı menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece de karar gerekçesinde dava, "elden zorla alındığı iddiasıyla, dava konusu çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti talebine dayalı menfi tespit davası" olarak nitelendirilmiştir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 11.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....