Cevap dilekçesi: Davalı Nesimi vekili cevap dilekçesinde özetle; düğünde takılan ziynet eşyalarının davacı tarafından kendi kişisel ihtiyaçları için harcandığını, mehir senedi dosyaya ibraz edildiğinde de beyanda bulunacaklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Dahili davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedi dosyaya ibraz edildiğinde de beyanda bulunacaklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir....
(BK m.238/1) Taraflar arasındaki davanın dayanağı olan sözleşme (mehir senedi) yazılı olarak düzenlenmiş olup mehirde belirlenen bedelin ne zaman ödeneceğine ilişkin bir kaydın bulunmadığı, ancak davalı vekilinin mehir alacağı talebinde bulunurken boşanma halinde talep edilebileceğini belirttiğine göre, davacının talebi , mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda uyuşmazlık; aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m. 286 vd) bir alacak talebi niteliğinde olduğundan, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğuna ilişkin kararın yerinde olduğu değerlendirilmekle, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İstinaf Sebepleri Davacı kadın vekili hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, mehir senedini ifa ettiğini ispat yükünün davalı taraf üzerinde olduğunu, davalının edimini ispat edemediğini, düğünde geniş aile tarafından takılan altınların mehir senedinin ifası anlamına gelmediğini, düğünde takılan altınlar ile mehir senedi arasında illiyet bağı bulunmadığını, mehir senedinin mehri müeccel niteliğinde olduğundan mehir senedinde belirtilen ziynet eşyalarına ilişkin talebin kabul edilmesi gerektiğini, açık bir şekilde talep sonucunun dava dilekçesinde yer aldığını, ıslah dilekçesinde de talep konusu ziynetlerin cins ve miktarlarının ayrı ayrı belirtildiği halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....
Uyuşmazlık, senede bağlı alacak talebine yöneliktir.Davacı yargılama sırasında, verilen senedin mehir senedi olduğunu beyan etmiş, davalı ise senedin düzenlendiği gün gayri resmi olarak evlendiklerini bu nedenle senedin evlenmeyi güvence altına almak için yapıldığını, evlilik sonrası ise senedin iade edilmediğini belirtmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 81.maddesine göre, hukuka ve ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Yine Türk Borçlar Kanunu'nun 27.maddesinde sözleşmenin konusunun, gerek içerik gerekse amaç yönünden ahlakın emirlerine aykırı olmaması gerektiği belirtilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu olan ve “iş bu senet evlenme güvence senedidir” yazılı olan senet 12.11.2009 tarihli olup tarafların bu tarihten bir gün sonra evlendikleri anlaşılmıştır. Senedin içeriğinden mehir senedi olduğuna dair bir ibareye rastlanmadığı gibi gayri resmi evlenmenin teminatı olarak verildiği açıktır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili T1 ile merhum Bahattin Gözet in 2018 yılında evlendiğini, 11/09/2018 tarihinde muhtar huzurunda mehir senedi düzenlendiğini, mehir kalemlerinin T4 müteveffa Bahattin Gözet ve Hasan Toploğlu tarafından verildiğini, mehir senedi gereği verilen altın ve eşyaların tarafların müşterek evinde saklandığını, müvekkilinin 05/06/2019 tarihinde eşiyle yaşadıkları tartışma sonucu evden gönderildiğini, evden ayrılırken üzerinde hiçbirşey olmadığını ve komşuları Erdal Solak isimli kişinin şahitliğinde müvekkilin dayısı Hakan Solak ın evine gittiğini ve daha sonra müvekkilin yanlızca bir kere eve gittiğini onun da polis nezaretinde olduğunu ve evin dağıtıldığını ve bu olayın Konya CBS 2019/38640 sor....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkil ile davalının 1997 yılında evlendiklerini, evlenirken taraflar arasında 07.04.1997 tarihli mehir senedi düzenlendiğini, davalının kusurlu davranışı nedeniyle tarafların boşandıklarını, evden ayrılmak zorunda kalan müvekkilinin tüm eşyalarının davalı tarafta kaldığı, talep edilmiş ise de teslime yanaşmadıklarını belirterek mehir senedindeki eşyaların mevcutsa aynen değilse bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsilini istediği davalılar vekili ise davalının evi terk ettiğini giderken altın ve ziynet ve eşyalarını götürdüğünü mehir senedinin birinci maddesinde ve son iki sırada bulunan ziynetlerin davalının kendisinde olduğunu, diğer ev eşyalarının da evde çıkan yangın sırasında yandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. 1-Davacı vekilinin temyizi yönünden: Davaya dayanak yapılan 07.04.1997 tarihli mehir senedi eşyaları teslim eden olarak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalı ile 29/01/2014 tarihinden beri ayrı yaşadıklarını, davalının mehir senedinde yer alan eşya ve ziynetlerin bir kısmı ile bir takım şahsi eşyalarını götürdüğünü, kendisine mehir senedi ile verilen 8 adet 200 gram altın bilezik ve set takımı ile şahsi eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelini, mehir senedi ile bağışlanan ve davalı tarafta kalan diğer eşyaların ise bedellerini talep etmiştir....
Dava, mehir senedinde yazılı ziynetlerin mevcutsa aynen değilse bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkilinin 02.09.1992 tarihinde davalı ile evlendiğini, 23.09.1999 tarihinde boşandıklarını,evlenmeleri nedeniyle müvekkiline 1290 gram 22 ayar altının mihir senedi ile bağışlandığını,davalıların bu bağışı ifa etmediklerini belirterek müvekkiline bağışlanan 1290 gr. 22 ayar bileziğin mevcutsa aynen değilse bedelinin tahsilini istemiştir.Davalı vekili ise davanın süresinde açılmadığını,belge altındaki imzaların müvekkillere ait olmadığını,bağışın gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... "1.290 gram,altın bileziği evlenme aktinden dolayı eşim olan ... kızı 1975 doğumlu ... (...) ...'e düğün hediyesi ve mehir olarak bağışladım” diye 01.09.1992 tarihli mehir senedi düzenleyip imzalamış babası ... da kefil olarak imzalamıştır....
Aile Mahkemesinin 2015/948 Esas 2016/1152 Karar sayılı kararı ile boşanmalarına karar verildiği, boşanma kararının 14/11/2016 tarihinde kesinleştiği, davacı ve T1 resmi olarak evlenmeden iki gün önce 26/07/2007 tarihinde mehir senedi düzenlendiği, bu mehir senedine göre davacıya 400 gram 22 ayar altın verileceğinin taahhüt edildiği, iş bu mehir senedinin davalı T4 tarafından imzalandığı, davacı taraf her ne kadar evlilik gerçekleştikten sonra mehir senedinde korusu geçen 400 gram 22 ayar altının söz verildiği gibi kendisine verilmediğini iddia etmiş ise de davalı tarafça mehir altını teslimi başlığıyla dosyaya delil olarak sunulan belgeye göre davacıya mehir senedi ile vericeleği taahhüt edilen 400 gram 22 ayar altının verildiği, davacının da bu belgeyi imzaladığı, davacı tarafça bu belge üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı yönünde itirazda bulunulması üzerine Konya 4....
MEHİR SENEDİ İLE TAAHHÜT EDİLEN ZİYNET EŞYASININ TAHSİLİ 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 428 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, mehir senedi ile taahhüt edilen 800 gram altının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili ile davalının boşandıklarını, 13.8.2005 tarihli sözleşme ile 800 gram altın taahhüt edilmesine rağmen söz konusu taahhüdün yerine getirilmediğini, bu nedenle 800 gram altının mümkünse aynen, değilse bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise taahhüt edilen altınların düğünde takıldığını, belirterek davanın reddini savunmuştur....