yapmış, ilerleyen aşamada 15 adet mehir altını yönünden taleplerinin olmadığını belirtmiştir....
davacıda kaldığı iddia edilen diğer mehir altınları için ispat külfetinin davalıda olduğu, buna göre, davalıya çocuğun tedavisi için bozdurulan mehir altınlarının nelerden ibaret olduğu açıklattırıldıktan sonra yemin delili hatırlatılarak davalı yemin delilini kullanır ve davacıda yemin etmeyi kabul ederse davacıya "mehirdeki altınların ve eşyaların hiçbir suretle alınmadığı yönünde" yemin ettirilerek sonucuna göre işlem yapılması gerektiği, eğer davacı yemin eder ise eşyaların hiç alınmamış olması nedeni ile sıfır bedelleri yönünde bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davalının istinafının kısmen kabulü ile tarafların sair istinaf sebepleri incelenmeksizin HMK 353/1- a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
ile kabule konu 140 gram mehir altını, mehir eşyası ve 30,57 gram bileziğin bedeli üzerinden hesaplanan harcın 1/3'inin davalıdan alınmasının gerektiği, 2 adet çeyrek altın yönünden davalının kabulünün olmaması sebebi ile 2 adet çeyrek altının değeri üzerinden hesaplanacak harcın tamamının davalıdan tahsil edilmesi gerektiği anlaşılmakla davacının yargılama giderlerine yönelik istinafının kabulüne karar verilmiştir....
Davalı ..., tarafları tanıdığını, ancak aralarında samimiyet olmadığını, davalı ...’ ye verdiği borç para karşılığı dava konusu senedi aldığını, borcun ödenmemesi üzerine senedi takibe koyduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur. 2008/3670 2008/5098 Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının davalı ... hakkındaki ödeme iddiasını kanıtladığı, diğer davalı ... hakkındaki iddialarını ise ispatlayamadığı gerekçesiyle davalı ... hakkındaki davanın reddine, davalı ... hakkındaki davanın kabulüyle davacının davalıya dava konusu senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında haksız icra tazminatının davalı ... ‘den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ......
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu mehir senedinden kaynaklı olarak kadının alacağının bulunmadığını, arsa alımı sırasında davalı Ahmet'in arsa bedelini ödemesine rağmen davacının kardeşinin arsadaki hisseyi kadının eşi Ahmet üzerine tescil ettirmediğini, bunun üzerine davacı ile müvekkili eşinin arsa için verdiği paranın mehir senedindeki bedelin ödenmesi olarak anlaştıklarını, mehir senedinin aslının sunulmadığını, senedi kabul etmediklerini, imza incelemesi yapılmayan belgenin hükme esas alınamayacağını, taraflar arasında evlilik birliği devam ettiği için eldeki davanın dinlenemeyeceğini, ayrıca senet içeriğinde altınların ayarına dair bir açıklama olmamasına rağmen 22 ayarın esas alınmasının da hatalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda; 15/02/2010 tarihli "Mihir Senedi” başlıklı adi yazılı senette, dava konusu 25 gr 1 adet altın bileziğin ve televizyonun düğün hediyesi olarak davalı ... tarafından davacı ...’a bağışlandığının yazılarak, davalı ... tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır . Uyuşmazlık; mehir senedine konu edilen televizyonun teslim edilip edilmediği ve 1 adet 25 gr bileziğin veya bedelinin davacıya ödenip ödenmediğine ilişkin ispat yükünün hangi tarafta olduğu noktasında toplanmaktadır. Bu nedenle konunun yukarıda bahsi edilen yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde ispat hukuku açısından ele alınması yoluna gidilmiştir. Dava konusu eşyalar taraflar arasında senede bağlanmış olup, davalıyı bağlar....
Mehir alacağı bakımından, Mehire dayalı alacak davası için İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve kaldırma kararında ön görülen eksikliğin giderilmesi için dosyanın mahalline gönderilmesi gerektiğinden, mehir alacağına ilişkin dava dosyadan tefrik edilmiş, değerlendirme yeni esas alan dosya üzerinden yapılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Somut olaya gelince; davalı ve mahkemece dinlenen davalı tanıkları çekişmeli taşınmazın davalıya mehir olarak verildiğini belirtmişlerdir. Mehir, kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Türk Medeni Kanunu, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, Türk Medeni Kanunu tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez. (2.12.1959 günlü 14/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi). Mehir sözleşmeleri bu gün için de geçerlidir. (Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı) Mehri müeccel, ileriye yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir....
Davalı vekili cevabında; mehir senedinde davalının imzasının bulunmadığını, altın miktarının 201 gr değil 101 gr olduğunu, bu miktardaki altının davalının ailesi tarafından düğünde davacıya takıldığını, kasadaki ziynetlerin bir kısmının bu altınlar olduğunu, bunların davacıya iade edilmek istendiği halde kabul edilmediğini; mehir senedinde davalı ve ailesinin rızası olmadan altın miktarının 201 gr olarak davacı tarafından değiştirildiğini belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın (para dışındaki talepler kabul edilmek suretiyle) kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir. Dava dosyasındaki bilgi ve belgelere, alınan bilirkişi raporuna mahkeme kararında dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Hükmü boşanma davası yanında mehir alacağı davanın reddi yönünden de temyiz eden davacı-karşı davalı kadından ayrıca alınması gereken maktu temyiz karar harcının alınmadığı görülmektedir. Sözü edilen noksan harcın Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366. maddesinin yollaması ile HMK'nın 344. maddesinde gösterilen usul uygulanılarak temyiz edenden tahsili ile buna ilişkin makbuzun dosyaya alınmasından sonra gönderilmek üzere dava dosyasının ilgili bölge adliye mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi.17.05.2022 (Salı)...