Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ...ten 465.00-YTL borç alıp senet verdiğini, davalının senedi hile ile ele geçirdiğini, senede fahiş bedel yazarak icra takibi yaptığını ileri sürerek icra takibinden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

    Dava, kaçak elektrik kullanımından dolayı tahakkuk ettirilen faturadan borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı 20.07.2009 tarihli dava dilekçesinde, murisin abone olduğu elektrik trafo ve sayaçların kurulu olduğu tarlada çiftçilik yaptığını, davalı idare tarafından tahakkuku yapılan faturaya dayalı olarak girişilen icra takibinde ödeme taahhüdünde bulunduğunu, ancak kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığı iddiasıyla eldeki davayı açmıştır. Davacının kullanıcı sıfatı ile dava açmakta hukuki yararının bulunduğu gözetilmeden abone olmadığından bahisle davanın aktif husumet yokluğundan reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 825.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih :09/07/2008 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 30.10.2007 vade tarihli 8.250 TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi yaptığını, müvekkilinin icra takibinden önce bononun bedelini davalıya ödediğini ileri sürerek bonodan dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        kızı .--------- istediklerini ve örtülü olarak tehditte bulunduklarını, sonrasında teminat olarak verilen senet için ----- dosyasından icra takibi yapıldığını beyanla; davanın kabulü ile davalıya borçlu olunmadığının tespitine, senedin iptaline, davalının kötü niyetli olması nedeni ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bu durumda, açılan davanın menfi tespit davası olduğu ve menfi tespit davasının sonucu verilecek kararda, dava lehine sonuçlanan taraf yararına İİK’nun 72.maddesinde gösterilen tazminata da hükmedilme olasılığı bulunduğu ve davalı bankanın her üç icra takibinde talep ettiği miktarın açık ve tartışmasız olduğu gözetilerek, davacı yanın bu icra dosyalarında gösterilen alacak miktarları toplamından, kabul edilen kısım düşülerek bakiyesi üzerinden borçlu olmadığına ilişkin olarak menfi tespit davası açılması gerektiği düşünülerek açıkça belirli bir miktarın söz konusu olduğu gözetilmeden fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak veya şimdilik kaydıyla somut olayda olduğu gibi kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır....

            İcra Müdürlüğünün 2011/10535 sayılı dosyasında 05.05.2010 vade tarihli senede dayalı olarak davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası HMK 166/4 maddesi gereğince yukarıda anılan dava ile birleştirilerek yargılamaya devam edilmiştir....

              Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu kredi kartı sözleşmesinin kefil formundaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, icra takibinden olayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve %40 tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verildiği halde davacının kötü niyet tazminat talebi yönünden gerekçede bir değerlendirmeye yer verilmeden hüküm fıkrasında “ kötü niyet tazminatının tespit” şeklinde denilmek suretiyle bu talep yönünden infazda tereddüt oluşturacak şekilde yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, 16.11.1998 tarihli satış sözleşmesi ile alınan mal bedelinin taksitle ödenmesi için davalı satıcıya verilen çeklerin tahsili amacıyla girişilen icra takibinde borç ödendiğinden dolayı takiplerin iptali ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacı borçlunun ödemediği çeklere ilişkin takibata geçtiklerini ve halen davacı borcu bulunduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                  Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir ------Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6)....

                    Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık, davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, takip borçlusuna borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir. Yahyalı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevsizlik kararında gerekçe olarak asıl borçlu hakkında başlatılan icra takibinin kambiyo evrakına dayanması gerekçe gösterilmiş ise de; üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davası, kambiyo senedine yahut kambiyo ilişkisine dayalı olarak açılan bir dava değildir. Kaldı ki üçüncü kişinin açmış olduğu menfi tespit davalarına istinaf incelemesi bakımından görevli Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi, ... tarih, ... -......

                      UYAP Entegrasyonu