WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Dava, kambiyo senedine dayalı olarak yapılan icra takibi sebebiyle, borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, taraflar arasında kira ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan, doyanın görevli Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhinde yaptığı icra takibinde dayandığı muhtelif vade tarihli 3 adet her biri 1.500 TL bedeli senetlerdeki borçlu imzalarının müvekkilinin eli ürünü olmadığını ileri sürerek senetlerden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, takibin iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davacıya sattığı mallara karşılık davaya konu senetleri aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      Borç ödendikten sonra menfi tespit davası açılmasında borçlunun hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit davası borcun ödenilmesinden sonra açılamaz. Borç ödendikten sonra açılacak dava istirdât davası olup, bu davanın da İİK'nın 72/VII. maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeble kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz....

        Dava Genel Kredi Sözleşmesi nedeniyle yapılan alacağın tahsiline yönelik icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davalı icra takibinde hem davacının imzası bulunan hem de imzası bulunmayan Genel Kredi Sözleşmelerine dayanmış ancak borcun hangi sözleşmeden kaynaklandığı belirtilmemiştir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da bu konuda denetime elverişli ve açıklayıcı bir bilgiye yer verilmemiştir.Mahkemece bankacılık konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla banka kayıt ve defterleri incelenerek icra takibine konu alacağın hangi Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklandığının açıkça tespiti sağlanarak şayet kredi borcu davacının imzasının bulunmadığı Genel Kredi Sözleşmesi'nden kaynaklanmış ise bu durumda davacının borçtan sorumlu tutulamayacağı göz önünde bulundurularak toplanacak deliller doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi incelemesine dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

          Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu bonoların davacının muhasebecisi olan ... ve ... tarafından tanzim edildiğinin ceza dosyası kapsamından anlaşılmış olduğu, dava konusu bonoların davacı ile davalılar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıların alacağına karşılık olarak davacı tarafından kullanıldığı, davacının iyi niyetli olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın reddine, davacının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm davacı asil tarafından temyiz edilmiştir. Dava icra takibine konu edilen bonolardaki imzanın sahte olması nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda imzanın davacıya ait olmadığı belirlenmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhinde yaptığı icra takibinde dayandığı 19.12.2007 vade tarihli 50.000 TL bedelli senetteki borçlu imzasının müvekkilinin eli ürünü olmadığını ileri sürerek senetten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, takibin iptaline, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, senetteki borçlu imzasının davacıya ait olduğunu belirterek davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini istemiştir....

              DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 28/04/2022 YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2022 Yukarıda belirtilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352.maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava; bono nedeniyle başlatılan icra takibinde borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dairemizce dosyanın incelenmesinde, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/4231 Esas ve 2021/265965 soruşturma nolu iddianamesine konu açılan dava dosyasının tamamının eksiksiz olarak Dairemize gönderilmesi, Muş İcra Müdürlüğü'nün 2016/59 Esas sayılı dosyasına, mahkemece verilen tedbir kararının bildirilip bildirilmediği hususunun ilgili yerden sorularak öğrenilmesine, eksikler tamamlandıktan sonra yeniden inceleme yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhinde giriştiği icra takibinde dayandığı 15.09.2009 keşide tarihli 16.500 TL bedelli çekteki keşideci imzasının müvekkilinin yetkili temsilcisine ait olmadığını ileri sürerek çekten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi hamil olduğunu belirterek davanın reddine, %40 tazminata karar verilmesini istemiştir....

                  Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan hem ticari kredi hem de kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı alacağının bulunduğunu, davacının ödemesinden icra masraf ve vekalet ücretleri dışındaki borcun tahsil edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda; davacının dava konusu icra dosyasında 870,40 TL borcu kaldığı gerekçesiyle takipteki bakiye miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, şartları oluşmadığından taraflar lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, icra takibi nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu icra takibinde asıl alacak ve fer'ileri ile toplam 12.839,28 TL alacak talebinde bulunulmuş ve bu takip ile ilgili olarak açılan işbu menfi tespit davasının kısmen kabulüne dair hüküm oluşturulmuştur....

                    Dosyadaki bilgi ve belgelerden; kuruma gelen ilk haciz ihbarnamesine İcra ve İflas Yasası'nda belirtilen süre geçtikten sonra, 17.6.2002 günü, yanıt verildiği, süresinde itiraz edilmediğinden ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiği, ikinci haciz ihbarnamesine karşı borçlu olunmadığının tespitine ilişkin dava açılmayıp icra müdürlüğüne 27.06.2002'de itirazda bulunulduğu, bunun üzerine borçlunun davacı kurumda alacağı olduğu kabul edilerek 20.11.2003 günü 11.357,80 TL’nin ödendiği anlaşılmaktadır. Davacı, bu ödemeyi davalı kurum elemanlarının kusurlu eylemi nedeniyle ödemiş olduğu halde zamanında davalılara karşı dava açılmamış, asıl borçlu aleyhine menfi tespit davası açılmış, haciz ihbarnamesine karşı şikayette bulunulmuş, menfi tespit davasının kabulü sonrası başlanılan icra takibinde alacağı tahsil edemeyerek 04.05.2006 günlü aciz vesikasını almış ve bu aciz vesikasındaki tutara göre eldeki bu davayı açmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu