HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Karasu 2.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/99 E.- 2020/232 K. sayılı ilamına karşı; 1- Davalı/k.davacı erkek tarafından boşanma ve fer'ileri yönünden yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca tüm yönlerden ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı/k.davacı erkeğin ziynet eşyası alacağı yönünden verilen karara karşı istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının ziynet eşyası alacağına ilişkin kurulan (6) nolu ve fer'ilerine ilişkin (11, 13 ve 14) nolu bentlerinin KALDIRILMASINA ve bu konuda yeniden hüküm kurulmasına, Buna göre: -Davacı/k.davalı kadının ziynet eşyası alacağı talebinin Kısmen Kabulü ile, 10 adet tam altın mehir alacağı bedeli olarak 10.760 TL'nin davalı/k.davacı erkekten alınarak davalı/k.davacı kadına verilmesine, bileziklere yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine, -Davacı/k.davalı adli yardımdan yararlandığından başlangıçta alınmayan ve kabul...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacı-karşı davalının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 6.000,00TL maddi, 6.000,00TL manevi tazminata, aylık 450,00T tedbir- 525,00TL yoksulluk nafakasına, kadının ziynet eşyası alacağı, mehir alacağı ve ev eşyası talepleri yönünden tefrik kararı verildiğinden bu talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, Davalı-davacı erkeğin boşanma davası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; karşı davanın reddini, karşı davada maddi-manevi tazminat taleplerinin reddini, asıl davanın kabulünü, asıl davada kadın yararına takdir edilen tedbir-yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminatı istinaf etmiştir....
Aile mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının ardından mahkemece; imzalanan mehir senedinden davalının oğlu ile birlikte sorumlu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulü ile 6 adet 22 ayar burma bileziğin aynen, olmadığı takdirde bedeli olan 16.875,60 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine, ancak 2.Aile Mahkemesinin 2010/212 sayılı dosyasında, aynı burma bileziklerle ilgili.... hakkında verilen hükümle mükerrerlik arz etmemek üzere tahsilatın gerçekleştirilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Mahkemece ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde bedeline karar verilmiştir....
Cevap dilekçesi: Davalı Mehmet vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, mehir senedindeki eşyaların davacı tarafta kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir Davalı Sultan vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline yapılan tebligattaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, davadan sonradan haberdar olduğunu bu nedenle sürelerin 07/12/2018 tarihinde işletilmesi gerektiğini, ziynet eşyalarının davacı tarafta kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava; davalıya mehir senedi ile bağışlanan ziynet ve diğer kişisel eşyalara yönelik bağıştan rücu istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 11/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Başka bir anlatım ile, davalı Selettin 'in mehir senedini imzalayarak ziynetlerin teslimini taahhüt etmesi oğlu olan diğer davalı Kenan'ın taahhüdünden bağımsız olmadığından davacının bu davalı hakkındaki talebi yönünden yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece; davanın, davalı eski koca ile davalı eski kayınpederin birlikte imzaladıkları mehir senedinden kaynaklanması karşısında davalı Selettin yönünden Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 29/04/1973 tarihli mehir senedine binaen 21/12/2018 tarihinde alacak davasının açıldığını, davacının düğünü öncesinde mehir senedini düzenleyen ortak murislerinin İbrahim Binar'ın belirtilen ziynetleri alacak parasının olmadığını, ortak murislerinin bir yıla varmadan yaz aylarında mahsullerini sattıktan sonra bu ziynet eşyalarını satın alarak kendisine elden verdiğini, 2002 yılında ölen murislerinin 1983 yılında mehir senedini verdiğini, murisleri sağ iken 19 yıl içerisinde bu davayı neden açıp almadığını, çünkü murislerinin bu ziynet eşyalarını kendisine verdiğini, alacakların 5 yıl içerisinde tahsil edinilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu süreye itibar etmeyerek 36 yıl sonra açtığı için alacağının mururi zamana uğradığını, müvekkili davalılar olarak borçları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 29/04/1973 tarihli mehir senedine binaen 21/12/2018 tarihinde alacak davasının açıldığını, davacının düğünü öncesinde mehir senedini düzenleyen ortak murislerinin İbrahim Binar'ın belirtilen ziynetleri alacak parasının olmadığını, ortak murislerinin bir yıla varmadan yaz aylarında mahsullerini sattıktan sonra bu ziynet eşyalarını satın alarak kendisine elden verdiğini, 2002 yılında ölen murislerinin 1983 yılında mehir senedini verdiğini, murisleri sağ iken 19 yıl içerisinde bu davayı neden açıp almadığını, çünkü murislerinin bu ziynet eşyalarını kendisine verdiğini, alacakların 5 yıl içerisinde tahsil edinilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu süreye itibar etmeyerek 36 yıl sonra açtığı için alacağının mururi zamana uğradığını, müvekkili davalılar olarak borçları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, ziynet alacağı talebinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2. Davalı erkek, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakalar yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, mehir senedinde yazılı ziynet eşyaları ile düğünde takılan altın ve diğer ziynetlerin aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 35.000,00 TL'nin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mehir senedindeki eşyaların bedeli olan 5.000.TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının baba evinden getirdiği çeyiz, şahsi eşya bedeli olan 10.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Ümit Salam'dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....