"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalılar ..., ... aralarındaki ziynet, çeyiz eşyası, mehir alacağı davasına dair ... 3. Aile Mahkemesinden verilen 08/07/2015 günlü ve 2012/659 E. -2015/775 K. sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 12/12/2016 günlü ve 2015/15192 E. - 2016/14481 K. sayılı ilama karşı taraf vekillerince kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/931 esas sayılı dosyası üzerinden boşanma davası açıldığını, evlenirken aralarında bir kısım ziynet ve ev eşyasının alınması hususunda mehir senedi yapıldığını, bu belgede tarafların babaları ve köy muhtarının da imzası bulunduğunu, akabinde Şanlıurfa’da düğün yaptıklarını, düğün töreninde kendisine dava konusu yaptıkları çeşitli ziynetlerin takıldığını, bu ziynetlerin davalının ailesi tarafından bir torba içerisine alınarak toplanıldığını, akabinde kiralık ev bakmak üzere Burdur’a gidecekleri için ziynetlerin davalının ailesinde kaldığını, sonrasında bu ziynetlerin kendisine teslim edilmediğini, 2020 yılında aile ziyareti için anne ve babasının bulunduğu Kayseri iline eşi ile birlikte geldiğini, ertesi ... eşinin Şanlıurfa’ya döndüğünü, akabinde davalı eşinin boşanmak istediğine ilişkin mesaj attığını, davalı tarafça planlı olarak ... evine ziynet eşyaları olmadan bırakılarak fiili ayrılığın başlatıldığını iddia etmiş, dava konusu ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesi ile; 01/11/2014 tarihli mehir senedinde 200 gram altın ve eşyaların taahhüt edildiğini, ancak kendisine takılmış olan ziynet eşyalarından 100 gram altının davalılar tarafından zorla alındığını, taahhüt edilen 100 gram altının ise hiç alınmadığını, mehir senedinde yazılan diğer eşyaların ise davalıların uhdesinde kaldığını belirterek mehir senedindeki eşyaların aynen teslimi, aynen teslimi mümkün olmadığı taktide tespit edilecek rayiç bedelinin yasal faizi ile iadesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2014/603 Esas, 2015/1042 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, kararın 22.02.2016 tarihinde kesinleştiği, taraflar arasında evlendikleri gün itibari ile mehir senedi düzenlendiği, davalı tarafın mehir senedindeki davaya konu eşyaları davacıya evlilik birliği içerisinde öncesinde ve sonrasında teslim etmediği, her ne kadar mehir senedinde davacının tüm mehir senedine tabi ziynet ve eşyaları teslim aldığına dair ibare bulunsa da dinlenen tanık anlatımları ve davacı tarafın beyanı ile teslim yapılmadığının anlaşıldığı, bu halde mehir senedinden kaynaklı alacak talebine ilişkin davadaki uyuşmazlığın Aile Hukukundan değil Borçlar Hukukuna tabi sözleşmeden kaynaklandığı ve davayı görmeye genel mahkeme sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 1....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mehir senedinde belirtilen yatak odası dışındaki diğer eşyaların alınmadığını, yatak odasının ise müvekkiline teslim edilmediğini, mehir senedinde belirtilen ziynet eşyalarının davalı Hatem tarafından müvekkilinden araba alınacağı söylenerek alındığını, altınların bozdurulduğunu ancak araba alınmadığı gibi müvekkiline de teslim edilmediğini, müvekkilinin çeyiz olarak baba evinden getirdiği eşyaların da müşterek hanede kaldığını belirterek mehir senedinde belirtilen eşya, altın ve çeyiz eşyalarının davalı Hatem'den, mehir senedindeki altınlar hariç olmak üzere mehir eşyalarının ise her iki davalıdan faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş, dava değerini 18/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de, 37.480,00 TL olarak ıslah etmek suretiyle ziynet eşyalarının davalı Hatem'den aynen iadesini, çeyiz eşyaları ve yatak odasının davalı Hatem'den bedel yönünden faiziyle birlikte tahsilini...
Somut olay bu ilke ve kavramlar ışığında değerlendirildiğinde, Eldeki dava mehir senedinden dolayı ziynet eşyasının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğuna göre, konunun ispat hukuku açısından ve yukarıdaki açıklamalar ışığında ele alınması gerekir. Davalılar 13.10.2011 günlü celsede senetteki imzaları kabul etmişler, davacı tarafın mehir senedindeki altınların takılmadığına yönelik beyanı karşısında teslim şartının gerçekleşmediğinden dolayı geçerli bir bağış aktinden söz edilemeyeceğini iddia etmişlerdir. Yukarıda vurgulandığı üzere, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davalıların davaya konu mehir senedinde yazılı ziynet eşyalarına ilişkin taahhüdü yerine getirdiklerini yazılı delille kanıtlamaları gerekir. Ancak davalılar iddialarını yasal olarak ispatlayacak yazılı bir delil dosyaya sunmamışlardır. Mehir senedinden vazgeçildiğinin ancak aynı kuvvetteki belge ile kanıtlanması gerekir....
Mahkemece; ziynet eşyaları ile ev ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine (ayar, adet, gram, cins ve neler olduğu hükümde tek tek belirtilerek), olmadığı takdirde miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken, aynen iade talebine ilişkin hüküm kurulmadan yalnızca ziynet ve eşyaların bedeline ilişkin hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
saldırı olduğu, davacının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelendiği gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, resmî nikâh olmaksızın yapılan evlilik sonrası gerçekleşen ayrılık nedeniyle maddi ve manevi tazminat, ziynet, çeyiz ve mehir senedi alacağı istemine ilişkindir....
tarafların birlikte 107 adet çeyrek altın, 15 adet tam altın, 3 adet yarım altını birlikte sarrafta bozdurarak 5 bilezik ve 1 adet elde yapma bilekliğe çevirdiklerini, sonuçta kadına ait olan 21 adet 22 ayar 25'er gram bilezik, 1 adet 22 ayar gerdanlıklı set ve 1 adet 7 adet çeyrek altınlı 10 gram çerçeveli bilekliğin davalı tarafça davacıdan alınarak babasının kasasına konulduğunu, davalı tarafça bu ziynet eşyalarının kadına iade edildiğinin veya iade edilmemek üzere kendisine verildiğinin iddia ve ispat edilmediğini, 107 adet çeyrek altın, 15 adet tam altın, 3 adet yarım altının aynen iadesinin talep edilmesine yasal olanak bulunmadığı kabul edilerek dairece davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi doğrultusunda ve 22.11.2021 havale tarihli kuyumcu bilirkişi raporunda belirtilen bedel üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerektiğini, diğer taraftan davacının mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olarak davalının mehir senedinden kaynaklanan 200 gr...
Somut olayda; davaya konu ziynetlerin davacının rızası ile ve geri verilmemek üzere bozdurulduğu davalılarca kanıtlanamadığından, davalılar çeyiz sededine göre teslim aldıkları bu ziynet eşyalarını davacıya teslim etmek zorundadırlar; ziynetler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekmektedir . 3-Uyuşmazlık; davacı ile davalı ... evli iken imzalanan çeyiz senedinden kaynaklanmaktadır. Davalılar çeyiz senedini imzalayarak ev ve ziynet eşyalarından oluşan davacının çeyiz eşyalarını birlikte teslim almışlardır . Bu nedenle, davacı, çeyiz senedine dayanarak kişisel eşyalarının iadesini davalılardan istemektedir. Bu durumda, her iki davalıya karşı açılan davada da Aile Mahkemesi görevli olup, mahkemece, davalı ... yönünden mahkemenin görevsiliğine ilişkin yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus da bozmayı gerektirmiştir....