Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalarının konusunu bir miktar alacak veya tazminat oluşturmadığı gibi, menfi tespit davaları TTK'da değil İİK'da düzenlendiğini, eldeki davanın, icra takibi nedeniyle menfi tespit davası olduğunu, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin olmadığını, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğunun bulunmadığını, dolayısıyla eldeki davanın zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olmadığını beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulünü talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkin olup mahkemece arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....

Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir."05/04/2023 tarihinde yürürlüğe giren 28/03/2023 tarihli ve 7445 sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 31. maddesine göre: "6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir."05/04/2023 tarihinde yürürlüğe giren 28/03/2023 tarihli ve 7445 sayılı İcra Ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici madde-1'e göre: "Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, 6102 sayılı Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrası ile 7036 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen menfi tespit ve istirdat davaları hakkındaki hüküm, 1/9/2023 tarihinde ve sonrasında açılacak davalar...

    Başka bir deyişle, davacı açısından menfi tespite ilişkin, davalı açısından ise, eda davasının hukuki sonuçlarının doğuracak nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Bütün bu nedenlerle, menfi tespit davalarının gerek taraflar arasındaki hukuki sonucun niteliği, gerek zorunlu arabuluculuk yasasının ve gerekse TTK'nun 5. maddesinde arabuluculuğa ilişkin yapılan düzenlemenin hedefi şekil ve öz açısından bir arada düşünüldüğünde, ticari davalarda menfi tespit davalarının da zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü sonuç ve kanısına varılmıştır....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, icra takibinden sonra menfi tespit davası açtıklarını, menfi tespit davasında uyuşmazlığın alacak davası olarak değerlendirilemeyeceğinden davacının arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını belirterek, hukuka aykırı kararın kaldırılıp davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, menfi tespit talebine ilişkindir. Mahkemece, zorunlu arabuluculuğa başvuru dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, tacir olan taraflar arasında açılan menfi tespit davasında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olup olmadığı hususudur. TTK.nun m.5/A maddesi gereğince, her ticari dava değil; ticari davalardan bir paranın ödenmesine dair tazminat ve alacak talepleri hakkında olanlar için dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru şartı kabul edilmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2020/10598 Esas numaralı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 18/12/2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı TTK 'na eklenen 5/A maddesinde: " bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. " şeklinde arabuluculuk dava şartı olarak ihtas edilmiştir. Bu maddenin uygulanma şartı davanın ticari dava olması ve dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi olmasıdır. Bu kapsamda yapılan incelemede davacının istinafa konu davadaki talebi menfi tespit istemine ilişkindir. TTK.'nun 5/a maddesinde ise konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuya başvurulmuş olması dava şartıdır....

      İcra Müdürlüğünün 2020/10598 Esas numaralı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. 18/12/2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı TTK 'na eklenen 5/A maddesinde: " bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. " şeklinde arabuluculuk dava şartı olarak ihtas edilmiştir. Bu maddenin uygulanma şartı davanın ticari dava olması ve dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebi olmasıdır. Bu kapsamda yapılan incelemede davacının istinafa konu davadaki talebi menfi tespit istemine ilişkindir. TTK.'nun 5/a maddesinde ise konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuya başvurulmuş olması dava şartıdır....

      borçlu olmadığından davanın kabulü ile davacının kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları ile davalının icra inkar tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle davanın bir miktar paranın ödenmesine ilişkin tazminat veya para alacağı davası olmadığından arabuluculuğa başvurunun dava şartı olarak kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun dava şartı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, kambiyo senedine dayalı menfi tespit istemini konu almaktadır....

        Menfi tespit davaları bu nedenle bu kanun kapsamında değerlendirilemez. Çünkü menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Nitekim Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13/02/2020 tarihli 2020/85 Esas, 2020/454 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla kararın kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahal mahkemesine iadesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

        Mahkemece; alınan bilirkişi raporu gereğince maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde; davacıların bilirkişi raporunda hesap edilen miktara göre maddi tazminat talebini 29/05/2015 tarihinde ıslah ettikleri ve davalı tarafından ıslaha karşı süresinde zamanaşımı defi'nde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.’nun 60. maddesi gereği, haksız fiil nedeniyle tazminat talebiyle açılacak davada zamanaşımı, zarara ve failine ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl ve her halde fiilin vukuundan itibaren 10 yıllık süreye tabidir. Eylemin aynı zamanda suç oluşturması durumunda uzamış (ceza) zamanaşımı uygulanacaktır. Davaya esas eylem suç niteliğinde değildir. Davacının açtığı menfi tespit davası kabulle sonuçlanmış ve karar Yargıtayca onanarak 27/04/2012 tarihinde kesinleşmiştir....

          UYAP Entegrasyonu