Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın kapıcı olarak sigortasız çalıştırıldığının tespiti üzerine, "Emek Apartman Yöneticiliği" adına düzenlenen ödeme emirlerinden dolayı, davacının borçlu olmadığının tespiti ile ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkin olup, dava ilk önce "Emek Apartmanı Yöneticiliği" adına açılmış iken, yargılama aşamasında davacı vekili tarafından ibraz edilen 15.03.2010 havale tarihli dilekçe ile iş bu davaya sadece davacı ... adına devam edilmesi istenmiş, Mahkemece, davacı ...'ın borçlu olmadığının tespiti ile 2008/1-2-3-4 nolu takip dosyalarındaki ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir....

    Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde; Dava, menfi tespit, ödeme emirlerinin iptali davasıdır. Davacının, kurumda 1153124- 1150372 sicil numaraları ile işlem gören Kromtaş Metal Maden San. ve Tic. A.Ş'de 26.01.2018 ile 05.05.2020 tarihleri arasında şube müdürü olarak görev yaptığı davanın süresinde yöneltildiği anlaşılmıştır. Dava dışı şirketin davalı Kuruma olan prim ve diğer borçlarından davacının sorumlu olmayacağı uyuşmazlık konusudur. 01.10.2008 tarihinden önce tahakkuk eden prim borçları yönünden, 506 sayılı Kanunun 80/11. Fıkra düzenlemesine göre tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili, üst düzey yöneticisi olması; 01.10.2008 tarihinden sonra tahakkuk eden prim borçları yönünden ise 5510 sayılı Kanunun 88....

    K A R A R Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının üst düzey yönetici olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar, sadece davalı Kurum vekili tarafından %10 oranındaki haksız çıkma tazminatına karar verilmemesi nedeniyle temyiz edilmiştir. Davanın yasal dayanağını 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesi oluşturmaktadır. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin 5. fıkrasında ise, itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının %10 zamlı olarak tahsil edileceği düzenlenmiştir....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....

        Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, ”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

          F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:Dava asıl ve birleşen ondört dava ile ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; iflas erteleme tedbir kararı tarihi dikkate alınarak davacının sorumlu olduğu dönemler belirlenirken ... ve ... sayılı ödeme emirlerinin de iflas erteleme tedbir dönemi öncesine ait borçların olduğu dikkate alınmadan sehven iptal edilmesi ve birleşen 2016/193 Esas sayılı dosyada davacının dava dilekçesinde ödeme emrini hatalı yazması üzerine hatalı ödeme emri numarası ( ... yerine ... yazılması) üzerinden infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

            Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

              Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

                Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

                  Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

                    UYAP Entegrasyonu