Mehir alacağına yönelik itirazın değerlendirilmesi sonucunda; Davacı-karşı davalı kadın her ne kadar dava dilekçesinde, davalı ile mehir bedeli olarak anlaştıkları, 100 gram altının dava tarihi itibariyle değerinin yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiş ve yerel mahkemece de mehir alacağına ilişkin dava ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, davacı-karşı davalı kadının mehir alacağı yönünden miktar gösterilmek ve harcı ödenmek suretiyle usulüne uygun açılan bir davası olmadığından yerel mahkemece bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mehir alacağına ilişkin davanın ispat edilemediğinden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Her ne kadar davacı düğünde mehir olarak kendisine bir miktar altın takıldığını iddia etmiş ise de, yazılı bir mehir sözleşmesinin ibraz edilemediği gibi bu miktarda altın takıldığının da ispat edilemediği, kaldı ki davalının da savunmasını doğrular mahiyette davacı tanıkları Özge ve Rabia'nın beyanı ile, davacıya takılan ziynetlerin sahte olup, bunun da davacı tarafından bilindiği, davacının bu duruma rıza gösterdiği, sonradan davalının anneannesinin taktığı 1 adet bilezik ile teyzesinin taktığı iddia edilen 1 adet çeyrek altının varlığı ve davalı tarafça harcandığının ispat edilememesi sebebi ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Dava mehir senedine dayalı kişisel eşyanın iadesi olup TMK 226/1 maddesi gereğince her eş diğer eşte bulunan mallarını geri alabilir. Buna göre, tarafların ayrılmasıyla birlikte davacının mehir senedine bağlı alacağı muaccel hale gelmiş olup rehin ile de temin edilmediği görülmekle dava değeri olan 1.000,00 TL üzerinden %15 oranında teminat yatırıldığı takdirde davacının davalılar yönüyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi yerinde görülmekle, davalıların istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
A.. ile olan evlilik birlikteliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açmış oldukları boşanma davasının kabul edildiğini,davalıların 07/10/1988 tarihli mehir senedinde belirtilen ziynet ve ev eşyalarını müvekkiline hibe ettiklerini, bu nedenle mülkiyeti müvekkiline ait olan eşyaların aynen iadesine,aynen iadesi mümkün değil ise boşanma tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte 9.550,00 TL değerindeki bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde mehir senedinde yazılı altınları davacının evi terk ederken beraberinde götürdüğünü, eşya bedellerinin fahiş olduğunu belirterek, davacının altın ve mehir senedinde yazılı eşyalarla ilgili davasının reddini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davanın mehir senedine dayalı alacak davası olduğu, kanundaki diğer koşullarında mevcut olduğu takdirde teminat durumu da mahkemece takdir edilerek ihtiyati haciz karar verilmesinin mümkün olacağı, ihtiyati haciz talep edildiği tarihte alacağın varlığının kanıtlanması gerekmez ise de sunulan delil ve belgelerle alacağın varlığının "yaklaşık ispat" ilkesi çerçevesinde muhtemel gözükmesi gerekeceği, taraflar arasında mehir senedinden kaynaklanan alacağın muaccel olup ancak vadesinin gelmediği, İİK.257/2 maddesi gereğince vadesi gelmemiş bir borçtan dolayı da borçlunun muayyen bir yerleşim yeri olmadığı veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya, veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu hallerde ihtiyati haciz talep edilebileceği, davalının, davacının muhtemel alacağının tahsilini karşılıksız bırakmak amacıyla mallarını...
Davalı, dava konusu taşınmazın mehir senedi ile dava dışı kayınvalidesine verildiğini, ancak tapuda devir yapılmadan kayınvalidesi ...'ın taahhüt edilen taşınmazı aynı amaçla kendisine verdiğini, mirasbırakanın mal kaçırma amacı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakanın mal kaçırma amacı bulunmadığı, taşınmazın mehir olarak davalıya devir edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nce 6100 sayılı HMK'nun 353/1-b-2. bendi uyarınca harç yönünden kabul edilerek mahkeme hükmünün kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yemin deliline dayanılmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, yine mehir senedi alacağı yönünden dava dilekçesinde bildirilen 2.500,00 TL üzerinden dava açılmasına rağmen 02/06/2021 tarihinde harcın tamamlanması için süre verilmesinin hatalı olduğunu, zira bu durumun karşı tarafa hükmedilen vekalet ücretinde etkili olacağını, asıl davanın ret gerekçesinin hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte mehir senedinde belirtilen altınların düğünde takıldığı kabul edilir ise, mehir senedindeki altın alacağı miktarının fazla olduğu gözetilerek düğünde takılan altınların değeri mahsup edildikten sonra asıl davanın bakiye kısım yönünden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, mehir sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; mehir senedinde belirtilen eşyaların davacıya teslim edildiğini, davacının davalı eşi ...yaraladığını, bu olaydan sonra müşterek haneye gelmediğini, davalının eşyaları muhafaza altına aldığını, hazır olduğunu, altınların ise davacıya teslim edildikten sonra babasına verdiğini, babasının bozdurduğunu ve borçlarını ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalı ...'ün mehir senedini kefil sıfatıyla imzaladığı, eşyaların ve ziynetlerin davacıya teslim edilmiş olması nedeniyle kefil sıfatıyla ...'...
Dairemizin 2021/1990 esas sayılı dosyasından 350 gram mehir altını yönünden verilen kararı tefriki ile yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlenirken düzenlenen mehir senedinde belirlenen 350 gram altının hiç alınmadığını belirterek aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde faizi ile birlikte bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Durmuş'un senedi borçlu sıfatı ile imzalamadığını, bu nedenle davalı Durmuş'a husumet yöneltilemeyeceğini, zira Durmuş'un senette herhangi bir taahhüdünün olmadığını, evliliğin fiilen 2 ay sürdüğünü, tarafların 10/05/2019 tarihinde ayrıldıklarını, davacının evi kendisinin terk ettiğini, ziynetleri de beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....