Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak; mahkeme kararında müvekkillerine ait cevap dilekçesinde yanlış tespitleri içerdiğini, eldeki davayı anlamak için ortak murisin müvekkillerine hitaben "...iyi bir baba olmam için yapmam gerekenler..." el yazısı ile yazılan 8 sayfayı okumanın gerektiğini, esasa ilişkin olarak da; davacı tarafından müvekkilleri aleyhine açılan davanın özünün mehir senedi olup bu hususta Türk hukukunda özel bir düzenleme olmadığını, gerek Yargıtay gerekse öğretiye en yakın müessese olan bağışlama hükümlerinin hazara alınarak karar verilmesinin gerektiğini, davacı tarafın mehir senedinden doğan bir alacağının varlığı söz konusu ise miras ret süresi içinde bu iddiasını ihtar ile müvekkillerine bildirmesinin gerektiğini, ancak davacı tarafın MK.m.3'e göre kendisinden beklenen özeni göstermeyerek iyi niyet iddiasında bulunamayacağını, hukuken murisin bir borcu olup olmadığının resmen belli olmadığını, mehir senedindeki gibi bir borcu olduğu...
Taraflar arasındaki davanın dayanağı sözleşme (mehir senedi) 24/07/2016 tanzim tarihli olup tarafların evlilik tarihi ise mehir senedinin tanzim tarihinden sonraki 27/09/2016 tarihidir. Davacının talebi, mehir senedinde taahhüt edilen altınların davalı tarafından verilmediği iddiasına dayalıdır. Bu sebeplerle uyuşmazlık; aile hukukundan kaynaklanan alacak niteliğinde olmayıp genel hükümlere dayalı (TBK m.286 vd) bir alacak talebi niteliğindedir. Hal böyle olunca davayı görmeye genel mahkemeler görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir (HMK m.1,114/1,c,115/1)....
Dava konusu " Mihir Senedi" başlıklı tarihsiz sözleşme incelendiğinde; sözleşmede "10.000 TL Herhangi bir anlaşmazlıkta" şeklinde belirtilen alacak kalemi mehri müeccel kalan kısmının ise mehri muaccel niteliğinde olduğu, tarafların resmi olarak evlilik gerçekleştirmedikleri, mehir senedine konu eşya ve takıya hasren 5.000 TL'nin ve yine mehri müeccel olarak belirlenen 10.000 TL'nin davacı yana ödendiğine dair davalı cevabı bulunmadığı gibi bu yönde bir delil de sunulmadığı, mehri muaccel kısım için yerleşik uygulamalara istinaden mehir senedinde ayrıca teslime dair ibare bulunmaz ise mehir senedinin teslim belgesi olarak kabul edilemeyeceği, zira Yargıtay 3....
Davacı vekili 30.09.2011 havale tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalının 08.08.2000 tarihinde evlendiklerini, evlilik birliği kurulmadan önce davalının 02.08.2000 tarihli mehir senedi ile müvekkiline 200 gr 22 ayar altın hibe edeceğini taahhüt ettiğini ancak bu altınların hiçbir zaman teslim edilmediğini ileri sürerek söz konusu altınların mevcutsa aynen ifasına, değilse bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabı: 5. Davalı vekili 20.01.2012 havale tarihli cevap dilekçesinde, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, mehir senedinde nitelik ve vasıfları belirtilen altınların taahhüt edildiği gibi davacıya teslim edildiğini ancak altınların ayarı noktasında ihtilaf olduğunu, altınların tümünün 22 ayarda olacağının mehir senedinde belirtilmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararı: 6. Konya 1....
Olayımızda davacı, 07.03.2006 tarihli mehir senedine dayanmıştır. Senet içeriğinde; aşağıda cinsi ve miktarı belirlenmiş olan altın takı ve eşyaları gelinimiz olması nedeni ile Mevlüt kızı F.. Ü.. (Ö..) a düğün hediyesi olarak müştereken verdik. Bu altın ve eşyalarda biz ve varislerimizin kesinlikle hak talep edemeyeceğimizi şahitler huzurunda kabul ettiklerini bildirmişler ve senet, davalılar tarafından müştereken imzalanmıştır. Anılan yasal düzenlemelerin sonucu olarak ev eşyalarının ve senette yazılı ziynet eşyalarının da davacıya iade edildiğinin davalılar tarafından kanıtlanması zorunludur. O halde, mahkemece; davacıya iade edildiği ispat edilemeyen bir kısım ziynet ve ev eşyası yönünden, mehir senedinde yazılı olan ziynet ve eşyaları müştereken veren ve senedi imzalayan Makbule ve Uğur'un da sorumlu olduğu gözetilerek bu davalılar yönünden de davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
mehir senedinde yer alan menkul eşyalarını aldığını,ancak mehir senedine konu edilen altınların davalılar tarafından davacıya teslim edilmediğini belirterek,itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı lehine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Muhammet evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, senedin davalılar tarafından imzalandığını, ancak davalıların mehir senedinde yazılı taahhütlerini yerine getirmediklerini, evlilik birliği devam ederken müşterek hanede kullanılan eşyaların çoğunun davacının babası tarafından alındığını, kalan bir kısım ev eşyalarının ise davacı tarafından alındığını, yine müvekkiline düğünde kendi ailesi ve arkadaşları tarafından hediye edilen ziynet eşyalarının da davalı Muhammet tarafından davacıdan alındığını, davalının bu altınları babası ile birlikte işlettikleri iş yerine malzeme almak ve borçlarını kapatmak için kullandığını belirterek mehir senedinde belirtilen ziynet ve eşyaların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, düğünde davacının ailesi ve akrabaları...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; tarafların 2010 yılında evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, tarafların ... ülkesinde boşandıklarını, taraflar arasında 04/09/2011 tarihli mehir senedi düzenlendiğini, müvekkilinin yurt dışında yaşadığından hiç bir eşyasını yanına alamadığını, mehir senedindeki ziynetler ve çeyiz eşyaları ile davacının şahsi eşyalarının davalının uhdesinde kaldığını belirterek; mehir senedinde yazılı çeyiz eşyalarının, mehir senedinde yazılı altınlardan 9 adet 200 gram ağırlığında altın bilezik ve 1 adet 65gram altın bileziğin ve davacının şahsi eşyalarının...
Davacı vekili dava dilekçesinde: müvekkilinin 02.09.1992 tarihinde davalı ile evlendiğini, 23.09.1999 tarihinde boşandıklarını, evlenmeleri nedeniyle müvekkiline 1290 gram 22 ayar altının mehir senedi ile bağışlandığını, davalıların bu bağışı ifa etmediklerini belirterek müvekkiline bağışlanan 1290 gr. 22 ayar bileziğin mevcutsa aynen değilse bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili ise davanın süresinde açılmadığını, belge altındaki imzaların müvekkillere ait olmadığını, bağışın gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Aslan "1.290 gram altın bileziği evlenme aktinden dolayı eşim olan ... doğumlu ...(....) ....'e düğün hediyesi ve mehir olarak bağışladım” diye 01.09.1992 tarihli mehir senedi düzenleyip imzalamış babası ... da kefil olarak imzalamıştır. Davacı bu mehir senedine dayalı olarak Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/617-1994-115 sayılı dosyasında 02.08.1993 tarihinde alacak davasının yargılama açmıştır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Yusuf'un evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, senette belirtilen ziynet ve eşyaların davalılarda kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL ziynet ve eşya bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı T3 karşı açılan davanın zaman aşımına uğradığını, tarafların yurt dışında boşandıklarını, mehir senedindeki eşya ve altınların davacıda kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne karar verilmiştir....