Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kesinleşen mahkeme kararlarına karşı menfi tesbit davası açılamayacağı ve dolayısıyla İİK.nun 72.maddesinde öngörülen tazminata hükmedilemeyeceği gözetilmeden mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2.3 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı vekili, aynı konuda müvekkilince menfi tesbit davası açıldığını, henüz kesinleşmediğini ve neticesinin beklenmesi gerektiğini ayrıca müvekkilinin davacı yana borcu bulunmadığını da bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda ve kesinleşen menfi tesbit davası da gözetilerek davanın kısmen kabulüyle 8.611.708.000.TL’ye yönelik itirazın iptaline, bu tutar üzerinden takibin devamına, anılan tutarın %40’ı oranında icra inkar tazminatının da davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Taraflar arasında görülen ... 14.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/195 Esas sayılı menfi tesbit davasında verilen 04.04.2011 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile İİK. nun 72/2 maddesi uyarınca takibe konu çekin “çekin icra takibine konu edilmemesine” karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, tedbir kararından sonra 31.10.2011 tarihinde takip başlatıldığı dikkate alınarak, takibin iptali yerine tedbir kararına aykırı olarak dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsiz olup, hükmün bozulmasına karra vermek gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Anamur Asliye Hukuk ve İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava,takibin iptali,haczin kaldırılması ve fazla ödenen meblağın iadesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davacı talebinin, takibin iptali ve istirdat istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İcra Hukuk Mahkemesi ise, takip dosyası ve dosya içerisinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu, davanın menfi tesbit niteliğinde bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

          Bölge Adliye Mahkemesi’nce, aynı icra takibi nedeniyle davalı banka tarafından 06.12.2016 tarihinde itirazın iptali davasının davacı aleyhine açıldığı, itirazın iptali davasının açılmasından sonra işbu menfi tespit davasının 20.02.2017 tarihinde açıldığı, menfi tespit davasının itirazın iptali davasından sonra açılmış olması nedeniyle davalının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, zira menfi tespit davasında ileri sürülebilecek hususların itirazın iptali davasında da ileri sürülebileceği, hukuki yararın varlığı dava şartlarından olup, mahkemece bu hususun resen dikkate alınması gerektiği, İlk Derece Mahkemesi’nce davacı tarafın dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            Mahkemece, ... 4.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/525 Esas 2013/256 karar sayılı dosyasından menfi tesbit davası açıldığı ve yapılan yargılama sonunda dava dayanağı ... 3.İcra Müdürlüğü'nün 2008/10758 sayılı takip dosyasındaki senetlerdeki imzaların davalı ...'e ait olmadığının anlaşıldığı ve borçlu olmadığının tesbitine karar verildiğinden tasarrufun iptali davasının görülmesi için gerekli şartların oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, 18.3.2006 tarihli Oto Alım-Satım Sözleşmesinin bozulması nedeniyle, sözleşme eki olarak doldurulmuş ve davaya iade edilmemiş bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

                İcra takibine itiraz süresini kaçıran borçlular, menfi tesbit davası açarak icra takibine konu borç ve ferileri hakkında borçlu olunmadığının tesbitini talep edebilirler. Davacı da menfi tesbit davasını açtığına göre, icra takibine konu borç için talep edilen faiz miktarı ve oranının fahiş olduğundan bahisle açtığı menfi tesbit davasının dinlenmesi, bu hususta inceleme yapılması gerekir....

                  'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı aleyhine başlatılan takibe kısmen itiraz edildiğini, itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, kaçak elektrik kullanan davalı tarafından açılan menfi tesbit davasında davalının 94.905.388.000.TL borçlu olduğunun tespit edildiğini tespit edilen alacak ve fer’ileri üzerinden yapılan takibin haklı olduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    Bu halde mahkemece; her iki parsel ile ilgili belediye işlem dosyası, inşaat ruhsatı ve projeleri getirtilip,taraflara sözleşmede belirtilen mimari projeler de ibraz ettirildikten sonra; 11 parsel yönünden, 19.11.2013 tarihli seviye tesbit tutanağı ve dava dışı .... yazı cevabı da dikkate alınarak, konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak, mevcut delil ve mahallinde tesbit edilecek hususlar da değerlendirilerek, yüklenicinin sözleşme ve eki projeye göre gerçekleştirdiği imalâtların neler olduğu saptanıp, sözleşme götürü bedel olduğundan, TBK 480. maddesi uyarınca yüklenicinin oranlama yöntemiyle ayrı, ayrı ne miktarda bedele hak kazandığı, sözleşme dışı iş yapıp yapmadığı, yapıldıysa bu imalâtlar için yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayicine göre hak edilen toplam iş bedeli bulunduktan sonra, kanıtlanan ödemeler düşülerek asıl ve birleşen davalarda karar verilmesi gerekirken, aksine değerlendirmelerle sözleşmelere önem verilmeden sonuca varılması isabetsiz olduğundan...

                      UYAP Entegrasyonu