Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1-Sanığın,soruşturma sırasında hırsızlık yaptığı yerin adresini söyleyerek suça konu eşyalardan laptop bilgisayar,üzerinde bulunan melek figürlü kolye ve çaldığı ziynet eşyalarından bir kısmını satarak elde ettiği 680 TL'den geriye kalan 550 TL'yi mağdura iade ettiğinin anlaşılması karşısında,kısmi iade nedeniyle TCK'nın 168.maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin sanık hakkında uygulanmasına muvafakatinin bulunup bulunmadığı mağdurdan sorularak sanığın hukuki durumunun buna göre değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca sadece sanığın kendi alt soyu yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş,sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan bu nedenlerle BOZULMASINA, 16/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    anlaşıldığından, mağdurede suç tarihi itibariyle akıl hastalığı ve akıl zayıflığı olup olmadığı, varsa kendisine karşı işlenen eylemin ahlaki kötülüğünü idrak edip edemeyeceği, fiile karşı mukavemete muktedir olup olmadığı, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceği, durumunun hekim olmayanlar ile tanıyanlarca anlaşılıp anlaşılamayacağı hususlarında ....Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan ayrıntılı rapor alındıktan sonra suç vasfı ile sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması, Kabul ve uygulamaya göre de; Hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri, katılan mağdure vekili ile katılanlar Melek...

      Yine muris Melek Şimşek'in aktif ve pasif tapu kaydı celp edilmiş ve murisin davalıya devrettiği 2 taşınmaz dışında üzerine kayıtlı Ordu İli, Ünye İlçesi, Taflancık Mahallesi 141 ada 18 parsel sayılı taşınmaz olduğu, oğlu Cafer'e herhangi bir taşınmaz devretmediği görülmüştür. Muris Melek Şimşek'in nüfus kayıt örneği incelendiğinde 12.10.2017 tarihinde vefat ettiği görülmüştür. Davacı vekili birden çok hukuksal nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebinde ve tenkis talebinde bulunduğundan her bir talep ayrı ayrı değerlendirilmiştir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince T7 yönünden verilen ret kararının hukuka aykırı olduğunu, Ömer'e yapılan devirlerin muvazaalı olarak mirasçılardan mal kaçırmaya dönük olarak yapıldığını, murisin sözleşme kabilinde yaşlı olmasının dışında sürekli bakım ve gözetimi gerekir bir rahatsızlığının bulunmadığını, kaldıki murisin eşi Melek'in de onun bakımını en iyi yapabilecek kişi olduğunu, tanık Melek'in beyanında vefatından evvel murisin 6 ay kadar yatalak olduğunu beyan ettiğini, dolayısı ile ölünceye kadar bakım akdi tarihinde murisin bakım ve gözetimini gerektirir bir rahatsızlığının bulunmadığını, tanıkların beyanının da bu yönde olduğunu, murisin eşi Melek, oğlu Ömer ve gelini Zeynep ile birlikte murisin evinde yaşadıklarını, Ömer ile Zeynep'in herhangi bir gelirlerinin bulunmadığı, halen de bu evde murisin eşi Melek ile birlikte yaşadıklarının toplanan delillerden anlaşıldığını, her ne kadar davalı tanıklarının taraflı...

      Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulunca verilen 13.10.2005 günlü raporda "klinik ve radyolojik olarak 15 yaş sonu ile uyumlu" olduğunun bildirildiği gözetilerek, buna ilişkin kemik grafilerinin getirtilerek verilmiş sağlık kurulu raporuyla birlikte diğer belgeler Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas Kurulundan görüş alınarak gerçek yaşının bilimsel şekilde saptanmasından sonra sanığın hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 5252 sayılı Kanunun 9/3 ve CMK.nun 34 ve 230. maddelerine aykırı olarak lehe olan hükmün; önceki ve sonraki kanunların bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmeden ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime olanak verecek şekilde kararda gösterilmeden, soyut gerekçeyle 765 sayılı kanunun lehe olduğunun kabulü, Gerekçeli kararda duruşmaya katılan C.Savcısının esas hakkındaki mütalaasına yer vermemek suretiyle...

        Davacı, ... televizyonunda yayınlanan “...” adındaki programa konuk olarak katılan davalının, dava dışı ... ile yaptığı karşılıklı konuşma sırasında söylediği sözlerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu ileri sürerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı ise, katıldığı programda Türkiye’de siyasetin, siyasetçilerin ve siyasi tavırların tartışıldığını, örnekleme yaptığı konuşmasında davacının salt kişiliği ile ilgili bir değerlendirmede bulunmadığını, açıklamalarının tamamen tavır üzerine yapılmış bir eleştiri olduğunu, tarafların siyasi kişilikleri bulunduğu gibi davacının tavrının sürekli tartışılır olması, buna ilişkin birçok tartışmanın haber bültenlerinde de yer alması gibi somut gerçekler bir arada düşünüldüğünde davacının tavrını eleştirme hakkı bulunduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....

          adlı programına konuk olarak katılan Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olan davalının, dava dışı Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili ... ile karşılıklı olarak konuştukları sırada kişiliğine yönelik olarak söylediği “terbiyesiz” sözünün kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı ise; 2009 yılında yapılan yerel seçimden önce yayınlanan dava konusu programda, siyasi parti liderlerinin seçim konuşmalarındaki konuşma biçimlerinin (üslubun) eleştirildiğini, dava konusu sözlerin davacının kişiliğine değil, konuşma biçimine yönelik olduğunu ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Yerel mahkemece, davacının siyasi konumu ve daha önce başkaları için söylediği sözler gözetildiğinde davalının amacının davacının konuşma biçimini eleştirmek olduğu, davacının sert eleştirilere katlanmak durumunda olduğu gerekçesiyle istem reddedilmiştir....

            Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan tedavi süreci sonucunda sağ ayağının kesildiği, meydana gelen olayın davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasıyla, zararlarına karşılık 581.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda; Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 30/03/2017 tarih ve E.2015/10022, K.2017/1473 sayılı kısmen onama, kısmen bozma kararı üzerine bozma kararına uyularak, … İdare Mahkemesince verilen, manevi tazminat miktarına işletilecek yasal faizin idareye başvuru tarihi olan 08/04/2011 tarihi olarak belirlenmesine ve reddedilen maddi tazminat bakımından davalı idare lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu olarak belirlenen 1.362,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesine yönelik, … tarih ve E:… , K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : CMK'nın 223/2-c maddesi gereğince beraat Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde saat 19:45 sıralarında Özel Çamlık Hastanesi Acil Servisine enseden gözlere ve boyun bölgesine yansıyan baskı hissi, huzursuzluk ve terleme şikayetleriyle başvuran müteveffanın acil serviste nöbetçi pratisyen hekim olarak çalışan sanık doktor ... tarafından muayene edildiği, TA:130/90 mmHg ölçüldüğü, nabzının 68/dak., kalp atımlarının ritmik olduğu, laboratuar tetkikinde Hgb 15.5, wbc 7.5, crp 2, troponin (-), CK-MB 10, glukoz 128 olduğu, EKG çekildiği, tetkik ve tedavi amacıyla Bakırköy Devlet Hastanesi Acil Nöroloji Polikliniğine yönlendirildiği, hastaneden saat 20:55’te ayrılan müteveffanın evine gidip elbiselerini değiştirmek isterken fenalaştığı, saat 21:40’da Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi Acil Polikliniğine...

                Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 28.01.2009 tarihli raporunda "sol kol üst osta kısmında yanyana biri 1x1 cm diğeri 3x3 cm'lik morluk, sol kol orta iç kısımda yan yana iki tanesi 1x1 cm'lik diğeri 2x2 cm'lik morluk mevcut" olduğunun bildirildiği, Adli Tıp Kurumu Küçükçekmece Şube Müdürlüğünün 29.01.2009 tarihli raporunda ise mağdurenin yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı bildirilmiş ise de, mağdurede tespit edilen yaralanma bulguları dikkate alındığında 29.01.2009 tarihli raporun hükme esas alınacak yeterlilikte olmadığı, bu nedenle mağdurenin yaralanmasının basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte hafif nitelikte olup olmadığı hususunda yeniden rapor aldırılarak sonucuna göre sanığın hukuku durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile hüküm kurulması, 3) Mağdurenin sanıktan şikayetçi olmaması ve zarar giderimi yönünde bir talebinin de bulunmaması karşısında, sanık hakkındaki...

                  UYAP Entegrasyonu