Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2012/15917 Esas 2014/4374 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, davaya dayanak teşkil eden mehir senedinin 23/11/2020 tarihli celseye gelinceye kadar davalıya tebliğine dair bir işlem yapılmadığı, davalının mehir senedini 23/11/2020 tarihli celsede gördüğü, bu nedenle süresinde cevap dilekçesi vermese dahi mehir senedini gördükten sonra imzaya yaptığı itirazın savunmanın genişletilmesi olarak nitelendirilemeyeceği, buna göre, davalının imza itirazının dikkate alınarak mehir sözleşmesindeki imzanın davalıya ait olup olmadığının tespitinin gerekeceği, Kabule göre de; Mahkemece 250 gram altın yönünden davanın kabulüne karar verildiği, davacının dava dilekçesi ile mehir senedinden dolayı alacak ve katılma alacağı yönünden dava değerini 20.000,00 TL olarak bildirdiği, davacının katılma alacağı talebinin tefrikine karar verildiği, gösterilen 20.000,00 TL dava değerinin mehir alacağı ve katılma alacağına dair olmasına rağmen mahkeme tarafından sanki mehir alacağı...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada, mehir senedinden kaynaklanan 93.279,00 TL alacağın tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline ve %... icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmiş, hüküm, süresinde davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yeni Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmüne göre, eşlerin birbirlerine karşı borçlarını ödemesi, ödemediği takdirde sonuçlarına katlanması gerekmektedir. Bu yeni düzenleme ile eski Medeni Kanun'un 169. maddesinde hükmünü bulan eşler arasındaki cebri icra yasağı kaldırılmıştır. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davalının 01/.../2009 tarihli mehir senedi ile bir kg altın vermeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Zeki evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senede 200 gram altın yazılmak sureti ile senedin davalı Nurullah tarafından imzalandığı, senedin davalı Zeki tarafından imzalanmaması nedeni ile davalı Zeki'nin senet nedeni ile sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle hiç takılmadığı iddia edilen 100 gram mehir altını yönünden davalı Zeki'ye karşı açılan davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, her ne kadar davacı mehir senedinde belirtilen 200 gram mehir altınından düğünde takılan 100 gram mehir altınının davalı Zeki tarafından harcandığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını tanık beyanlarıyla ispat edemediği, yemin delilinin de olmadığı, davacının iddiası karşısında davacının en son evden ayrılma şeklininde bir öneminin olmadığı, bu nedenle düğünde takılan 100 gram mehir altını yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, hiç takılmadığı iddia edilen 100 gram mehir altını yönünden senetten kaynaklanan...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Gökhan evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedi ile verilen altınların davalı Gökhan tarafından habersizce evden alınıp, bir daha teslim edilmediğini, müvekkilinin zehirlenmesi sebebi ile bir gün evde yemek yapamadığı için evi terk eden davalı Gökhan'ın uzun süre eve gelmemesi nedeni ile müvekkilinin anne evine geldiğini, bu esnada davalı Gökhan'ın müşterek çocuğu yatak odası takımları ile mehir senedindeki evin diğer eşyalarını internet üzerinden sattığını belirterek mehir senedinde belirtilen eşya ve altınların bedelleri karşılığında şimdilik 1.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiş, 31/08/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile de dava değerini 203.358,33 TL olarak ıslah etmek sureti ile faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline evlenme sırasında nikah akdi ve mehir senedi ile verilen eşya ve altınların müvekkilinin müşterek haneden ayrılması sebebi ile davalının uhdesinde kaldığını belirterek ziynet ve eşyaların bedeli için şimdilik 1.000 TL nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş ıslah dilekçesi ile eşyalar yönünden dava değerinin 7.580,00 TL olarak ıslah etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mehir senedinde ve dini nikah akdindeki eşyaların davacıya teslim edildiğini, davacının ziynetleri beraberinde götürdüğünü, eşyaların ise depoda muhafaza edildiğini, aynen teslime hazır olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....
Mahkemece temyiz incelemesine esas davada; mehir senedi ve CD'deki görüntüler ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, davalının mehir senedi ile 100 gram 22 ayar altın borcunu yüklendiği, borcun ödendiğini de ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile; 9.080,00 TL mihir alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; hac-umre alacağı ile salon kira parası istemleri yönünden ise, usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından belirtilen talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dava; mehir senedine dayalı ziynet alacağı, hac umre masrafı ile kına gecesi (salon kirası) masrafları istemlerine ilişkindir. Görev kuralları, kamu düzeninden olup, Hukuk muhakemeleri Kanununun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartlarındadır....
Davalı,ilgili mehir senedi incelendiğinde ....000 gr. altının ödenmesinin boşanma ya da ayrılık şartının gerçekleşmesine bağlı olduğunun açık olduğunu,davacı ile halen evli olduklarını,haklarında verilen bir ayrılık kararı bulunmadığını,söz konusu talebin boşanma kararının kesinleşmesi sonrasında talep edilebileceğini,nitekim kendisinin bağıştan rücu hakkını kullanacağını,bu hakkın da boşanma kararının kesinleşmesi ile doğacağını savunarak,davanın reddini istemiştir. Mahkemece; mehir senedine dayalı olarak açılan davanın edinilmiş malların tasfiyesi kapsamında olmaması nedeniyle boşanma davasının sonuçlanmasının gerekmediği,davalının imza itirazı da bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın kabulü ile ... .... İcra Müdürlüğü’nün 2012/6317 E. sayılı takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptaline,asıl alacağın %...’si olan ....600,00 TL inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedi ile herhangi bir ayrılık meydana gelmesi durumunda davacıya bir miktar altın ve eşyanın mehir olarak vadedildiği, senedin bu hali ile mehr-i müeccel olup, tarafların Konya 2. Aile Mahkemesinin 2018/906 Esas sayılı dosyası ile boşandıkları ve kararın kesinleştiği, mehr-i müeccel senet nedeni ile yargılama yapma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek verilen görevsizlik kararında isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Dosya incelendiğinde, davacı ile davalının oğlu ...’in 25/05/1997 tarihinde evlendikleri, evlendikten sonra 23/09/1997 tarihinde mehir senedi düzenledikleri, davacı ile ...’in 08/07/2005 tarihinde boşandıkları ve davacının eski eşi ...’in 13/06/2006’da öldüğü anlaşılmaktadır. Davacı, mehir senedi ile davalı tarafından kendisine verilen eşyaların bedelini talep etmektedir. Bu tür hukuki ilişkiler çözüme kavuştururken yukarıda anılan maddeler göz önünde tutulmalı ve zamanaşımının başlangıcı boşanma kararının kesinleştiği tarihe göre belirlenmelidir. Şu halde, boşanma kararının kesinleştiği 08/07/2005 tarihinden eldeki eşya alacağı davasının açıldığı 05/02/2015 tarihine kadar TBK’nın 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmamıştır. Mahkemece işin esası incelenmesi gerekirken davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava; davalıya mehir senedi ile bağışlanan ziynet ve diğer kişisel eşyalara yönelik bağıştan rücu istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 11/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....