Bu itibarla davacının sunduğu yazılı belge geçerlidir ve tarafların açık iradelerini ifade etmektedir.Bu yönde belgenin varlığını mehir alacağı olduğunu belirten davacı ispat etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın düğün öncesi imam nikahı esnasında davalının mehir olarak davacıya 22 ayar 8 adet 20 gramlık bilezik alacağını taahhüt ettiği iddialarını kabul etmediklerini, davacının mehir talebinin mal varlığı hakkına ilişkin bir dava olup görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, düğünde takılan ziynet ve altınların davacının kendi iradesi ile davalıdan geri almamak üzere rızası ile verdiğini davalının altın ve ziynet eşyalarına zorla el koymadığını, davacının mehir talebinin huzurdaki davadan ayırarak yeni bir esasa kaydedilerek görevsizlik kararı verilmesini, davanın tarafların Sakarya 2. Aile Mahkemesin de görülmekte olan boşanma davası ile birleştirilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; "...Davanın REDDİNE..." şeklinde hüküm kurulmuştur. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
Senedi" başlıklı senet ile çeyiz eşyaları ve altın alacağına karşılık olmak üzere 1 adet tarlanın 05.01.1988 tarihinde kendisine mehir olarak verildiğini, bu tarlanın ... ili, ... ilçesi, ... bulunan 1702 parselde kayıtlı 20.800 m²'lik tarla olduğunu, tarlanın kanuni müddet dolduktan sonra kendisine devredileceğinin kesin olarak ifade edildiğini, taraflar arasındaki bu senedin muhtar ve aza tarafından şahitler huzurunda alacaklı ve borçlu tarafından imzalanarak kabul ve tasdik edildiğini, muris ...'ın borcunu yerine getirmeden 26.06.2009 tarihinde vefat etmesiyle mirasçıların söz konusu tarlanın tapusunu kendisine devretmekten kaçındıklarını, öğrendiklerine göre tarlanın tapu kaydının dava dışı 3. kişilere geçirildiğini, taşınmazın toplam değerinin 83.200,00TL olduğunu ileri sürerek; bu miktarın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
KARAR Davacı,davalılardan ... ...’in eski kayınpederi olduğunu,boşandığı eşine evlilikleri sırasında,mehir senedi olarak verdiği imzalı boş bononun boşanmadan sonra davalılardan ... ... alacaklı olarak gösterilip bu davalıya borçlu hale getirildiğini, bu senede dayalı olarak davalı ... ... tarafından aleyhine icra takibine geçildiğini ve bu aşamada yapılan takipte eski kayınpederinin alacağı temlik alarak takibe devam ettiğini kendisinin davalılara hiçbir borcu bulunmadığını bildirerek ,bu senet nedeniyle her iki davalıya da borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Veysel evlenirken düzenlenen mehir senedindeki edimin düğün sırasında eksiksiz olarak ifa edildiği, davacının iddiasının mehir altınlarının elinden alındığı, eşyaların ise davalı Veysel'de kaldığı yönünde olup, işbu davanın mehir senedine değil zilyetliğe dayalı kişisel eşyanın iadesi davası olması, davalının talep edilen ziynet ve eşyaların cins ve miktarına itiraz etmemesi nedeni ile mehir senedinin verilen kesin süreden sonra sunulmasının sonuca etkili olmayacağı, 1 adet bileziğin davacı tarafından görümcesine verildiği, davalıların isteği ile verilmesinin sonuca etkili olmayacağı, hal böyle olunca davacı tarafından görümcesine verilen 1 adet bilezik yönünden davalılara husumet yöneltilemeyeceği, diğer ziynet eşyalarının davalı Veysel tarafından alınarak iade edilmediği, eşyaların ise davalı Veysel'de kaldığı, hal böyle olunca bunlar yönünden davanın kabulünde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla, davalının istinafının...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; 1- Davanın davalı Ayhan yönünden REDDİNE, 2- Mehir senedinde geçen 150 gram ziynet ve mehir senedinde yazılı eşyalar yönünden davalı Recep'e karşı açılan davanın husumetten REDDİNE, 3- Mehir senedinde yazılı ziynet eşyaları yönünden davalı Ahmet'e karşı açılan davanın REDDİNE, 4- Mehir senedinde yazılı eşyalar yönünden davalı Ahmet'e karşı açılan davanın KABULÜNE, a) Buzdolabı Beko marka 1 adet 800- TL, b) Çamaşır makinası Beko marka 1 adet 1.200- TL, c) Bulaşık makinası 1 adet 1.100- TL, d) Fırın Beko marka 1 adet 850- TL, e) Yatak odası(Demonte şeklinde gardrop, 2 parçalı baza, 1 adet şifonyer, 2 adet Komidin, 2 adet yatak 1.500- TL, f) Oturma grubu, (2 adet 3'lü koluk, 2 adet tekli koltuk) 1.400- TL, g) Salon grubu (2 adet 3'lü koltuk, 2 adet berjer) 1.500- TL, h) Halı...
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 29/04/1973 tarihli mehir senedine binaen 21/12/2018 tarihinde alacak davasının açıldığını, davacının düğünü öncesinde mehir senedini düzenleyen ortak murislerinin İbrahim Binar'ın belirtilen ziynetleri alacak parasının olmadığını, ortak murislerinin bir yıla varmadan yaz aylarında mahsullerini sattıktan sonra bu ziynet eşyalarını satın alarak kendisine elden verdiğini, 2002 yılında ölen murislerinin 1983 yılında mehir senedini verdiğini, murisleri sağ iken 19 yıl içerisinde bu davayı neden açıp almadığını, çünkü murislerinin bu ziynet eşyalarını kendisine verdiğini, alacakların 5 yıl içerisinde tahsil edinilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu süreye itibar etmeyerek 36 yıl sonra açtığı için alacağının mururi zamana uğradığını, müvekkili davalılar olarak borçları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından 29/04/1973 tarihli mehir senedine binaen 21/12/2018 tarihinde alacak davasının açıldığını, davacının düğünü öncesinde mehir senedini düzenleyen ortak murislerinin İbrahim Binar'ın belirtilen ziynetleri alacak parasının olmadığını, ortak murislerinin bir yıla varmadan yaz aylarında mahsullerini sattıktan sonra bu ziynet eşyalarını satın alarak kendisine elden verdiğini, 2002 yılında ölen murislerinin 1983 yılında mehir senedini verdiğini, murisleri sağ iken 19 yıl içerisinde bu davayı neden açıp almadığını, çünkü murislerinin bu ziynet eşyalarını kendisine verdiğini, alacakların 5 yıl içerisinde tahsil edinilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu süreye itibar etmeyerek 36 yıl sonra açtığı için alacağının mururi zamana uğradığını, müvekkili davalılar olarak borçları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı-davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, kadın lehine hükmedilen tazminat miktarının az olduğunu, ziynette aynen iadeye yönelik ıslah taleplerinin dikkate alınmadığını, mehir alacağında aynen iade talepleri bulunması nedeniyle faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini beyanla, ilk derece mahkemesi kararının istinaf edilen yönlerden kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesi uyarınca re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında, istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, karşılıklı boşanma ile ziynet ve mehir alacağı davası niteliğindedir. İlk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
O halde öncelikle, mehir senedinin tarihinin belirlenmesi, bu hususta tarafların beyanlarının alınması, uyuşmazlık bulunması halinde, tarafların delillerinin değerlendirilerek özellikle davacının dava dışı asıl borçluya karşı açtığı mehir senedine dayalı alacak davalarına ve boşanma davasına ilişkin dosyaların ilgili mahkemelerinden getirtilerek, bu dosyalardaki davacı tarafın beyanlarında mehir senedinin tarihi ile ilgili bir beyanının olup olmadığının araştırılması, tespit edilemezse sözleşmenin tarihi tanık beyanlarıyla da ispat edilebileceğinden davalıya bu hususta tanıklarını bildirmesi için süre verilerek, sonucuna göre mehir senedinin düzenlendiği tarihin belirlenmesinden sonra bu tarihten sonra on yıllık süre içinde davacı tarafça davaya konu takip yapılmış ise işin esası hakkında karar verilmesi aksi halde davanı hakdüşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekmektedir....