Davacı vekili 16.02.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, menfi tespit davalarını maddi tazminat davası olarak ıslah ettiklerini belirterek, her bir davalı için 100.000 TL olmak üzere toplam 200.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Davalı, davacının menfi tespit davasından faiz istemediğini, ödediği parayı ihtirazı kayıtsız geri aldığını ve yeniden faiz talebinde bulunamayacağını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, faize ilişkin talebin BK.nun 113. maddesi uyarınca reddine, manevi tazminat yönünden kabulüne, 10.000.000.000 TL.nın tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı davalı tarafından haksız yere yapılan icra takibi nedeni ile 13.077.438.000 TL. ödemek durumunda kaldığını, açtığı menfi tespit davası ile bunun iadesine karar verildiğini ileri sürerek faiz ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece 10.000.000.000 TL. manevi tazminata hükmedilmiştir....
İİK'nin 72/4. maddesindeki şartları oluşmayan tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle davacının davasının reddine, davacının tazminat talebinin reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
İİK'nin 72/4. maddesindeki şartları oluşmayan tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle davacının davasının reddine, davacının tazminat talebinin reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Nitekim itirazın kaldırılması kararıyla birlikte hükmedilen icra inkar tazminatı infazının açılan menfi tespit davasının sonuna kadar tehir edileceği Kanun hükmüdür. Menfi tespit davasının kabulü halinde borçlu aleyhine daha önce hükmolunan icra inkar tazminatının kalkacağı, reddi halinde ise infaz edileceği açıktır. Açılan menfi tespit davası nedeniyle tedbiren takibin durdurulması durumunda alacaklının zarar edeceği ve bu zararın %40'tan az olamayacağı düzenlenmiştir. Menfi tespit davasında hakimin belirlediği zararın alacağın %40'ı oranında olması durumunda, itirazın kaldırılmasına ilişkin karar ile alacaklı lehine verilen icra inkar tazminatının bu zararı karşılayacağı nazara alındığında, menfi tespit davasının reddi ile ayrıca davacı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi doğru olmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, ibra belgesine yönelik menfi tespit ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MENFİ TESPİT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, menfi tespit,istirdat ve tazminat istemine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8.maddesi ile 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.04.2011 tarih ve 14 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır....
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Açılmış bulunan menfi tespit davası ve manevi tazminat davasının REDDİNE, 2-Kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın %20'si olan 2.600,00 TL'nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 3-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 604,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 424,89 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE, 5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, 6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK'nun Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesinin 1....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/146 esas sayılı dosyası üzerinden menfi tespit davası açmak zorunda kaldığını, menfi tespit dosyasında; İİK'nun 72/3. maddesi uyarınca takip borcunun tamamı ile %15 teminat bedeli olan 54.625,00 TL naktin dosyaya depo edildiğini, bu miktardaki paranın 09/08/2010 tarihinden iade alındığı tarih olan 01/08/2012 tarihine kadar icra dosyasında bağlı kalması nedeniyle zarara uğradığını, ayrıca icra takibi ile ilgili davalarda kendisini temsil eden avukata vekalet ücreti ödediğini belirterek, maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
Borçluyu menfi tespit davası açmaya----olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. " Davacı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş olsa da davalı tarafından takip başlatılması haksız olsa da davalı tarafın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuş olsa da dava açılması haklı olduğundan, İİK'nın 72/4 maddesi şartları gerçekleşmediğinden davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....